1 Mayıs etkinliğinde Kudüs Şehidi Hasan Saklanan için gıyabi cenaze namazı kılındı
Diyarbakır merkez Yenişehir ilçesi Sümer Park alanında Memur-Sen ve Peygamber Sevdalıları Vakfı öncülüğünde bir araya gelen sendika üyeleri ile STK temsilcileri, öğle namazı müteakip Sümer Camiinde Şanlıurfalı Şehid Hasan Saklanan için gıyabi cenaze namazı kıldı, park alanında basın açıklaması düzenledi.
Yapılan basın açıklamasını Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir okudu.
Açıklamasına, Kudüs şehidi Hasan Saklanan'ın Kudüste düzenlediği kahraman ve mücahitce eylemini selamlayarak başlayan Tekdemir, "Bugün Dayanışma ve Haksızlıklarla Mücadele günü olan, Dünya Emekçileri olarak kutladığımız 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Gazze’de Soykırıma varan vahşice saldırlarda katledilen emekçi kardeşlerimizi selamlıyoruz." dedi.
"Uluslararası kuruluşların iki yüzlü sessizliğine tepkimizi en üst perdeden haykırıyoruz"
Gazzede Hak hukuk tanımayan barbar siyonist çeteler tarafından hunharca katledilen emekçilerle ilgili dünya kör ve sağır kaldığını, emek örgütleri başta olmak üzere sivil toplum kuruluşları, dayanışma örgütlerinin üç maymunu oynadığını kaydeden Tekdemir, "Gazzede Sağlık ve eğitim emekçileri başta olmak üzere vahşi saldırılarla yok edilme noktasına getirilen insanlığın tarihte benzeri görülmemiş kıyımdan geçtiğine tanık oluyoruz. Hukuki açıdan soykırım statüsündeki bu işgalin tüm süreçleri bütün ayrıntılarıyla dünyanın gözleri önünde gerçekleşmiştir. İnsanlık, üzerlerine tonlarca bombalar yağdırılan mazlum çocukların hikâyesini gözyaşlarıyla haykıracaktır." ifadelerini kullandı.
Tekdemir, "UNESCO, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), BM Kalkınma Programı (UNDP) ve Uluslararası emek hareketlerinin iki yüzlü sessizliğine tepkimizi en üst perdeden haykırıyoruz. Gazze’deki katliamın müşterek faili durumundaki Dünya devletlerinin katliamı onaylayan sessizliği karşısında tüm yasaklamalara ve engellemelere rağmen meydanları ve kampüsleri dolduran halkların bilhassa gençlerin 'Özgür Filistin ve Özgür Gazze' haykırışlarını tüm benliğimizle selamlıyoruz." şeklinde konuştu.
"Hamas'ı örgüt yaftası ile değerlendiren yaklaşım, günü geldiğinde Selahaddinler tarafından tarihin çöpü haline getirilecektir"
Mescidi Aksa'nın bir gün elbet özürlüğüne kavuşacağını; ancak tarih, sorumluluğunu yerine getirenler ile vicdanı ölenleri kaydedeceğini sözlerine ekleyen Tekdemir, şu ifadelere yer verdi:
Tarih bir kez daha; sözde insan hakları martavalları, uluslararası hukuk hezeyanları ile kandırılmıştır. Soykırımcı, Apartheid işgal rejimi israil ve destekçisi ülkelerin katliamlarının durdurulması adına İsrail'in hukuk kurallarına uymasını beklemek safdillik olur. israilin güçten anladığı tarihsel ve güncel bir hakikattir. Sistematik katliamlarını soykırıma tahvil eden bir çete düzenine savunma hakkı safsatası içinde sınırsız ve süresiz yok etme gücü tanıyan mevcut küresel düzenin hiçbir ahlaki ve hukuki varlık gerekçesi kalmamıştır. Yapılması gereken, israilin Gazze halkına ve insanlık vicdanına yönelik işlediği tüm suçları nedeniyle cezalandırılmasıdır."
Tekdemir, "Filistin Toprakları sadece Filistin halkınındır. Bu topraklarda işgalci rejimi devlet statüsüne taşıyan ve halkın meşru temsilcisi Hamas’ı örgüt yaftası ile değerlendiren yaklaşım günü geldiğinde Selahaddinler tarafından tarihin çöpü haline getirilecektir. Başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti her Müslümanın değişmez gayesi olmalıdır. İsrail ise birey ve devlet bilincimizde Filistin halkının topraklarını işgal eden siyonist bir varlıktan öteye gitmemelidir ve israil 1947 yılı öncesi Filistin sınırlarının dışına itilmesi gereken bulaşıcı bir kötülüktür. Bu bulaşıcı kötülüğün kaynağı da siyonizm akidesidir! Arz-ı Mevud inancıdır!" diye belirtti.
"İslam dünyası, siyonizmin esiri olan kukla yönetimlerden bir an önce kurtulması gerekir"
Halkı Müslüman ülkelerin sessizliği, İslam İş birliği Teşkilatının kofluğu ve Müslüman dünyasına liderlik yapacak iradenin boşluğunun yürekleri başka bir açıdan yaraladığını söyleyen Tekdemir, işgalci israil ile siyasi ilişkilere ayar veremeyen, ticari ilişkileri kökünden kesemeyen, sadece hamasetle yetinen İslam dünyasının umarsız halinin yaralara tuz biber eklediğini ifade etti.
İslam dünyasının evlerinin en mahrem köşelerine kadar siyonizmin esiri olan kukla yönetimlerden bir an önce kurtulması gerektiğinin altını çizen Tekdemir, sendika olarak 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü münasebetiyle kamu çalışanlarının taleplerine yer vererek şunları kaydetti:
"Millete hizmeti ve hürmeti onur sayan kamu görevlileri olarak; gelir dağılımında adaleti, alın terimizin hakkının ödenmesini, refahın hakça paylaşımını talep ediyoruz. Eski Türkiye’nin korkularını bugüne taşıyan, Yeni ve Büyük Türkiye’ye yakışmayan siyaset ve grev yasaklarından Yeni bir anayasa ile birlikte kurtulmak istiyoruz. Türkiye’nin en büyük emek örgütü, Anadolu’nun ve çağın erdemliler hareketi, Akademik hizmet sendikacılığının merkezi, toplu sözleşme hakkının mimarı Memur-Sen olarak; Örgütlenmede yasaklar olmasın, toplu sözleşmede sınırlamalar kalksın istiyoruz. Vergide Adalet esas olmalı. Gelir Vergisi’nde Oran sabit kalmalı, matrahlar artırılmalı diyoruz. Yardımcı Hizmetler Sınıfı kaldırılsın, personeli diğer hizmetler sınıfına aktarılsın teklifimizi yineliyoruz. Alın terinden tasarruf olmaz diyoruz."
"Sömürüden beslenenlerin, zulmü sürdürenlerin, dünyayı ve insanlığı savaşa sürükleyenlerin karşısına dikileceğiz"
"Kariyer ve liyakat esas olmalı, görevde yükselme ve unvan değişikliğinde engeller kalkmalı, mülakat artık yapılmamalı kararlığımızı tekrar ediyoruz" ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Tekdemir; aileyi korumak, anne-baba ve çocukları ayırmamak devletin öncelikli görevi, eş durumu mağduriyetini gidermek temel hedefi anlayışını benimsediklerine vurgu yaptı.
Filistin’den Suriye’ye, Arakan’dan Doğu Türkistan’a, dünyanın farklı bölgelerinde ve ülkelerinde insanlığı yok eden, insanları katleden zalimlerin karşısında olacaklarını belirten Tekdemir, "İnsanı değerli ve insana dair olanı önemli gören kadim medeniyetin mensupları olarak; insanı nesne, emeği mal, emekçiyi köle, alın terini değersiz gören hiçbir anlayışa izin vermeyeceğiz. Emperyalizme ve kapitalizme karşı fikri ve fiili direnişimize yılmadan devam edeceğiz. Sömürüden beslenenlerin, zulmü sürdürenlerin, dünyayı ve insanlığı savaşa sürükleyenlerin karşısına dikileceğiz. İnsanlık onurunu esas alıp, insanı kalkınma için ter dökeceğiz. Adil paylaşma ve asil dayanışma anlayışını evrensel değer haline getirmek için yılmadan, yıkmadan, yorulmadan ve yozlaşmadan mücadele edeceğiz." dedi.
Tekdemir, "Mazlumlara, mahzunlara, mağdurlara el uzatmaktan, omuz vermekten hiç vazgeçmeyeceğiz. Sürdürülebilir kalkınma, kapsayıcı sosyal güvenlik ve insanı esas alan sosyal politikalar için fikirden eyleme, bilgiden erdeme, yerelden evrensele doğru ses vereceğiz, söz söyleyeceğiz. Yaşasın! emeğimiz, ekmeğimiz ve alın terimiz, Yaşasın! emperyalizme karşı direnen birliğimiz, Yaşasın! kapitalizme karşı onurlu mücadelemiz, Yaşasın! sömürüye ve zulme karşı dayanışmamız, Yaşasın! Gazze onurlu direnişimiz, Yaşasın! Hasan Saklanan ve tüm aziz şehitlerimiz, Yaşasın! Emek ve Dayanışma gücümüz, Yaşasın! 1 Mayıs" ifadelerine yer verdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.