28 Şubat’ta gelinen nokta: Darbeciler dışarda mağdurlar içerde
Yaşattığı acılar nedeniyle bir daha anılmak istenmeyen 28 Şubat için, gelinen noktaya dikkat çeken hukukçular, darbecilerin ceza almasına rağmen dışarda, mağdurların ise yaşlanmalarına rağmen içerde olduklarını söylediler.
Askeri vesayetin öncülüğünde yargı, bürokrasi, medya ve sermaye bileşenlerinin kirli ittifakıyla İslam'ı ve onun yaşamdaki pratiklerini hedef alan 28 Şubat süreci, Türkiye tarihinde kara bir leke olarak duruyor.
Toplumun iradesine, inancına ve kültürüne vurulan karanlık bir darbenin adı olan 28 Şubat’ın üzerinden 22 yıl geçti. 28 Şubat 1997 yılında gerçekleştirilen ve "post-modern darbe" olarak adlandırılan karanlık sürecin brifingli yargıçları ve FETÖ'nün kumpaslarıyla binlerce insanın hayatı karartıldı.
Bugün o dönemin mahkemeleri kapatıldı, hukuksuz kararları veren FETÖ'cü savcı ve hâkimlerin bir kısmı cezaevine atıldı ama onların mağdur ettiği yüzlerce insan hâlâ cezaevinde.
Türkiye Hukukçular Derneği Mardin Temsilcisi Muhlis Alkan, İLKHA muhabirlerine, 28 Şubat’ın kanayan bir yara olduğunu ve mağduriyet giderilmeden yaranın kanamaya devam edeceğini söyledi.
“Kur’an kursları kapatıldı, okullarda başörtüsü yasaklandı”
28 Şubat darbesinin sadece askeri ayağının değil medya başta olmak üzere yargı gibi birçok ayağının bulunduğunu aktaran Alkan, şunları söyledi:
“28 Şubat, daha önce hazırlığı olan bir darbedir. Refah Yol Hükümeti dönemine ilişkin bir darbe. Gerek yargıya yapılan baskılar, gerek ticari anlamda yapılan baskılar, gerek hükümet ve medyaya yapılan baskılar sonucu patlak veren bir durumdur. Yaşanan bu sıkıntılardan inançlı kesimler yani Müslümanlar mağdur oldu. Post modern darbe öncesinde başörtüsü yasakları geldi ve bunun başında YÖK Başkanı Kemal Gürüz vardı. Kemal Gürüz önderliğinde özellikle başörtüsü yasağıyla birlikte başörtülü öğrenciler okullarından uzaklaştırıldı ve başları açılmaya çalışıldı. İrticai faaliyetler kapsamına sokularak birçok yönden baskılar oluşturuldu. Kur’an kursları kapatıldı, okullarda başörtüsü yasaklandı, Müslümanlar dini vecibelerini yerine getirme noktasında ciddi sıkıntılar yaşadı. İş kamusal alana da yansımıştı. Bunun en büyük yansıması da açıkçası yargı ayağı olmuştu. Yargı ayağıyla ilgili bilindiği üzere Çevik Bir’in başını çektiği ‘Batı Çalışma Gurubu’ var. Bu gurup, özellikle yargı mensupları, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay’daki mensuplarla diğer normal mahkemelerdeki hâkim ve savcılara brifing vererek özellikle onları etkilemiş ve irticai faaliyetler kapsamında dini ile ilgili yargılanan şahıslara ceza verilmesi yönünde telkinde bulunmuşlardır. Akabinde verilen cezalar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından istinasız bozulmadan veya aleyhte bozularaktan onanmış veya daha fazla ceza kapsamında geri gönderilmiştir.”
“Hukuka aykırı bir şekilde cezaevinde bulunan insanlar var”
15 Temmuz darbe girişiminin ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesindeki bütün üyelerin FETÖ mensubu olduğunun anlaşılması üzerine üyelerin yargılandığını hatırlatan Alkan, daha sonra dairenin de kapatıldığını ifade etti.
Alkan, “28 Şubat sürecinde; başörtüsü eylemine, yapılan haksızlıklara, ya da Müslümanların dini vecibelerini yerine getirme noktasında basın açıklaması ile yürüyüşlere katıldığı için yargılanıp haksız ve hukuka aykırı bir şekilde ceza almış birçok insan vardır. Bu insanların çoğu 22 yıl üzerinden geçmesine rağmen hala cezaevlerindedir. 2004 yılında Cumhurbaşkanımızın bu konuda telkinleri, beyanları olmuştu ve daha sonra 3 kişi yeniden yargılanmayla serbest bırakılmıştı. İsterdik ki; içerde bulunan 600 kişi de hakka hukuka uygun bir şekilde tekrar yargılansın, mağduriyetleri ortaya çıkartılıp serbest bırakılsın ama maalesef aradan 22 yıl geçmesine rağmen hala gelişen bir şey yok! Açıkçası bu iyimser yönlerimiz ama bunların sonuçları da maalesef mağdurların çıkmasına vesile olmuyor. Bilindiği üzere geçen sene nisan ayında verilen bir karar vardı. Bu darbeyi yapan şahısların başında Genel Kurmay Başkanı Çevik Bir’in olduğu, YÖK Başkanı Kemal Gürüz’ün olduğu kişiler yargılandı ve müebbet hapis cezası aldılar. Aldılar ama bunlar sağlık sebepleriyle ya da yaş haddinden dolayı şu an tutuklu değiller. Bu kişilerin yaptıkları ile ilgili kendilerine ceza veriyorsanız bunların yargılaması sonucu haksız ve hukuka aykırı bir şekilde cezaevinde bulunan insanlar var. Bunların içerisinde sağlık sorunları ve yaş haddi olan ve çıkmaları gerekirken cezaevindeler. Siz yapılan darbeden dolayı birilerine müebbet hapis cezayı veriyorsanız, içerde olan 28 Şubat mağdurlarını çıkarmanız gerekiyor. Darbeyi yapanlara ceza verip dışarıya bırakıyorsunuz, gerçek mağdurlarıda içerde tutuyorsunuz. En azından bununla ilgili bir düzenleme yapılması gerekiyor. Beklentimiz haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde bulunan kardeşlerimizin biran önce yeniden yargılanıp dışarı çıkarılmalarını istiyoruz.” dedi.
“Mağduriyetlerin üzerinden 22 yıl geçmesi hukuki bir faciadır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bakış açısının olumlu olduğunu, bu konuda iyimser olduklarını, fakat bekledikleri adımların atılmadığını kaydeden Alkan, 28 Şubat mağdurlarına yönelik bir düzenlemenin yapılmasının herkesi memnun edeceğini söyledi.
Acıların dinmesi için mağdurların serbest bırakılması gerektiğini kaydeden Alkan, “Çünkü dışarıda bunları bekleyen aileleri söz konusudur. Bu mağduriyetlerin giderilmesi onları da mutlu edecektir. Bu mağduriyetlerin üzerinden 22 yıl geçmesi hukuki bir faciadır. Daha fazla mağduriyet olmaması adına Cumhurbaşkanımızdan, hükümet nezdinde bir düzenlemeyle yeniden yargılama yolunun açılmasını istiyoruz. 28 Şubat mağdurlarının anayasal düzeni bozmaya ya da terör faaliyetleri kapsamında yaptıkları bir şey yoktur. Yapılan zulümlere karşı fikirlerini düşünceyle, yazıyla veya oturma eylemleriyle dile getirmişler. Ortada bir suç yoktur. 28 Şubatların bitmesini istiyoruz. Eğer 28 Şubat mağduriyetleri giderilmiş olsaydı ve bu darbeyi yapanlar yeterince yargılansaydı belki de 15 Temmuz darbe girişimi olmayacaktı.” dedi.
“Kanayan yaramızdır 28 Şubat”
“28 Şubat kanayan yaramızdır.” diyen Alkan, “Bu mağduriyetler giderilmezse bu yara kanamaya devam edecektir ve daha fazla mağduriyetler yaşatacaktır. Bu mağduriyetlerin giderilmesini ve yaraların sarılmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.