Adalet Bakanı Tunç: israil insanlık suçu işleyen bir örgüt gibi

Adalet Bakanı Tunç: israil insanlık suçu işleyen bir örgüt gibi
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç; siyonist rejimin bir asırdan bu yana işgal suçu işlediğini ifade ederek, "Bir devlet gibi değil örgüt gibi hareket ediyor." dedi.

Bayram namazını Üsküdar'da bulunan Büyük Çamlıca Camii'nde kılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, cemaatle bayramlaşmasının ardından gazetecilere gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.

Ramazan Bayramını tebrik eden Tunç; bayramların, kırgınlıkların, dargınlıkların ve küskünlüklerin giderildiği, dayanışmanın artırılması gereken günler olduğunu hatırlatarak, Filistin ve Gazze'de işgal rejiminin saldırıları nedeniyle buruk bir bayram geçirdiklerini kaydetti.

"Uluslararası sistemin de çaresiz kaldığını hep beraber üzülerek gördük"

7 Ekim'den beri Filistin'de işgal rejiminin saldırılarında 37 binden fazla Filistinlinin şehit edildiğini, 70 binden fazla Filistinlinin yaralı olduğunu ve Filistin'de insanlık suçu işlenmeye devam ettiğini belirten Tunç, "Bu saldırganlıklara karşı dünyanın, uluslarası sistemin çare olmadığını hep baraber üzülerek görüyoruz. Bugüne kadar israil malesef bir asırdan bu yana Filistin'de uyguladığı işgal politikasıyla oradaki Filistinlileri yerinden yurdundan ederek bir işgal politikası sürdürdü, sürdürmeye de devam ediyor. Bir asırdan bu yana Birleşmiş Milletlerin ve diğer uluslararası kuruluşların kararlarının hiçbirine bugüne kadar uymayan bir devlet söz konusu. 7 Ekim'den bu yana özellikle Gazze'de yoğun saldırılar karşısında dünyanın malesef oradaki Konseyi akan kanı durdurma noktasında uluslararası sistemin de çaresiz kaldığını hep beraber üzülerek gördük. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 14 üyenin karşı oyuna rağmen bir ateşkes kararı alındı, malesef uygulanmadı. Yine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 7 Ekim'den bu yana birkaç kez gündemine gelen bu saldırıların durdurulmasıyla ilgili önergeler hep Amerika Birleşik Devletleri'nin ret oyuyla karşı karşıya kaldı. İnsani yardım önergelerininde Güvenlik Konseyinde reddedildiğini gördük." dedi.

"Devlet demek mümkün değil"

Uluslararası Ceza Mahkemesinin 2019'da ve 7 Ekim'den sonra yapılan insanlık suçu ile soykırım suçunu işleyenlerle ilgili başlattığı soruşturmanın henüz bir davaya dönüşmediğini dile getireren Tunç, "Uluslararası Ceza Mahkemesinin özellikle savcılık makamının etkisizliğini hep beraber gördük. İsrail soykırım suçu nedeniyle Uluslararası Adalet Divanı'na götürüldü. Orada da bir yargılama başladı, o yargılamada da Türkiye'nin beyanda bulunduğu Uluslarası Adalet Divanı'nda devam eden yargılamada tedbir kararı verildi. Bu tedbir kararında da maalesef gerek ateşkes gerek insani yardımlarla ilgili önemli hususlar var. Maalesef israil bunlara da uymadı. Kısacası gerek 7 Ekim'den önceki olaylar gerek 7 Ekim'den sonra yoğunlaştırdığı saldırılar sonrasında uluslarası sistemin, hukukun hiçbir kuralına uymayan bir devlet söz konusu. Dolayısıyla uluslarası kuruluşların aldığı kararlara, Birleşmiş Milletlerin yargılama makamı olan Uluslarası Adalet Divanı'nın kararlarına uymayan bir devlet yani uluslarası hukuku tanımayan bir devlet. Dolayısıyla ona devlet demek de mümkün değil, bir örgüt gibi bir asırdan bu yana devam eden bir durum söz konusu. Bir devlet gibi değil, örgüt gibi hareket eden bir devlet var. Devlet demekte zorlanıyoruz. " diye konuştu.

"Kesin ve kalıcı çözümün bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasından geçtiğini söylüyoruz"

7 Ekim'den beri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyük bir diplomasi çalışması sergilediğini aktaran Tunç, "Bölge liderleriyle yoğun görüşmeler gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığımızın sürdürdüğü diplomatik çalışmalar var. Orada ateşkesin sağlanmasıyla ilgili çalışmaları yoğun bir şekilde sürdüren bir ülke Türkiye. Başından beri Filistin davasını savunan bir ülkeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız her platformda, BM kürsüsünde de Filistin'in hakkını ve maruz kaldığı insanlık suçlarını hep ifşa eden bir lider. Oradaki kesin ve kalıcı çözümün Türkiye olarak hep 67 sınırlarında bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasından geçtiğini söylüyoruz. Orada Filistin Bağımsız Devleti kurulmadığı müddetçe bu sorunların devam edeceğini, bir an önce Filistinde bağımsız Filistin devletinin kurulması görüşünde devam ediyoruz" diye belirtti.

"Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz"

Türkiye'den, 11 insanı yardım gemisinin Filistinlilere ulaştırıldığını ve bunun sürdürüleceğini dile getiren Tunç, "Son alınan tedbirler var, bu tedbirler kapsamında da yine Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, onların destekçisi olmaya devam edeceğiz. İnsanı yardımlar noktasında bir takım engelleme çalışmaları sergilenmeye çalışıldı israil tarafından ama tüm bunları aşma noktasındaki gerekli tedbirleri de Dışişleri Bakanlığımız almaya devam ediyor. Onların yanında olmaya, onları savunmaya, bir devlet kurmalarını her platformda savunmaya devam edeceğiz. Orada bir soykırım suçu işleniyor. Buda mahkemenin huzurunda Uluslararası Adalet Divanı'nın tedbir kararıyla da tescillenmiş durumda. Uluslarası Ceza Mahkemesi savcısınında gerek 2019'da başlayan soruşturma gerek 7 Ekim'den bu yana başlayan olaylar nedeniyle bir an önce soykırım suçunu işleyen devlet yetkilileri hakkında da davayı açması gerekir. Uluslarası Adalet Divanı'nın da tedbir kararının özelikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde de takip edilerek o kararları uygulanmasının sağlanması gerekir. Malesef israil uluslarası hukuku tanımayan, orada insanlık suçu işleyen bir, örgüt şeklinde hareket ediyor. Türkiye olarak Filistinli kardeşlerimizin hakkını, hukukunu savunmaya devam edeceğiz. Orada bir an önce ateşkesin sağlanması, çocuk, kadın ve sivil katliamlarının önlenmesi noktasındaki çabalarımızı da sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.