Aile bizim sığınağımız, temelimizdir

Aile bizim sığınağımız, temelimizdir
Aile kavramının yeniden inşa edilmesine dikkat çekmek amacıyla Peygamber Sevdalıları Platformuna üye Genç Düşünce Akademisi (GEDAK) tarafından, "İslam'da aile, eşler arası diyalog ve çocuk eğitimi" konulu panel düzenlendi.

Şanlıurfa'da düzenlenen İslam'da aile konulu panelde, İslami kişiliğin kazanıldığı ilk yerin aile olduğu vurgulandı.

Şair Nabi Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen panele İlahiyatçı-Yazar Doç. Dr. Celil Abuzer, Sosyolog Fehmi Göv, Psikolojik Danışman ve Rehberlik Uzmanı Osman Arpag ve vatandaşlar katıldı.

Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan panelde İnzar Dergisi'ndeki bir yazı dizisinin sinevizyon gösterimi yapıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan GEDAK Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Ergün, toplumu ifsat etmeye çalışan emperyalistlere karşı harekete geçilmesi gerektiğini söyledi.

Ergün, "Emperyalizmin, deccalizmin oyunları ve desiseleri sonucunda aile ve toplumun ne şekilde ifsat edildiğini hep birlikte müşahede etmekteyiz. Bu fesada, fitneci ve bozguncu emperyalist güçlere karşı bir şeyler yapma gayesinde olmamız gerektiğini düşünüyoruz." dedi.

Daha sonra söz alan Abuzer, İslam'da ailenin şekillenmesinin eşlerin birbirlerinin haklarını muhafaza etmesinden geçtiğine değindi.

"Aile bizim sığınağımız, temelimizdir"

İslami kişiliğin kazanıldığı ailenin, tüm darbelere karşı savunulması gerektiğini dile getiren Abuzer, şunları söyledi:

"Temelini şekillendirmediğimiz bir toplumsal yapı içerisinde yol almaya çalışıyoruz. Kendi kimliğimizi, kişiliğimizi, duruşumuzu inşa etmeye çalışıyoruz. İslam bir hayat nizamıdır. Hayatın her alanını kuşatan hükümler içerir. İslam'ın insan ve dünya anlayışını, hayata bakışını tevhit şekillendirir. Peygamberimiz toplumu, adeta medeniyeti inşa etmiş, görevini tamamlamış ve öyle Rabbine kavuşmuştur. Aile bizim sığınağımız, temelimizdir. Aile, İslami kişiliğimizi kazandığımız yerdir. Bütün darbelere, hıyanetlere, saldırılara rağmen bugün ayaktaysak aile yapımızdaki bir takım temel dinamiklerin halen muhafaza ediliyor olmasındandır. Ama ne yazık ki bu da hedeftedir."

"İslami yuvanın kurulabilmesi için kazançlarımızı kontrol etmemiz gerekiyor"

Abuzer, İslami bir yuvanın kurulabilmesi için helal dairesi çerçevesinde kazanç elde edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "İbadetten hâsıl olacak rahmeti yakalayamaz, berekete ulaşamaz, evine huzur girmez, evinde kavga-gürültü eksik olmaz. Dolayısıyla bizlerin önceliği yuvalarımıza ve çocuklarımızın lokmalarına dikkat etmemizdir. Aile kurulurken haram üzerine bina etmişsek, haram kazanç ile sağlıyorsak daha temelde bozmuşuz demektir. Dolayısıyla bu konuda hassasiyet göstermemiz lazımdır. Kazancımızın helal olması lazımdır. Şeytanın en büyük hilesi şudur. Bütün günahları bizlere işletirken makulleştirir, hafifleştirir. İslami bir yuvanın kurulabilmesi için kazançlarımızı bu çerçevede kontrol etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"Toplumsal dejenerasyonla aile ilişkilerimizde problemler oluşmuştur"

Eşler arası diyaloğun sağlam olmaması nedeniyle gayri İslami oklara karşı savunmasız kalındığını ifade eden Göv ise "Günümüzde özellikle toplumsal dejenerasyonla birlikte aile ilişkilerimizde ciddi problemler oluşmuştur. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi gayri İslami toplumsal oklara karşı savunmasız olmamız, buna karşı herhangi bir savunma inşa edemememizdir. Ailede sevgi ateştir, onu sürekli beslemek gerekiyor. Bunun için karşılıklı iletişim yollarının açık olması ve iki tarafın da karşılıklı özveride bulunması gerekiyor." şeklinde konuştu.

Ailede çocuk eğitimi konusuna değinen Arpag da çocukların, ebeveynlerin yetiştirdiği doğrultuda ahlak edineceklerini belirtti.

"Anne ve baba nasıl yetiştirirse çocuk o şekilde büyüyecektir"

Çocukların ilk öğretmenlerinin anne ve babaları olduğunu sözlerine ekleyen Arpag, " 'Bütün çocuklar İslam fıtratı üzerinde dünyaya gelir. Anne babası onu ya Yahudi ya da Mecusi yapar' şeklinde hadis vardır. Fıtratı temiz bir suya veya boş bir bardağa benzetirsek bu bardağı dolduran biz anne ve babalarız. Biz bu bardağın içine kötülük de koyabiliriz. Suyun içine toprak koyduğumuzu düşünelim. Bu su bulanık hale gelir. Biraz zehir attığınızı düşünün, içtiğinizde öleceksiniz. Biraz şerbet akıttığınızı düşünün, tatlı bir içecek haline gelecektir. Dolayısıyla anne ve baba çocuğunu nasıl yetiştirirse çocuk da o şekilde büyüyecektir." dedi.

Panel, yapılan dua ile son buldu. (İLKHA)

genc-dusunce-akademisi.jpg

genc-dusunce-akademisi-001.jpg

genc-dusunce-akademisi-002.jpg

genc-dusunce-akademisi-003.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.