Akademisyenler: Müslümanlar birlik ve yekvücut halinde İslam düşmanlarına karşı durmalıdırlar
Aksa Tufanı'nın birinci yılına dair İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim üyeleri Akademisyen Prof. Dr. Vechi Sönmez ve Doç. Dr. Şükrü Aydın, şanlı direnişin tüm yokluk ve zorluklara rağmen devam ettiğini ifade ettiler.
Tarihin geçmiş sayfalarına bakıldığında Yahudi ve Hristiyanların birbirlerine karşı azılı düşman ve iki zıt kutup olduklarının görüldüğünü, fakat konu Müslüman kanı dökmek olduğunda birlikte hareket ettiklerini belirten akademisyenler, başta Filistin, Gazze olmak üzere, tüm dünyada akan Müslüman kanının durması için, Müslümanların aralarındaki mezhepçilik ve tefrikaları kaldırması gerektiğini vurguladılar.
Küftün tek millet olduğunu belirten akademisyenler, müminler arasındaki dayanışmayı ve ümmet bilincini yayacak bütün hamlelere destek olmak için aralarında vahdet ve ittifak kurmalarını gerektiğini söylediler.
Filistin'de, Gazze'de yaşanan soykırım ve katliamlara karşı halkı bilinçlendirmede ve doğruyu anlatmada en büyük sorumluluğun Müslüman lider ve İslam âlimlerinde olduğunu belirten akademisyenler, herkesi sorumluluğunu yerine getirmeyen davet ettiler.
"Bizler ve İslam alemi ne yapıyor?"
Gerçek ve hakiki imana eren her Müslümanın Filistin'de, Gazze'de yaşananlara duyarsız kalmaması gerektiğini belirten Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vechi Sönmez, "Müslümanların içerisinde bulunduğu bu acı durum en çok bizleri üzüyor. Öğrencilerimize de sürekli söylüyorum; vallahi Gazze'deki mümin ve muvahhitler bizlerden daha şanslıdırlar. Allah dini yolunda ve vatanları siyonistlerin pençesi altına girmesin diye her şeylerini feda ediyorlar. Bizler ve İslam alemi ne yapıyor? İslam ülkelerinin liderleri ve yöneticileri ne yapıyor? İmani duygu bunlara hiç mi nasip olmadı. Gerçek ve hakiki imana eren bir müminin bu olaylara duyarsız kalması hiç mümkün değildir." dedi.
"İlim ehli insanların mesuliyetleri kat kat fazladır"
"Aksa Tufan'ın yıl dönümünü acziyet içerinde hatırlayacağımıza, keşke direnişin güçlendiği, müminlerin topyekûn bir araya geldiği bir durumda olunsaydı." diyen Sönmez, "Ne zaman uyanacağız? Bizi yan getirecek daha ne olması lazım? Bizlerde ümmet bilinci ne zaman olacak? Müslüman camiaları nelerle uğraşıyorlar? Daha aramızdaki dayanışmayı, kin ve nefreti kaldıramamış, zayıf bir pozisyondayız. Öncelikle aramızdaki tefrikaları kaldırmalı, yanlış düşünen insanları uyarmalı, hele hele ilim ehli insanların mesuliyetlerinin kat kat fazla olduğunu idrakine varmalıyız. Bu idrake vardığımız da ise siyonizm bizlere bu dayatmaları yapamayacak ve bizlere karşı güçsüz kalacaktır." diye konuştu.
"Müminler arasındaki dayanışmayı ve ümmet bilincini yayacak bütün hamlelere destek olunmalı"
Allah Teâlâ Kur'an'ı Kerim'de bizlere "Onları dost edinmeyin..." ayetiyle konuşmasına devam eden Sönmez, son olarak şu ifadelerde bulundu:
"Onlar müminlerin kuyularını kazan zalimlerdir. Küfür ehli olan ülkeler kendi aralarında ne kadar dayanışma içerindeler. Haksız olduklarını bilmelerine rağmen, müminlere karşı olma noktasında hepsi yan yana geliyor. Müslümanlar ve liderleri de bu şuura varmalıyız. Filistin davası benim şahsi davam değil deyip uzaklaşan zalim liderlere karşı halkın cephe alması lazım. Gündeme getirmeyen ve insanları uyuyan; Ürdün, Arabistan gibi ülkelerin zalim liderlerine karşı halkın uyanık olup direniş içerinde onların iktidarlarına son vermeleri lazım ve müminler arasındaki dayanışmayı ve ümmet bilincini yayacak bütün hamlelere de destek olarak tefrikayı bırakmalıyız."
"Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlıydı"
Filistin, Gazze'deki mücahitlerin siyonislere karşı Bedir'in aslanlarını aratmayacak şekilde direniş ve mücadele gösterdiklerini belirten Batman Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şükrü Aydın, "Aksa Tufan'ında Gazzeli kardeşlerimiz gerçekten büyük ve şanlı bir direniş gösterdiler. Hatta kendi kedime diyorum ki; Akif bugün hayatta olsaydı onlara 'Bedrin aslanları ancak bu dar şanlıydı' diyebilirdi. Peki, neden? Çünkü bütün yokluklara rağmen su yok, elektrik yok, internet yok ve her türlü boykota rağmen halen direniş gösteriyorlar ve Mescid-i Aksa'nın işgal edilmemesi için direniş gösteriyorlar. Bütün Müslümanlar bu direnişe destek olduğunu gösteriyorlar ama bu desteğin yürekten destek olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Bugün Müslümanların en büyük eksiği vahdet ve ittifaktır"
Filistin'e desteğin sadece sözle ya da lafla kalmaması gerektiğini ve artık bazı şeyleri uygulamaya konulması gerektiğini ifade eden Aydın, konuşmasına şöyle devam etti:
"Maalesef bugünkü Müslümanların en büyük eksiği vahdet ve ittifaktır. Tarihe baktığımız zaman Hristiyan ve Yahudiler birbirlerinin can düşmanıyken, hatta Kur'an'ı Kerim onlarla ilgili 'Onların kalpleri paramparçadır' ama şu anda o ayrılıkları bırakmışlar, birlik ve beraberlik içerinde Müslümanları hedef alarak, Müslümanlara karşı her kötülüğü yapıyorlar. Ama biz Müslümanlar hala sen Sünni'sin ben Şii'yim hesabına düşmüşüz. Bunlar çok basit şeylerdir. Müslümanların bundan kurtulması gerekiyor ve bu konuda çok duyarlı olmamız lazım."
"Müslümanlar birlik ve yekvücut halinde İslam düşmanlarına karşı durmalıdırlar"
Müslümanların en büyük eksiklerinin vahdet ve ittifak olduğunu vurgulayan Aydın, "Hazreti Peygamberin son tavsiyesi ve mirası 'Size Kur'an'ı ve sünneti bıraktım.' dolayısıyla buna uymamız gerekmektedir. Müslümanların birlik ve yekvücut halinde İslam düşmanlarına karşı durmalıdırlar. Eğer biz dursaydık, bugün Gazzeliler bu acıyı yaşamayacaktı. Hatta bu acı git gide yayılıyor ve Lübnan topraklarına girmiş durumdadır. Onun için çok büyük bir duyarlılık göstermemiz lazım. Sorumluluk sahibi olmamız lazım. Elimizden gelen her şeyi yapmamız lazım ve düşman oyunlarına gelip; sen Şii'sin ben Sünni'yim, senin mezhebin şöyleydi ya da böyledir deyip parçalanmaktan uzak durup, yekvücut olarak tavır göstermemiz lazım." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.