Altın: "Kur’an-ı Kerim'i parçacı değil bütünsel bir yaklaşımla ele almalıyız"

Altın: "Kur’an-ı Kerim'i parçacı değil bütünsel bir yaklaşımla ele almalıyız"
Tatvan Eğitim Kültür ve İnsani Hakları (TEK-DER) tarafından, Şehit Furkan Doğan Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda konuşan Yardımcı Doçent Mehmet Altın, Kur’an-ı anlama yönteminde sıkıntıların olduğunu belirtti.

Bitlis’in Tatvan ilçesinde, “Kur’an-ı Kerim'e bütünsel bakış” temasıyla düzenlenen programda konuşan Yardımcı Doçent Mehmet Altın, Kur’an-ı Kerim'in anlaşılması için parçacı değil, bütünsel bir yaklaşımla ele alınması gerektiğine dikkat çekti.

Bitlis’in Tatvan ilçesinde, “Kur’an-ı Kerim'e bütünsel bakış” temasıyla bir program düzenlendi.Tatvan Eğitim Kültür ve İnsani Haklar (TEK-DER) tarafından, Şehit Furkan Doğan Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda konuşan Yardımcı Doçent Mehmet Altın, Kur’an-ı anlama yönteminde sıkıntıların olduğunu belirtti.

Altın, “Kur’an-ı anlama yönteminde sıkıntılarımızın olduğunu düşünüyorum. Şimdi bu yönteme baktığımız zaman birkaç olmazsa olmaz ilke ve yöntemin olduğunu görüyoruz. Tabi Arapça dilinin belagat ve fesahatini bilmenin yanında, birinci sırada Kur’an-ı Kur’an ile tefsir etme yönteminin olduğunu görüyoruz. Bu yöntem Peygamber Efendimizin (sav) bizzat tatbik ettiği yöntemdir. İkinci yöntem, Kur’an sünnet bütünlüğüne önem vermektir. Bu da hakikaten çok hayati bir ilkedir. Peygamber Efendimizin önemli bir görevi de biliyoruz ki kendisine vahiy olarak inen Kur’an-ı beyan etme görevidir. Üçüncü temel ilke Kur’an’ın indiği dönem ve şartların çok iyi bilinmesi gerekiyor. Biz buna nüzul ortamı diyoruz. Kur’an-ı Kerim'in indiği dönemindeki sosyo ekonomik, sosyo politik durum, orada her ne varsa elbette Kur’an-ı anlamada büyük bir ölçüdür.  Onu da göz ardı etmememiz lazım. Başka bir ilke, ayetlerin varsa nüzul sebeplerinin bilinmesi. Bazı ayetler var, gerçekten de nüzul sebepleri ayeti bizlere izah ediyor.  

Diğer bir ilke ise siyasi ve ideolojik anlamlara ait görüşler. İspatlanmamış bilimsel teoriler. Ayetlerden bazıları cımbızla seçilerek Kur’an’ın görüşüymüş gibi gösterilmemeli. Bu çok önemli bir temel ilkedir.  Çok çevrelerce tarih seli içerisinde ortaya çıkmış ve kendi taraflarına ve başka insanları da taraflarına çekmek için nice fırkalar ve mezhepler çıkmıştır. Fırkaların ve mezheplerin değerleri bu başlık altında görmek mümkündür. Bazen bu kadar taassubi mezhepçilik yapılmış ki tamamen kendi görüşlerinin doğruluğunu ispatlamak üzere Kur’an-ı Kerim'e parçacı bir yaklaşımla yanaşarak, kendine pay çıkarma durumunu bulabilmişler. Zaman zaman bazen abartılı ifadeler bu çerçevede kullanılmıştır. Altıncı ilke olarak da Kur’an’a bütüncül olarak bakmalı. Kendi bütünlüğü içerisinde değerlendirilmeli. Ayetlerin bağlamlarına dikkat edilmeli.  Zikretmiş olduğumuz 6 ilke çerçevesinde Kur’an’a bakabilirsek, bu çerçevede Kur’an’a yanaşabilirsek, doğru neticeleri çıkaracağımız muhakkaktır.” dedi.

“Bütüncül bir bakış açısını kazanmak ve Kur’an’a o çerçevede yaklaşılması önemlidir”

Altın, Kur’an-ı doğru anlamak için bütünsel bir yaklaşım sağlanması gerektiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Kur’an'da doğru iletişimi engelleyen unsurlar, bu saydığımız 6 ilkenin tersi olan şeylerdir. Parçacı yaklaşım Kur’an'dan cımbızlama yaparak, bazı ayetleri delil getirmektir. Öyleyse bütüncül bir bakış açısının kazanılması ve o çerçevede Kur’an’a yaklaşılması önemlidir. Parçacı bir yaklaşımla ayetler cımbızlandığı zaman, murad-ı ilahi dediğimiz, Allah’ın asıl kastetmiş olduğu o manayı kaçırıyoruz ve çok ciddi sıkıntılara neden oluyor. Biri çıkar o ayeti cımbızlar, Müslümanı öldürür ve cihat yapmış olur.  Birisi kalkar farklı bir şey yapar ve hakikaten işin içinden çıkamayacak bir durum söz konusu olur. Peki, Kur’an’ın anlaşılmasında bütünsellik dediğimiz şey nedir? İşte o parçacı yaklaşımdan öte Kur’an-ı Kerim'e bütünsel bir gözle bakmak demektir. Her bir kelimenin, cümlenin tamamıyla nasıl bir irtibat oluşturduğuna bakmak lazımdır. Bir ayetin aynı konudaki bütün ayetlerle olan ilişkisine bakmak lazım. Sonra o ayetin ihtiva ettiği konunun, o konuya temas eden diğer ayetler ile olan ilişkisine bakıyoruz. Kur’an’ın tamamı ile olan ilişkisine bakıyoruz. Bir de ayetin sünnet ve dinin bütünü ile olan ilişkisine bakıyoruz. İşte bu çerçevede değerlendirildiği zaman, hakikaten Allah’ın söylemek istediği maksadı yakalama durumu söz konusu olur.”

Altın son olarak, Kur’an üzerine bütüncül bir araştırma gerektiğini ve yapılan araştırmaların temel ilkelerine dikkat edilmesi gerektiğinin önemine vurgu yaparak, “Kim söylüyor? Neyi söylüyor?  Kime söylüyor? Niçin söylüyor? Nasıl söylüyor? Nerede ve ne zaman söylüyor? Bunların bir veya birkaçı ihmal ediliyorsa, ortaya çıkacak olan şeyin, bütüne olumsuz yansıyacağını düşünüyoruz.” diye konuştu. (İLKHA) 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.