ASKON Batman Şubesinden "Evet" açıklaması

ASKON Batman Şubesinden "Evet" açıklaması
ASKON Batman Şube Başkanı Mehmet Selman Nasıroğlu, Türkiye'nin en önemli gündem maddesi olan başkanlık sistemi konusunda ayrıntılı bir çalışma yaptı.

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Batman Şube Başkanı Mehmet Selman Nasıroğlu, Türkiye'nin en önemli gündem maddesi olan başkanlık sistemi konusunda ayrıntılı bir çalışma yaptı. Nasıroğlu, Cumhurbaşkanlığı sistemine yönelik çalışması ile ilgili yazılı açıklama yaptı.

Nasıroğlu mesajında, Cumhurbaşkanlığı sisteminin Parlamento'nun işlevinin attığı, kuvvetler ayrılığının güçlendiği, 2023 hedeflerinin desteklendiği, istikrarı sağlayacak, halkın gündemini yasamaya taşıyan, kalkınmanın önünün açıldığı bir sistem olduğunu belirtti.

Nasıroğlu, Başkanlık sistemine yönelik çalışmasında şu tespitlerde bulundu:

 

PARLAMENTO'NUN İŞLEVİ ARTIYOR: 

Parlamentonun yasama, yürütmeyi denetleme, hesap sorma işlevi güçlenecek.

 

KUVVETLER AYRILIĞI GÜÇLENİYOR: 

Kuvvetler ayrılığı ilkesi daha güçlü bir şekilde hayata geçecek.

 

2023 HEDEFLERİNİ DESTEKLER: 

Hükümetin 2023 hedefleri toplumsal vizyona dönüştü, başkanlık bunu destekleyecek.

 

İSTİKRARI SAĞLAYACAK:

Başkanlık sisteminin yürütmede sağlayacağı istikrar ülkenin önünü açacak.

 

SEÇİM BÖLGELERİNE YANSIYACAK: 

Seçim bölgeleri halkın temsilcileri ile ilişkilerini kuvvetlendirecek. Yörelerin kaygılarını siyasi sürece yansıtmalarını sağlar.

 

HALKIN GÜNDEMİ YASAMAYA YANSIR: 

Güçlü bir sivil toplum oluşumu, çoğulcu medya birleşecek, halkın gündemini yasamaya taşıyacak önemli bir kanal olacak.

 

KALKINMANIN ÖNÜNÜ AÇAR: 

Kapsayıcı kalkınma anlayışı içinde yerel dinamiklerin ağırlığı artacak. Yenilikçi kalkınma sürecine katkı sağlayacak.

 

ASKON Batman Şube Başkanı Mehmet Selman Nasıroğlu, çalışmasının detaylarında şunları kaydetti.

 

'EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ, YÜRÜTMEYİ İKİ BAŞLI OLMAKTAN ÇIKARMASI'

Anayasa değişikliği teklifinin en önemli özelliğinin, yürütmeyi iki başlı olmaktan çıkarması olduğuna dikkat çeken Nasıroğlu, "Cumhurbaşkanının halkoyu ile seçilmesi nedeniyle halka karşı siyasi sorumluluğunun bulunması ve geniş icrai yetkileri nedeniyle gelecekte, yürütmenin diğer tarafı olan başbakan ve bakanlar kurulu ile yaşanabilecek muhtemel devlet krizini ortadan kaldıran bir değişikliktir" dedi.

 

Nasıroğlu, değişiklik teklifine göre, yürütme yetkisinin halk oyu ile seçilen cumhurbaşkanına ait olacağı belirtilerek, halkın direk bir şekilde yönetime ortak olacağını belirterek şu ifadelere yer verdi:

 

"Cumhurbaşkanı bu yetkisini yardımcıları ve parlamento dışından atayacağı bakanlar ile kullanacaktır. Yasama yetkisi ise münhasıran Mecliste olacaktır. Cumhurbaşkanının, yasa teklif etme yetkisi olmayacaktır. Yasama yürütmeden tamamen ayrı, kuvvetler ayrılığı ilkesine daha uygun bir hükümet sistemi öngörülmektedir. Anayasa değişikliği teklifi ile yargı alanında da önemli değişiklikler yapılmaktadır. Öncelikle yargı bağımsızlığı ilkesine 'tarafsızlığı' şeklinde ekleme yapılarak yargının tarafsızlığına ayrıca vurgu yapılmaktadır." dedi.

 

Nasıroğlu çalışmasında , "2007 yılında gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanının görev ve yetkileriyle, yasama ile yürütme arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlerde bir değişiklik yapılmamış olması, cumhurbaşkanına tanınan yetkiler nedeniyle zaten 'zayıf parlamenter sistem' olarak anılan hükümet sistemimizi 'yarı başkanlık sistemine' çevirmiş, 'başkanlık sistemine' yaklaştırmıştır." değerlendirmesinde bulunuldu.

 

'KUVVETLER AYRILIĞINA EN UYGUN SİSTEM'

 

Demokrasi ve cumhuriyetin en bariz özelliğinin, yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olması yani "kuvvetler ayrılığı" ilkesi olduğuna işaret edilen Nasıroğlu, yürütmenin, yasamanın içinden çıktığı parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığının zayıf olduğu vurgulandı. Yürütmenin ayrı, yasamanın ayrı seçildiği başkanlık sisteminin ise kuvvetler ayrılığı ilkesine en uygun sistem olduğu savunuldu.

 

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde parlamentonun daha güçlü olduğuna dikkat çeken Nasıroğlu, "Parlamentonun koyduğu kanunlar çerçevesinde icrai görev yapabilen, parlamentonun onayladığı bütçe ile sınırlı olarak halka hizmet eden, seçimle gelip seçimle gidecek olan cumhurbaşkanın 'diktatör' olacağını iddia etmenin mantıki hiç bir izahı yoktur." değerlendirmesini yaptı.

 

'KOALİSYON İHTİMALİ YOKTUR VE İSTİKRAR ÜRETİR'

 

Çok partili demokratik siyasi hayatta parlamenter hükümet sistemi nedeniyle her 1,5 yıla bir hükümet düştüğüne işaret edilen Nasıroğlu, şu ifadelere yer verildi:

 

"Bu da siyasi istikrarsızlığa ve ekonomik krizlere yol açmakta, ekonomik krizler güvenlik sorunlarını tetiklemekte, güvenlik sorunları vesayet kurumlarını güçlendirmekte, vesayetçi anlayış belli aralıklarla darbelere yol açmakta, demokrasimizi zayıflatmakta, ülkemizin iç sorunları ile boğuşması nedeniyle, dış politikada etkisizleştirmektedir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ise koalisyon ihtimali yoktur ve istikrar üretir. İstikrarın sonucu da kalkınmadır, halkın refahının artması, ülke ekonomisinin katlanarak büyümesi demektir.

Üniter yapımızı koruyarak, dünya uygulamalarındaki aksaklıkların da giderildiği ülkemize uygun bir hükümet modelini, bunun adı başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı sistemi olsun fark etmez, bunu Meclis takdir edecek ve milletimiz de uygun bulursa onaylayacaktır. 'Eyvah' dedirtecek fırsat kayıpları yerine, fırsatları geleceğe aktaracak rasyonel yapılanmayı tercih etmek zorundayız. Anayasa değişikliğini Cumhurbaşkanımızın şahsına hapsetmeden, çocuklarımızın geleceğini düşünerek, daha geniş bir yaklaşım sergileyerek, gelecekte muhtemel kriz tehlikesini ortadan kaldıralım, Cumhuriyetimizi güçlendirelim." dedi.

 

'BU SİSTEMDE BEKLENTİLERİ HANTAL YAPIDAN KURTULUR VE DAHA İVEDİKLE ÇÖZÜLÜR '

 

Nasıroğlu, cumhurbaşkanlığı sisteminde yürütmenin başı konumunda olan cumhurbaşkanının ve yasama organının genel seçimle belirlendiği aktararak, şunları kaydetti:

 

"Yasama ve yürütme erkleri arasında oluşabilecek çekişmelerin çözümünün aracı da seçimdir. Bu sistemde beklentileri karşılayamamanın kılıfı yoktur. Yürütmenin başı olan cumhurbaşkanı, yardımcılarını ve bakanları ile üst düzey yöneticileri atama, geniş alanları kapsayacak şekilde kararname çıkarma yetkisi ve bütçe yaparak Meclise sunması gibi temel yetkiler, yürütmenin egemenliğinin sahibi millete bahanesiz hesap vermek zorunluluğunun göstergeleridir." dedi.

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.