Aslan: "Ramazan festival ve eğlence değil ibadet ve muhasebe ayıdır"
Ramazan'ın festival ve eğlence ayı olmadığını vurgulayan Van'ın tanınmış imam hatiplerinden Fahrettin Aslan, ibadet ve amel muhasebesi ile bu ayın idrak edilmesi, ruhun manevi yönden doyurulması gerektiğini vurguladı.
İLKHA'ya konuşan Molla Fahrettin Aslan, mübarek Ramazan ayının önemi, bu ayda yapılması gerekenler hakkında önemli tavsiyelerde bulundu.
Ramazan ayının kazançlı ve bereketli bir ay olduğunu belirten Aslan, orucun Müslümanlara kazandırdığı bir çok faydasının olduğunu söyledi.
Aslan, "Oruç öyle bir ibadettir ki, Allah (Celle Celalühu) sevabının bizzat kendisinin vereceğini vaat ettiği bir ibadettir. Diğer ibadetlere Allah hangi sevabı vereceğini vaat etmiştir ama oruca vereceği sevabı kendi yanında gizli tutmuştur. Riyanın, gösterişin en az karıştığı ibadet oruçtur. Bundan dolayı oruç, müminin manevi hayatı üzerinde büyük tesirleri olan bir ibadettir." dedi.
"Oruç, mümin için bir mekteptir"
Orucun, kişinin nefsini Allah’ın azabından uzaklaştıran ve günahlarına kefaret olan bir ibadet olduğunu söyleyen Aslan, "Ey iman edenler, sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi oruç size de farz kılındı. Umulur ki siz takvaya erersiniz." ayetine atıfta bulunarak, "Bütün ibadetlerin bir mana ve hikmeti vardır. İbadetler, gayesiz ve sebepsiz olacak şekilde insanlara yüklenmemiştir. Orucun gayesi kişiyi takva makamına ulaştırmaktır. Bir nevi oruç, Ramazan ayı mümin için bir mekteptir, müminin manen eğitildiği, noksanlıklarının tamamlandığı bir mektep, bir üniversite gibidir. Mektep ve üniversitenin bir takım dersleri vardır, başta gelen dersi Kur'an'dır. Ramazan'a asıl değer katan Kur'an'ın bu ayda indirilmesidir. Ramazan asıl itibarını Kur'an'ın nüzulünden almaktadır. Kur'an'ın doğumuna şahitlik ettiği için Ramazan, ayların efendisi olmuştur." diye konuştu.
"Kur'an'ı hayatımıza aktarda aktara okumamız gerekir"
"Bu ayda Kur'an'la olan yakınlığımız acaba hangi derecededir? Kur'an, hayatımızın merkezinde ne kadar yer alıyor? Kur'an-ı ne kadar okuyabiliyoruz. Evlerimize Kur'an ahlakı ne kadar hâkim? Sokaklarımıza Kur'an ahlakı ne kadar hâkim? Biz Kur'an'a ne kadar hâkimiz? Kur'an bize ne kadar hüküm ediyor?" sorularına işaret eden, "Bu ay muhasebesi yapılması gereken bir aydır. Ramazan mektebinin bize verdiği ilk ders Kur'an dersidir. Kur'an dersi üzerinde iyice tefekkür etmemiz lazım. Kur'an'ı güzel bir şekilde sindire sindire, hayatımıza aktarda aktara okumamız gerekir. Ramazan ayı bize bu dersi veriyor." ifadelerini kullandı.
Aslan, özellikle sahur vakitlerinin bir fırsat bilinip bu vakitlerde teheccüd namazının kılınmasını ve Ramazan sonrasında da bu ibadetin alışkanlık haline getirilmesini tavsiye etti.
Aslan, "Bir insanı eğitmenin en güzel yolu, onu bizzat kendi yerine koymaktır. Mesela sürekli, açlık ve susuzluktan bahsederiz. Afrika’daki susuzluğun ne kadar zor olduğundan, buradaki insanların açlığından bahsederiz. Tok olan bir insan bunların halinden anlayamaz. İşte Ramazan, bizzat o insanları aç ve susuz bırakarak, açlığın ne kadar zor bir durum olduğunu, susuzluğun ne kadar zor bir şey olduğunu, dolayısıyla bu insanların haliyle dertlenmenin ne kadar elzem olduğunu mümine bizzat yaşatarak öğretir. Özellikle çevremizdeki mağdur, mahrum, kimsesiz olan insanların dertleriyle dertlenerek, onlara daha fazla yardım elimizi uzatarak, zekâtlarımızı hakkıyla vererek, bunun haricinde infaklarımızı da o insanlara ulaştırmak suretiyle Ramazan, bizleri eğitiyor." şeklinde konuştu.
"Oruç insanları sabra alıştırıyor"
Ramazan ayının insana ayrıca sabır dersi verdiğini dile getiren Aslan, "Özellikle bela ve musibetlere karşı Ramazan, sabırla alıştırmak için o mümini alıştırıyor ve onu eğitmiş oluyor. Çünkü sabır dinin yarısıdır. Kişi Allah rızası için herhangi bir baskıya gerek kalmadan imsak vaktinden iftar vaktine kadar Allah rızası için yeme içmesini, onu etkileyecek duygularını terk ediyor. Oruç insanları bu şekilde sabra alıştırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Ramazan; on bir ay boyunca yorulan midemizi bir kenara bırakıp ruhumuzu doyurma ayıdır"
Ramazan'ın aynı zamanda nizamlı, iktisatlı olmayı mümine öğrettiğini vurgulayan Aslan, şunları kaydetti:
"Mümin, Ramazan ayında şu muhasebeyi yapmalı: Bu geçen on bir ayım nasıl geçirdim, Rabbime ne kadar ibadet ede bildim? Ne kadar günah işledim veya o günahlarımı ne kadar terk edebildim? beni takip eden melekleri acaba utandırdım mı yoksa başlarını dik mi tuttum? Önümüzde ki yıla nasıl hazırlanmalıyım? Bu yüzden Ramazan bir muhasebe ayıdır. Mümin bu şekilde Ramazan ayını değerlendirir ve Ramazan ayı içerisinde, on bir aydan daha hayırlı bir ay olan kadir gecesine kendisini bu şekilde hazırlar ve mümin kendini ramazana bu şekilde hazırlamalıdır. Hiçbir zaman Ramazan, tıka basa yeme, festival, eğlence ayı değildir; cami, ibadet, muhasebe ayıdır. Yapılan festival ve konserlerle halkı camiden teravihten koparıp ibadetsiz bir ramazan geçmesine sebep oluyorlar. Ramazan; on bir ay boyunca yorulan midemizi bir kenara bırakıp aç kalan, doymayan nefsimizi, ruhumuzu, manevi yönden doyurma ayıdır. Müminler ibadetlerine sahip çıksınlar; ibadetlerini eğlencelere feda etmesinler. Ramazan'ın kıymetini bilsinler."
Aslan son olarak, "Ramazan ayını uyku ve benzeri hallerle geçirmemek lazım. Maalesef günümüzde çok büyük israf yapılıyor, zamandan israf yapılıyor, yiyecek ve içeceklerden büyük israf yapılıyor. Müminler bir daha düşünüp özellikle lüks iftarlardan, lüks iftar sofralarından kaçınmaları gerekir. Müminler çevredeki fakir ve fukaralara karşı çok duyarlı olmaları gerekir, en azından çevresinde fakir fukara varsa iftarını onlarla yapmalı." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.