Avukat Sönmez'den "işkencecilerin" İNTERPOL adaylığına tepki: Kötü muameleler artabilir
Uluslararası Polis Teşkilatı (INTERPOL) seçimleri, farklı kesimlerin yaptıkları protesto gösterileri, basın açıklamaları ile birlikte tartışmalı bir şekilde başladı. 23 Kasım tarihinde başlayan seçimler, 25 Kasım tarihinde son bulacak. Yapılan seçimlerle hem 2022 yılı için INTERPOL başkanı seçilecek hem de genel kurul üyeleri belirlenecek.
Birleşik Arap Emirlikleri'nin "suç makinesi, işkenceci" olarak tanınan Ahmed Nasır El Raisi ve Çin'in Emniyet Bakanlığı Uluslararası İlişkiler Daire Başkan Yardımcısı Hu Bin Chen'in aday gösterilmesi tepkilere neden oldu.
Söz konusu kişilerin INTERPOL'e başkan adayı gösterilmeleri ile ilgili İLKHA muhabirine konuşan Avukat Gülden Sönmez, tartışmalı adayların başkan seçilmeleri halinde birçok masum insanın suçlu olarak gösterilebileceğini, INTERPOL üzerinden ülkelere ve şahıslara baskı kurulabileceğini söyledi.
"INTERPOL seçimleri Türkiye'nin gündeminde olmasa da dünyada çok konuşuluyor"
194 ülkenin üye olduğu Uluslararası Polis Teşkilatı seçimlerinin her yıl farklı bir ülkede gerçekleştiğini hatırlatan Sönmez, "INTERPOL, hem suçların önlenmesi hem de işlenmiş suçlarda suçluların, sanıkların, takibi, teslimi, ilişkilerinin delillerin tespiti konusunda çalışma yapan uluslararası bir polis teşkilatıdır. Haliyle de aslında çok stratejik ve kritik bir görev. 194 ülke üye bu sene İstanbul'da dün başlayan genel kurulda 195 ülkenin üyeliği gerçekleşmiş oldu. Her yıl bir ülkede genel kurul yapılıyor. Üst düzeyde bakanlar ve polis şefleri katılıyor. 89'uncu genel kurul İstanbul'da gerçekleşiyor. 23 Kasım salı günü başlayan seçim 25 Kasım perşembe günü sona erecek. Genel kurul toplantısı İstanbul'da olmasına rağmen Türkiye gündemine çok girmedi. Ancak dünyada çok ciddi bir şekilde konuşuluyor. Çünkü INTERPOL yapacak olduğu bu seçimle 2022 yılında INTERPOL başkanı ve icra komiteleri seçilecek. Başkanlık konusunda ciddi bir yarış var." dedi.
"Uluslararası suçlular başkan adayı olarak gösterildi"
Birleşik Arap Emirlikleri'nden meşhur olan İçişleri Polis Şefi Ahmet Nasır El Raisi ve Çin'den Hu Bin Chen aday gösterilmesinin uluslararası arenada tepkiyle karşılandığını belirten Sönmez, " Bu iki aday da aslında işledikleri suçlarla bilinen adaylar. Ahmet Nasır El Raisi, Birleşik Arap Emirliklerindeki birçok sistematik suçların, işkencenin Afrikalı işçilerden kadın işçilere kadar cinsel saldırı suçlamaları ile suçlanan birisidir. Sistematik insan hakları ihlallerine eli bulaşmış bir insan. Özellikle Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki farklı Müslüman gruplardan insanlara işkence edilmesi, onların haksız yere tutulması ve bu süreçte yaşadıkları ile alakalı suçlanan birisi. Bildiğimiz kadarıyla kendisi de bizzat bu sorgulara katılmış. İslam dünyası ve batı dünyasında işlediği bu kadar suçlarla bilindiği halde böyle bir isim Uluslararası Polis Teşkilatı'nın başına aday oluyor." diye konuştu.
Avukat Gülden Sönmez
"El Raisi'nin seçilmesi halinde BAE INTERPOL'ü uluslararası jandarması ilan edebilir"
Sönmez, "Tabi biliyoruz ki, Birleşik Arap Emirlikleri birçok uluslararası mekanizmada etkin olmaya çalışıyor. Parasal gücünü kullanarak, buralarda politikalar değiştirmeye çalışıyor. Herkesin malumu bazı ülkelere özel uygulamaları söz konusu. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi bildiğiniz üzere 15 Temmuzda Birleşik Arap Emirlikleri'nin parmağının olmasından, finans kaynağı oluşturmasından, Türkiye'deki Cemal Kaşıkçı cinayetinden birçok olaya kadar Birleşik Arap Emirlikleri'nin ve onların çetelerinin müdahalesi biliniyor. Bu kadar kriminalize (suçlu, suçlanan) olmuş bir yönetim. Bu yönetimin içerisindeki en kriminalize olmuş isimlerden bir tanesi bütün suçlar dünya kamuoyunda bilinmesine rağmen orta yerde başkan adayı olacak. Birleşik Arap Emirlikleri, tabiri caizse parasal gücü ile başkanlık yönetimini alırsa, INTERPOL'ü uluslararası özel jandarması haline dönüştürmek gibi risk söz konusudur. Tabi seçim sonucunun nasıl olacağını bilemiyoruz. Çünkü bütün devletler oy kullanacaklar. Bu oy delegelerin sisteminde nasıl bir karşılık çıkacağını şu anda kestirmek mümkün değil ama birleşik Arap emirlikleri ciddi bir lobi yaptığını biliyoruz." şeklinde konuştu.
"Masum insanlar suçlu gösterilerek işkence, kötü muamele ve ortadan kaybolmalar artabilir"
Çinli aday Hu Bin Chen'in adaylığı kazanması için Çin'in de ciddi çaba sarf ettiğini belirten Sönmez, söz konusu adayların seçilmesi halinde yaşanabilecek olumsuzlukları şu şekilde aktardı:
"Önceki dönem başkanı da aslında Çinliydi. Kendisinden kaynaklı yaşanan bazı problemler sebebi ile görevi yardımcısına vekâleten devretmek zorunda kalmıştı. Tabi Çinli yeni başkan adayı için de Uygurlara yönelik yapmış olduğu ihlallerle söz konusu insanların kaybettirilmesinden, haksız tutulmasına, işkenceye kadar suçlamalar var. Gerçekten ehvenişer ile bakılamıyor. Hepsi birbirinden kötü. Ancak Türkiye'yi ve İslam dünyasını ilgilendiren kısmı, bu yapının zaman içerinde tamamen masum insanların kriminal gösterilip onların ülkelerarası teslimi ile ilgili risklerle karşı karşıya gelmesi meselesidir. Abdulfettah Sisi birçok masum insanı suçlu ilan etti ve başka ülkelerden istiyor. Şimdi INTERPOL'e taraf olan ülkeler onun getirdiği sözleşme kurallarına uymak zorundalar. Öte taraftan Türkiye'de kendi yargıladığı, suçlu bulduğu insanları başka ülkelerden istiyor. Herkesin, her devletin bir takım talepleri var. INTERPOL de aslında bu talepleri kendi yönetim anlayışına göre yönlendirebiliyor. Böyle bir durumda Uluslararası Polis Teşkilatı'nın da mazlum ve masum insanları daha fazla mazlum etmesine ve belki insanların ortadan kaybolmasına, belki infaz edilmesi gibi bir takım risklerin ya da uzun soluklu işkence ve kötü muamelenin artmasına sebep olacaktır."
"4 farklı ülkede adaylarla ilgili suç duyurusunda bulunuldu"
Dünyada insan hakları örgütleri, mağdur yakınları, mahpus yakınları sivil toplum kuruluşları, duyarlı olan herkesin bu adaylara itiraz ettiğini vurgulayan Sönmez, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Kendi devletlerini parlamenterlerini, bu suçlarla ve zulümle tanınan insanların adayların seçilmemesi için etki etmeye çalışıyor. Bazı ülkelerde karşılık da buldu. Mesela El Raisi ile ilgili Türkiye'de benim yaptığım gibi 4 farklı ülkede de suç duyurusu yapanlar oldu. Kendisinin bir suçlu olduğu ve teslim edilmesi talep edildi. Bunu yapan ülkelerde basın açıklamaları da gerçekleştirdi. Almanya'da Alman katılımcıların delegasyonun El Raisi'ye oy vermemesi için karar açıklayanlar oldu. Hakeza Uygurların talepleri doğrultusunda Çinli adayın seçilmemesi için talepler söz konusu oldu. Taleplerin ne kadar etkili olacağını hep birlikte göreceğiz. Uluslararası hukuk, reel politiğin çek etki ettiği bir alandır." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.