Aydın Gök: “Kürd meselesinde çözümün tam zamanıdır”
24 Haziran Milletvekili genel seçimlerinde Batman’dan bağımsız aday olan Dr. Aydın Gök, Kürd meselesinin etki alanı itibarı ile bugün yerellik ve bölgeselliği de aşarak uluslararası bir boyut kazanan bu meselenin çözümsüz kalmasının ülkeyi, bölgeyi ve topyekûn bir İslam coğrafyasını olumsuz etkilediğini ve aleyhine olduğunu söyledi.
Gök açıklamasının devamında, Aziz İslam’ın medeniyet tasavvurunu sabote etmek, yer altı-yer üstü zenginlik kaynaklarımızı sömürmek ve siyonist işgal rejiminin güvenliğini sağlamak için her yolu mübah gören emperyalist devletlerin, Kürd halkının mazlumiyet ve mağduriyeti üzerinden sinsi hesaplar yaptığına dikkat çekerek, “ABD’nin başını çektiği bu şer koalisyonunun bölgemizi fiilen işgal eden bir işgalci olduğu ve buradaki hiçbir etnik yapı ile inanç grubuna dost olmadığı aşikârdır. Hem hak ve adaletin gereğini yerine getirmek, hem de emperyalizmin bu meseleyi daha fazla istismar etmesinin önüne geçmek için daha önce paylaştığımız şu çağrımızı bir kez daha yineliyoruz: ‘Her ne kadar uzun süredir siyasetin ve basının gündeminde yer almasa da Kürt meselesi halen çözüm bekleyen en önemli meselelerden biri olmaya devam etmektedir. Şu anda memleketin gündeminde olan birçok diğer meselenin de bu mesele ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi vardır. Meselenin çözümünün diğer sorunlarımızın çözümüne de katkı sunacaktır.’” dedi.
Kürdlerin yoğun olarak yaşadıkları Türkiye, İran, Irak ve Suriye devletlerinin sorunu birbirlerinin aleyhine kullanma hesapları yapmamaları gerektiğine işaret eden Gök, bu devletlerin çözüm için birbirlerine yardımcı olmaları gerektiğini kaydetti.
Gök açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Çözümün tam zamanıdır. Yasal düzenlemeler, AB istediği için veya birileri silah bırakacak diye değil; milletimiz hakkına kavuşsun, haksızlıklar ve huzursuzluklar son bulsun, kardeşlik yeniden tesis edilsin ve adalet yerini bulsun diye yapılmalıdır. Meselenin çözümsüz kalmasının sonucu emperyalist müdahalelere açık hale gelmiş huzursuz bir coğrafya, heba olan nesiller, kaynaklar ve ekonomik çöküntüdür. Çözüm için ulus devlet paradigmasının terki, Kürtlerin de asli kurucu halk olarak kimliklerinin anayasal olarak tanınması, temel haklar konusunda şartsız adımlar atılması gereklidir. Ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel ayrıcalık ve ayrımcılıklara son verilmelidir. Dil üzerindeki baskılar son bulmalıdır. Herkese anadilinde eğitim hakkı tanınmalı ve Kürtçenin de resmi dil olabilmesinin yolu açılmalıdır.”
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.