Ayiş: “Değerler eğitiminin temelinde Allah inancı vardır”
Değerler eğitiminin temelinde Allah inancı yattığını vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Mehmet Şirin Ayiş, en büyük değerin "iman" olduğunu vurguladı.
Bingöl Belediye Kültür Merkezinde öğrencilere yönelik “Değerler Eğitimi” programı düzenlendi. Program, Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Programda bir selamlama konuşması yapan İl Milli Eğitim Şube Müdürü Haluk Çakan, değerlerine bağlı bir neslin yetişmesini arzuladıklarını belirterek, inancını yaşayan toplumda örnek birey olunması için değerler eğitimine önem verilmesi gerektiğini dile getirdi.
Ardından konuşan Yrd. Doç. Dr. Ayiş, hoşgörü kavramının insanlara yönelik bir kavram olduğunu belirtti.
Ayiş, “Hoşgörü insana özgü ise insan nedir? Hoşgörü değerler eğitimi çerçevesinde bilgi nedir, niçin öğreniyoruz? Bilgi eğer bizi değiştirmiyorsa bu bilgi bizim neyimize yarıyor? Sadece meslek sahibi olmak için bir araç mıdır yoksa değişim ve dönüşüm için bir araç mı görüyoruz?” diye sordu.
Hz. Peygamber’in geldiği toplumun durumunu anlatan Ayiş, “Kız çocuklarını diri diri öldüren adamlar, içki içen adamlar, insanları köle gibi pazarda satan insanlar vardı. Birbirlerine kötülük yapan, aile kavramının olmadığı, hak/hukuk kavramının olmadığı, insana saygının olmadığı, güçlü olanın haklı olduğu bir toplum düşünün. Nasıl lambaların kapattığımız zaman ortam karanlık oluyorsa öyle karanlık bir dönem düşünün. Karanlığın böyle bir dönemini bu kötü kavramlarının hepsini kaldırmak suretiyle yerine kardeşliği, birliği, beraberliği, şefkati ve paylaşmayı öğreten bir anlayışı bize getiren ilk öğretmen muallim kimdir, onu tanıyalım. Bize ilk muallim olarak değerlerimizi ve inancımızı, kim olduğumuzu öğreten ve bize bu dini getiren Hz Peygamber’i iyi tanımak ve anlamak gerekir.” dedi.
“Bir insan kendini tanımayınca değerini de tanıyamaz”
“Bir insan kendini tanımayınca ne değerini tanıyabilir ne bu kavramların içini doldurabilir.” diyen Ayiş, konuşmasına şöyle devam etti: “Bunlar İslam’a özgü şeyler. Bize ilk muallim olarak değerlerimizi, inançlarımızı öğreten, kim olduğumuzu öğreten, bize bu dini getiren Hz. Muhammed (sav)'i tanımaktan başlar. Hz Muhammed, bir öğretmendi; İslam medeniyetinde evde, çarşıda mektepte, her yerde.”
Mekteplerin temelini mescitlerin oluşturduğunu ifade eden Ayiş, “Mektepler mescitlerle başlamış, mektep oradan gelmiş, eğitim oradan başlamıştır. Onun için biz eğitimi sadece okulda gördüğümüz şey olarak kabul edemeyiz. Değerler eğitiminde esas olan okul; ailedir. Her aile bir mekteptir.” ifadelerini kullandı.
Ayiş, "Bir taraftan bilgi alıyoruz ama değişmiyoruz. O zaman bir tarafta sıkıntı var çünkü bilgi değiştirmesi lazım." ifadelerine dikkat çekti.
"Değerler eğitiminin temelinde Allah inancı yatar. Çünkü en büyük değer, imandır." diyen Ayiş, İslam bir milletin adıdır. Bizler de İslam’ın çocuklarıyız. İslam bireysel bir bilgi değildir. Kur’an, evet hidayettir. İçinde bilgi var, bilginin inanç boyutu var. Dolayısıyla inandığımız şeyin bizleri değiştirmesi lazım. Rabbini bilmeyenler, Peygamberini tanımayanlar zarardadır. Kur’an’dan uzak yaşayanlar zarardadır. Dinin temel bilgilerini bilmeyen, bilip yaşamayanlar zarardadır.” diye belirtti.
Ayiş, “Değerler eğitimin temelinde Allah korkusu var, Allah sevgisi var. Bir insan Allah’tan korkmuyorsa ne kadar eğitim veriyorsanız verin gider insanlara zarar verir. Dinimizi doğru bileceğiz. Bu dinin sahibi Allah’tır. Tevhid Peygamberi Hz. Muhammed (sav)’dir. Kitabı, Kur’an-ı Kerim’dir. Kutsal mekânları Kâbe ve mescitlerdir.” şeklinde konuştu.
Sinevizyon ile devam eden program, öğrencilerin şiir dinletisiyle sona erdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.