Bahçeli: Bir sorunun demokratik yollarla çözülmesi çağrısında bulundum
Twitter'dan açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Eline kalem alan sanırsınız alleme! Ekrana çıkan sanırsınız arif ve alim! Bilen de konuşuyor, bilmeyen de. Ama artık deniz bitti" sözleriyle basında yer alan haberlere tepki gösterdi.
"Bahçeli diyorlar, yeni ne oldu da farklı bir pozisyon aldı? Hece hece anlatacaktım, vazgeçtim kara tahta başına geçip tek tek izah edeceğim" diyen Bahçeli'nin açıklamaları şöyle:
Ülkenin nefes darlığı çektiğini, Türk devletinin hukukla yollarını çatallaştırdığını seslendiriyorum, ne gezer, sanki duvara konuşuyorum.
— Devlet Bahçeli (@dbdevletbahceli) 20 Ekim 2016
‘GÖRÜYORUM Kİ, HER KAFADAN AYRI VE AFAKİ SESLER ÇIKIYOR'
Bir düşünceye, bir fikre, bir ülküye mutlak yöneliş, ancak ruhuyla bağlanmasını, özüyle kavramasını bilen vasıflı insanların harcıdır. Yaygın ve yerleşmiş bir aşağılık duygusuna kapılanların yegâne işi çarpıtmak, meslekleri saptırmak, mektepleri sahtekârlıktır. Dillerine ve vicdanlarına kilit vurulanların hakikatli bir haysiyet çizgisini savunmaları bir yana bunu idrak ve ifadeleri bile zordur. Malum ve meşum bir sorunun demokratik yollarla çözülmesi çağrısında bulundum. Görüyorum ki, her kafadan ayrı ve afaki sesler çıkıyor.
‘TÜRKİYE AKINTIDA SÜRÜKLENİYOR, SELİN ÖNÜNÜ ALALIM, GEREKİRSE BARAJ YAPALIM DİYORUM'
"Üslubuyla beyan aynıyla insandır" sözünün hakkını veren ya da ihlal eden pek çok şahsiyeti ibretle, ilgiyle izliyor, gözlemliyorum. Türkiye akıntıda sürükleniyor, selin önünü alalım, gerekirse baraj yapalım diyorum; evet mi, hayır mı diyeceğimizi soruyorlar.
‘TÜRK DEVLETİNİN HUKUKLA YOLLARINI ÇATALLAŞTIRDIĞINI SESLENDİRİYORUM NE GEZER, SANKİ DUVARA KONUŞUYORUM'
Devlet düğümlendi, sistem tıkandı, rejim krize doğru gidiyor uyarısında bulunuyorum; duymayıp TBMM'nde ne yapacağımızı soruşturuyorlar. Filli dayatma var, bu imhanın finali olabilir kaygısı taşıyorum; referanduma evet mi hayır mı diyeceğimizi sorguluyorlar.
Ülkenin nefes darlığı çektiğini, Türk devletinin hukukla yollarını çatallaştırdığını seslendiriyorum, ne gezer, sanki duvara konuşuyorum. Geleceği düşünelim, nesilleri güvenceye alalım, uzlaşıp konuşalım; gerekirse millete gidelim diyorum, burun kıvırıyorlar, sırt dönüyorlar.
Eline kalem alan sanırsınız alleme! Ekrana çıkan sanırsınız arif ve alim! Bilen de konuşuyor, bilmeyen de. Ama artık deniz bitti.
‘TÜRKİYE'NİN KUYUSUNU KAZANLARI KAZIYIP ATALIM'
Bahçeli diyorlar, yeni ne oldu da farklı bir pozisyon aldı? Hece hece anlatacaktım, vazgeçtim kara tahta başına geçip tek tek izah edeceğim. Ağır kazan geç kaynarmış, bizim ne dediğimizi anlamamakta diretenlerin kafalarında bir sorun yoksa niyetlerinde bir bulanıklık var demektir. Tam bir ittifak, tam bir ittihat, tam bir tesanüt ve tazimle meselelerimizin kilidini açalım, Türkiye'nin kuyusunu kazanları kazıyıp atalım.
Devletimizin ve milletimizin ebedi muhafızları olan dökülmüş şehit kanları, yapılmış fedakarlıklar boşa gitmesin, heba olmasın. Yiğit düştüğü yerden kalkar. Kahraman kaldığı noktadan yeniden başlar. Türkiye'nin varlığı için kalkalım ve başlayalım. Bize de bu yakışır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.