Bahçıvan: “Asya ve Avrupa’da yeni nesil iki OSB kurulmalı”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin 2017 yılı son aylık olağan toplantısında konuşan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “İstanbul’da göçebe olmak zorunda bırakılan sanayimizin rekabet gücü sekteye uğruyor. Biri Avrupa’da diğeri Asya yakasında, İstanbul’daki sanayimizin dönüşümüne imkan sağlayacak iki yeni OSB kurulmalı. OSB’ler sanayiyi konutlaşma baskısından kurtaracak, kapasite artışına fırsat verecek” dedi.
Erdal Bahçıvan: “Sanayide gelecek vizyonumuz; teknolojik dönüşümün yanında temiz üretimi benimseyen yeni nesil bir sanayi anlayışı. Çevreye duyarlı temiz üretim yapan sanayinin şehir hayatına olumsuz etkisi yoktur.”
Bahçıvan: “KOBİ’lerin yeşil inovasyon yatırımları için finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştırılmalı. Kamunun fiyat odaklı alım politikasında ‘yerli, milli ve yeşil’ ürün ve hizmetlere avantaj sağlanmalı.”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin 2017 yılının son aylık olağan toplantısı, “Üretim Odaklı Bir Ekonomide Planlı Bir Çevre ve Şehircilik Anlayışının, Sanayimizin Gelecek Vizyonu ve Yeni Nesil Sanayimize Farkındalık Kazandırılması Açısından Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toplantıda, odanın 2018 yılı bütçesi de kabul edildi.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, açılış konuşmasında İstanbul’un şehirleşmesi, ekonomisi ve nüfusundaki büyümenin temel dinamiği olan sanayide gelecek vizyonunun; teknolojik dönüşümün yanında temiz üretimi benimseyen yeni nesil bir sanayi anlayışı olduğunu vurguladı. İstanbul’un güçlü üretim ve yeni nesil sanayi şehri olmaya devam etmesinin ülke ekonomisi için bir zorunluluk olduğuna dikkat çeken Bahçıvan, “İstanbul’da tabiri caizse göçebe olmak zorunda bırakılan bir sanayi var. Bu durum rekabet gücümüzü sekteye uğratıyor. Sanayiye yerleşiklik kazandırmak noktasında en etkili çözümü OSB’ler sunuyor. Bu çerçevede biri Avrupa diğeri Asya’da olmak üzere İstanbul’daki sanayimizin dönüşümüne imkan sağlayacak iki yeni OSB kurulmasını talep ediyoruz” dedi.
Konutlaşma baskısından kurtaracak
Yeni nesil OSB’lerin sanayiyi konutlaşma baskısından kurtaracağına ve kapasite artışına fırsat vereceğine işaret eden Bahçıvan “Bu sanayi bölgelerine şehir merkezinden toplu taşımayla ulaşım sağlanırsa hem sanayi-konut alanları netleşmiş olur, hem de çalışanlar yaşam standartlarını değiştirmeksizin işlerinde çalışabilirler. Bir deniz şehri olan İstanbul’da OSB’lerin kara, demir ve deniz yollarıyla küresel pazarlara erişimi bütünsel bir ulaşım anlayışıyla ve paydaşlarla iş birliği içinde planlanmalıdır. Araziler ve binalar uzun süreli kiralanmalı, ileriki yıllarda rant değeri oluşmasının önüne mutlaka geçilmelidir. Unutmayalım ki çevreye duyarlı temiz üretim yapan bir sanayi kuruluşunun şehir hayatına olumsuz bir etkisi yoktur. Ancak OSB’lerin rant alanına dönüşmesinin hem sanayimize hem de şehir hayatına ciddi olumsuz etkileri vardır” diye konuştu.
Çevre Düzeni Planına çarpık şehircilik anlayışı hakim
İstanbul için 2005-2009 yılları arasında hazırlanan ve mega projelerin çoğunu içermeyen Çevre Düzeni Planı’nın üretimi dışlayan çarpık ekonomi ve şehircilik anlayışının bir yansıması olduğunu hatırlatan Bahçıvan “Bu planda İstanbul sadece bir moda, finans ve turizm merkezi olarak değerlendirilirken, sanayi geri plana itilmiştir. 2008 küresel finansal krizi, sanayiden uzaklaşan toplumların ve şehirlerin küresel dalgalanmalar, krizler karşısında savunmasız kaldığını ortaya koydu. Krizden ders çıkaran ülkelerde üretim odaklı ekonomi yeniden gündeme gelirken; yeni nesil bir sanayi vizyonu da buna eşlik ediyor” dedi. Bahçıvan, İstanbul’un mega şehir hayatının bütün yönlerini sorunsuz sürdürebilmesi için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yerel yönetimler, ilgili özel sektör ve kamu kuruluşları gibi bütün paydaşların sürekli bir çabasının gerektiğine de dikkat çekti. Bahçıvan “İstanbul’un akıllı şehir kapsamındaki çalışmalarında sanayinin de yer alması, çok büyük faydalar sağlayacaktır” dedi.
Kamu alımlarında yerli, milli ve yeşil ürünlere avantaj sağlanmalı
Konuşmasında, İSO’nun bünyesinde Çevre Şubesi’ni kuran ilk oda olduğunu da hatırlatan Bahçıvan, sanayicilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışma alanını ilgilendiren konularda yaşadığı sorunlara ve çözüm önerilerine ilişkin olarak da şunları söyledi:
“KOBİ’lerin yeşil inovasyon yatırımları için finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştırılmalı. Kamunun yeşil ürün ve hizmet satın alma tedariklerini KOBİ’lerimize açarak KOBİ’lerimizin yeşil inovasyon kapasitesi artırılabilir. Kamu alımı gibi talep yönlü enstrümanlar piyasayı yeni ürünler ve hizmetler için teşvik edecek. Fiyat odaklı alım politikasında “yerli, milli ve yeşil” ürün ve hizmetlere avantaj sağlanmalı. Büyük zaman kayıplarına yol açan çevresel etki değerlendirme sürecinin yatırım aşamasında, henüz tesis kurulmadan öncesine ait olduğunu düşünüyoruz. Çevre denetimlerinin sadece ceza amaçlı değil esas itibari ile bilgilendirici ve yönlendirici olması ve denetim yapan uzmanların yeterli deneyime sahip olmaları gerekiyor. Fayda-maliyet çerçevesinde yeniden ele alınması gereken çevre mevzuatının hazırlanması ve uygulanması sırasında sanayicimizin görüş ve önerileri dikkate alınmalı.”
Merhum İbrahim Çağlar’a saygı
İSO Başkanı Bahçıvan, konuşmasında bir süre önce vefat eden eski İstanbul Ticaret Odası ve TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı merhum İbrahim Çağlar’ı rahmetle anarak “Türkiye’miz için birçok sivil toplum platformunda omuz omuza çalıştığımız merhum Çağlar, bugüne kadar ülke ekonomisine birçok alanda yaptığı katkılar ile daima saygı ve sevgi ile anılacaktır” dedi.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.