Bakan Işık: İlk derdest edileceklerdendim

Bakan Işık: İlk derdest edileceklerdendim
Harb-İş Sendikasını ziyaret eden Bakan Işık, genel başkan ve şube başkanlarıyla bir araya geldi.

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında hava üssünde görevli sendika üyesi işçilere demokrasi yanındaki güçlü duruşlarından dolayı teşekkür eden Işık, o gece üsteki gelişmelere yönelik birçok bilginin buradaki işçilerden alındığını belirtti.

Işık, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından Milli Savunma Bakanlığı'nın daha da kritik bir noktaya geldiğine işaret ederek, "Bir musibet bin nasihatten evladır. Türkiye'nin 50-60 sene evvel yapılması gereken reformları Türkiye, yeni yeni hayata geçirmeye başladı" ifadesini kullandı.

Göreve geldiğinde bakanlığa, sivil bir basın müşaviri ile iki danışmanı dahi zorlukla alabildiğine dikkati çeken Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Ama dışarıdan bakınca kapıda 'bakanlık' yazıyor. Bu hiçbir zaman Türkiye'ye yakışan görüntü değildi. Müsteşarım korgeneral, özel kalemim albaydı. Özel kalem müdürü eğer o gün beni Ankara'da tutabilseydi ilk derdest edileceklerdendim. Allah'tan o gün İstanbul'da önemli bir işimiz vardı. O programa katılmamam yönündeki bütün ısrarlarına rağmen Ankara'dan programa katılmak üzere ayrıldık. Dünyada savunma bakanlıkları, askerle sivilin iç içe çalıştığı bakanlıklardır. Biz de Milli Savunma Bakanlığı'nı yeniden yapılandırdık. Cumhuriyet tarihinin ilk sivil müsteşar ve ilk sivil özel kalem müdürünü atadık. Askeri fabrikalar, tersaneler tamamen Milli Savunma Bakanlığı'na devroldu. Bağlı olduğu müsteşar yardımcımız ve genel müdürümüz de sivil olacak."

'DARBE GİRİŞİMİ BAŞARILI OLSAYDI…'

15 Temmuz'daki darbe girişiminin kimsenin hafife almaması gerektiğini vurgulayan Işık, şöyle devam etti:

"Allah muhafaza darbe başarılı olsaydı, bugün belki Türkiye fiilen bölünmüştü. Belli ki Türkiye'nin kendi içinde yaşayacağı kargaşadan istifade edip bölgede Türkiye'nin asla müsaade etmeyeceği birtakım gelişmeleri hazırlıyorlardı ama Allah'a hamd olsun bu darbe girişimini milletimizin çok güçlü şekilde engellemesiyle bu planlar suya düştü, hayata geçmedi. Türkiye'nin her yerinde bu bilinç, kararlılık olduğu için bir daha hiç kimse benzeri şeyleri yapamayacak. Nasıl batı illerinde darbe karşıtı mitingler yapıldıysa, doğuda da, Diyarbakır'da da, Şırnak'ta da, Batman'da da yapıldı. Türkiye'nin milli ruhunun canlı olduğunu görmüş olduk. Mesele milli iradeye sahip çıkmak olunca, ciddi duruş gördük Allah'a şükürler olsun ki böyle bir milletin evladıyız. Dünyada hiçbir millet bu kadar dirayet gösteremez. 15 Temmuz gecesi batının tavrı net, belli oldu bu süreci birlikte yaşadık. Gördüğümüz tablo şu; batı Türkiye'ye empoze etmeye çalıştığı demokratik değerlere sahip değil, batının tek derdi var, o da çıkar. Bu açıdan kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz, Türkiye'nin başlattığı hamlelerin tamamlanması, bunların hızlandırılması için birlikte çalışacağız. Bu noktada en büyük gücümüz milletimiz."

'ORDUNUN İHTİYAÇ DUYDUĞU SANAYİ YERLİ KAYNAKLARDAN KARŞILANMALI'

Bakan ışık, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hem 'terörle mücadele' ettiğine hem de Fırat Kalkanı Harekatını sürdürdüğüne değinerek, "Bu, ordumuzun gücünü de gösteriyor. Türkiye'nin güçlü demokrasisi, güçlü ekonomisi ve güçlü ordusu olması lazım. Bu üç unsuru da birbirine feda edemeyiz. Ordunun ihtiyaç duyduğu sanayiyi yerli kaynaklardan karşılamalıyız. Yapacak çok işimiz var" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.