Bakan Özer: 28 Şubattan kalma katsayı adaletsizliği onarılıyor
Gaziantep’teki temasları kapsamında Güneydoğu İlleri Mesleki Eğitim Değerlendirme Toplantısı"na katılan Bakan Özer, mesleki eğitim liselerinin önemine dikkat çekti.
Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Özer, 28 Şubat sürecinde getirilen katsayı adaletsizliğinin mesleki eğitime büyük bir zarar verdiğini anlattı.
1998’de kararı alınan ve 1999’da başlayan bu uygulamanın 10 yılın üzerinde uygulandığını hatırlatan Özer, daha önce akademik olarak başarılı olan öğrencilerin de yoğun olarak gittikleri meslek liselerine bu uygulamadan sonra gitmemeye başladığını bildirdi.
Meslek liselerinin bu uygulamadan sonra tüm lise türlerini deneyip yerleşemeyen öğrencilerin daha çok kümelendiği bir okul türüne dönüştüğüne dikkat çekerek, son yıllarda meslek liselerinin artık bir zamanlar başarılı öğrencilerin gitmek istemediği okul türünden üretim kapasitesi artan, faydalı model, patent, marka, tasarım, tescil üreten ve tarihinde ilk defa yurt dışına ihracat yapan bir okul türüne dönüştüğünü vurguladı.
28 Şubat 1999 yılında meslek liselerinin ve imam hatiplerin yükseköğretime erişimini kısıtlayan katsayı uygulamasının, 10 yıl boyunca sürdürüldüğünü hatırlatan Bakan Özer, “Mesleki eğitim yıllardır iyi giderken ne oldu da bir anda kötü oldu ve işgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu personeli yetiştirmekte neden yetersiz kaldı?” diye sordu.
28 Şubat döneminde kat sayı nedeniyle mesleki eğitime başarılı öğrenciler gitmemeye başladığını hatırlatan Özer, “Çünkü yükseköğretimde önlerine katsayı engeli çıkıyordu. Meslek liseleri geçmişte başarısız olan öğrencilerin gittiği okul oldu.” diye konuştu.
“Katsayı uygulaması yapıldığı zaman sesini çıkarmayanların söz söyleme hakkı yoktur”
Söz konusu uygulama nedeniyle mesleki eğitime akademik olarak başarılı öğrencilerin gitmemeye başladığını ifade eden Özer, “Bu süreçten sonra işgücü piyasasından, farklı kesimlerden hep 'aradığım elamanı bulamıyorum, ne olacak mesleki eğitimin hali?' sözlerini duyar olduk. O zaman vicdani olarak şunu teslim etmemiz lazım. Mesleki eğitimin şikayetlerin olduğu hale gelmesinde ana müsebbip eğitimin kendi akışında giderken yapılan katsayı uygulamasının bu ülkeye ödetmiş olduğu maliyettir, bunun altını bir kere çizmemiz gerekiyor. O gün katsayı uygulaması yapıldığı zaman sesini çıkarmayanların bugün mesleki eğitimin problemleriyle ilgili söz söyleyebilme hakkı yoktur. O gün bu haksızlar yapılırken, sadece imam hatiplerle ilgili, belli bir dini grupla ilgili alanı daraltıp mesleki eğitimdeki maliyeti hesaba katmayanların bugün mesleki eğitimle ilgili söz söyleme hakkı yoktur.” dedi.
Türkiye'de beşeri sermayenin niteliğinin arttırılması noktasında son 19 yılın “altın dönem” olduğunu belirten Özer, okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin tüm kademesinde okullaşma oranlarını artırmanın bir ülkenin önceliği olduğunu ifade etti.
2000’li yıllarda okul öncesi okullaşmanın 200-300 binlerde olduğunu hatırlatan Özer, şu anda ise 2 milyonlara ulaştığını bildirdi.
Eğitime erişim rakamlarının artmasının yanında geçmişten gelen sorunlarında çözüldüğünü ifade eden Özer, mesleki eğitim kadar iş gücü piyasasının dinamiklerine bağlı hiçbir eğitim türünün bulunmadığını aktardı.
2010 yılından itibaren Milli Eğitim Bakanlığının mesleki eğitimin gelişmesi için inanılmaz mücadeleler verdiğini belirten Özer, iş gücü piyasasının daha önceleri mezunların kendilerine gelmelerini beklediği için sıkıntılar yaşandığına işaret etti.
Mesleki eğitim kadar iş gücü piyasasının dinamiklerine bağlı olan hiçbir eğitim türünün olmadığını dile getiren Özer, iş gücü piyasasının talep etmiş olduğu becerilerinin de mesleki eğitim müfredatına dahil edilmesi ve öğrencilerin o donanımla mezun edilmesi gerektiğini ifade etti.
Eğitim verdikleri tüm alanlarda mesleki eğitim müfredatını da sektör temsilcileriyle güncellediklerini anlatan Özer, öğrencilerim işletmedeki beceri eğitimlerini birlikte planlamaya başladıklarını ve birçok alanda iş gücü piyasası ile birlikte hareket ettiklerini ve başarılı öğrencilere de işverenlerin burs vermesini sağladıklarını anlattı.
“Mesleki eğitime güven tekrar geldi”
Son 10 yıl içerisinde ilk defa mesleki eğitim verilen alanların tamamında sektörün güçlü temsilcileriyle bu kapsamda kapsamlı iş birlikleri sağladıklarını belirten Özer, şunları söyledi.
“Bu bize bir sene gibi kısa sürede mesleki eğitimin kalitesinin artmasını getirdi. İşverenlerin eğitimle ilgili tüm müktesebatın okullara taşınmasını getirdi. Mesleki eğitime güveni getirdi. Akademik olarak başarılı öğrencilerin mesleki eğitimi tercih etmesine yani katsayı uygulamasının yoksun bıraktığı insan kaynağının tekrar mesleki eğitime dönmesini sağladı. Bu iş birliklerinden sonra Ankara'da, İstanbul'da, Türkiye'nin farklı noktalarında yüzde 1'lik başarı dilimlerinden öğrenciler mesleki eğitimi tercih etmeye başladılar.”
Türkiye’nin her noktasında meslek liseleri ile sektörün bütünleşmesini sağladıklarını, bu uygulamadan sonra meslek liselerinin yüksek puanlı öğrencileri okullara almaya başladığını aktaran Özer, 28 Şubat sürecinde katsayı uygulamasının yol açtığı geriye çevrilen akıntıyı tekrar meslek liselerine dönmeye başladığına dikkat çekti.
Bunun gelecek açısından çok kritik bir hamle olduğunu belirten Özer, 3574 tane mesleki lisesinin üretim kapasitesini arttırmak için yaptıkları çalışmalardan bahsederek, bu sayede üreterek öğrenme kültürünü yaygınlaştırmaya çalıştıklarını dile getirdi.
3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'na göre öğretmen ve öğrencilerin üretimden pay aldıklarını hatırlatan Özer, öğrencilerin asgari ücrete kadar öğretmenlerin ise 2 asgari ücrete kadar bu paydan yararlanabildiğini ifade etti.
“Mesleki eğitim liselerindeki öğrencilerimizin cebine artık para girmeye başladı”
Bakan Özer, “2018 yılında üretim kapasitesi en yüksek olan iller sıralamasında İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa ve Afyon yoktu. Sektörün kümelendiği hiçbir şehir yoktu. 2021 yılında 1 milyon hedef koymuştuk. ‘Mümkün değil’ dediler. 2021 yılı 1 milyar 162 milyonla kapattık. 2021 yılında öğrencilere dağıttığımız pay 52 milyon TL. Öğretmenlerimize dağıttığımız pay 112 milyon TL. Yani mesleki eğitim liselerindeki öğrencilerimizin cebine artık para girmeye başladı. Öyle mesleki liselerimiz var ki asgari ücretten daha fazla kazanan okullarımız ve öğrencilerimiz var. Mesleki liselerde açılan travma böylelikle kapatıldı.” diye konuştu.
“Salgın sürecinde mesleki eğitimin öğretmenleri ve öğrencileri canlarını hiçe saydı”
Dünya genelinde etkili olan salgın sürecinde meslek liselerinin üretime devam ettiğini belirten Özer, “Herkes canının derdindeyken, evden çıkamazken mesleki eğitimin öğretmenleri ve öğrencileri, canlarını hiçe sayarak okullarında vatandaşların ihtiyaç duyduğu ürünleri üretmek için seferber oldular. Ben inanıyorum ki eğer mesleki eğitimdeki bu üretimin kapasitesi olmasaydı; Kovid-19 salgınıyla mücadelede çok zorlanırdık. O ilk günlerin şokunun atlatılmasında çok önemli katkıda bulunuldu. Bırakın yerel basını, ulusal, uluslararası basında tanıtımları ve haberleri yapıldı. Bu nereden nereye gelindiğini göstermektedir.” şeklinde konuştu.
“Toplumun mesleki eğitime saygısı arttı”
Kovid-19 sürecinde algıda iki değişiklik yaşandığını belirten Özer, “Toplumun mesleki eğitime saygısı arttı. Daha önceden nispeten umursanmayan, belli sosyal statüdeki öğrencilerin kümelendiği okul gibi bakılan meslek liselerinin, ihtiyaç duydukları ürünleri üretip yanında olduğunu gördü. Aynı zamanda öğrenci ve öğretmenlerin de özgüven tazelenmesi gerçekleşti. 'Ben üretebiliyorum, olağanüstü bir durumda ben memleketimin ihtiyacı olan her türlü ürünü üretebilecek kapasitedeyim' yani bir kara gün dostu olduğunu gösterdi. Nasıl milli mücadele günlerinde her türlü imkanlarla silahını, mermisini üreterek, ihtiyaç duyulan her türlü malzemeyi üreterek bu ülkenin müreffeh bir toplum olması için fedakarlık yaptıysa aynı reflekslerine geri döndü ve toplumun ihtiyaç duyduğu türlü ürünü üretebileceğini tüm topluma gösterdi. O günlerde fedakarlık yapan, bu üretim kapasitesini artıran, toplumunun yanında olan tüm mesleki öğretim öğretmenlerine ve öğrencilerine teşekkür ediyorum.” dedi.
Toplantıya, Bakan Özer’in yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül, Gaziantep Valisi Davut Gül, AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Sait Kirazoğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, ilçe belediye başkanları, İl Milli Eğitim Müdürü Yasin Tepe, ilçe milli eğitim müdürleri ile sanayiciler ve okul yöneticileri katıldı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.