Batılı eğitim sisteminin marifetleri!
Yaklaşık 18 milyon 43 bin öğrenci ve 900 bin civarında öğretmen yeni eğitim-öğretim yılı için ders başı yaptı. Ortak değerler ve doğrular üzerine bina edilmiş, toplumun inanç ve ahlaki değerleri ile uyumlu bir eğitim sistemine ekmek ve su gibi ihtiyaç olduğunu dile getiren uzmanlar, “batılı eğitimden” de aynı şekilde uzak durulması gerektiğini belirtiyor.
Batılı eğitim sistemi, başlangıç noktasında acımasız sömürgeciler yetiştirdi. Kızılderilileri ateşe atanlar, siyahileri gemilere doldurup Amerikan sahillerine köle olarak atanlar, insan kafalarından sergi açanlar hep batılı bir eğitim sistemi ile yetişti.
Batılı eğitim sistemi, ikinci aşamasında Fransız ihtilalcileri gibi, uygulamaları ile devlet nizamında “terör dönemi” kavramını üreten burjuvalar üretti.
Batılı eğitim sistemi, üçüncü aşamasında hitler, stalin, mussoloni gibi acımasız kan dökücüleri besledi. Aynı aşamada sosyalistler gibi insanın bütün temel değerlerini hedef alan aksiyoner gruplar meydana getirdi. Bu gruplar, toplumları zihinsel bir bunalıma ve yer yer iç savaşa götürdü.
Batılı eğitim sistemi, dördüncü ve geldiği son aşamada artık nefsini tatmin etmekten başka hiçbir hedefi olmayan, sosyal anlamda alabildiğine gelişmiş görünse de birey anlamında kendisini ve toplumunu tüketen, keyfi uğruna insanlığın nüfusuna katkıda bulunmayı dahi reddeden postmodern insan tipini yetiştirdi.
Batı, bugün kendi eğitim sisteminin ürettiği bu insan tipinden nasıl kurtulacağını, bunun yerine insanlığa katkıda bulunan bir insanı nasıl inşa edeceğini düşünemeyecek kadar bunalmış durumda. Eğitim sisteminin onu sürüklediği uçurumun kenarında şaşkınlık içinde bekliyor; zaman zaman kendisini sorgulayacak gibi oluyor, yer yer sorguluyor ama bir kez daha kendi engeline takılıp duruyor.
Yirmi dört saatini uyuşturucu parkında geçiren batılı genç için, ne dünyanın en lüks otobanları ne en bakımlı bahçeler ne akıllı konutlar, ne standartları en yüksek hastaneler anlam taşıyor. İnsanî değerler tükenince ne mühendislik, ne doktorluk insanın yol almasına yarıyor. Batı, geldiği yerde çakılıp kalıyor.
Biz, onu bu çakılıp kaldığı yer ve hâlde görürken onun gittiği yolu neden yürüyelim, onun sürüklendiği uçurumun kenarına doğru neden yol alalım?
Chp'nin eğitim raporunu hazırlayanlar, bu kadar sağlıklı düşünseydi ne chp'li olur ne de böyle bir raporu hazırlarlardı, diyecekseniz. Haklısınız, ama nihayetinde o chp'liler de 189 yıldır bu memlekette ısrar edilen bir eğitim sisteminin ürünü değil midir?
2009'dan bu yana 28 Şubat müfredatını izale eden ve batılı eğitim sistemini sorgulayan bir değişim programı yürütülüyor. Bu program, 17-25 Aralık sürecine kadar topal yürüdü. O günden bu yana baş engellerinden birini aşmış olarak bir noktaya doğru yol alıyor. 15 Temmuz darbe girişiminin bu yol alışla doğrudan ilgisi var. 15 Temmuz'un bir yanı dış politikaya bakıyorsa üç yanı eğitim sistemi gibi iç siyasete bakıyor. Darbeye karşı olduğunu ilk günden bu yana ilan eden chp, yenikapı'nın değil, 15 temmuz darbe girişiminin ruhuna sahip çıkıyor. Eğitim alanındaki değişim geciktikçe chp'nin her şeyi berbat etme umudu da ayakta kalıyor. Bu umutları büsbütün bitirecek adımlar gecikmeden atılmalıdır.
Kaynak:DOĞRUHABER
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.