"Bombalarla bebeklerin ve çocukların vahşice katledilmesi görmezden gelinemez!"
İşgalci siyonist rejimin, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne yönelik kara, deniz ve hava saldırılarında yüzde 75'i çocuk ve kadın olmak üzere 44 bin 890 kişi şehid oldu, yaklaşık 107 bin kişi de yaralandı.
Soykırımın başladığı tarihten bu yana Türkiye'nin birçok ilinde cumartesi günü "Sessiz Yürüyüş" düzenleyen hekimler ve sağlık çalışanlarının eylemleri, 57'nci haftaya girdi.
Malatya'da, sağlık çalışanlarının Gazze için düzenledikleri "sessiz yürüyüş" her hafta olduğu gibi yine eski İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde başladı ve Kernek Karagözlüler Camii bahçesine kadar devam etti.
Burada basın açıklamasından önce kısa bir konuşma yapan Doç. Dr. Ahmet Selim Özkan, Malatya'da 2 Gazze şehidinin olduğunu birinin merhum HÜDA PAR Malatya İl Başkanı Mehmet İlker Dönmezer, diğerinin de Ahmet Kazgan olduğunu söyledi.
Özkan, "İlk şehidimiz İlker abimiz her hafta yaptığımız yürüyüşlerde yanımızda durdu ve (secdede) Rabbine kavuştu. Biz onun gayretine tarafına şahidiz. Rabbim şahit kılsın İnşallah. İkinci şehidimiz ise Ahmet Kazgan abimiz. İlk günden itibaren boynunda Filistin atkısı her hafta yanımızda yürüdü. Vefat edene kadar israil çetesinin ürünlerinin kullanılmaması için ciddi anlamda boykot çalışmasını yürüttü." dedi.
Özkan'ın konuşmasının ardından topluluk adına basın açıklamasını, İnönü Üniversitesi Diş Fakültesi 3'üncü sınıf öğrencisi Yunus Emre İlbaş okudu.
"Selam olsun zulme karşı elinden ve dilinden geleni esirgemeyen, kararlılıkla protestolara ve boykota devam eden vicdanlı insanlara!"
İlbaş, "Selam olsun canlarıyla, kanlarıyla vatanlarında kalmanın ve özgürlüğün bedelini ödeyen izzet sahibi, civanmert Gazze halkına! Selam olsun şehadet rüyasıyla, ölüm pahasına mesleklerinden vazgeçmeyen Gazze'nin şeref ve haysiyet timsali hekim ve sağlık çalışanlarına! Selam olsun zulme karşı elinden ve dilinden geleni esirgemeyen, kararlılıkla protestolara ve boykota devam eden vicdanlı insanlara!" ifadelerini kullandı.
"Darısı dünyadaki diğer zalimlerin başına"
Suriye'deki gelişmelere değinen İlbaş, "Başta Suriye'de bir diktatörün defolup gitmesine hamdediyoruz. Darısı dünyadaki diğer zalimlerin başına… Yaşanan gelişmelerin Suriye'de yaşayan tüm insanların huzur ve güven içinde bir düzen kurmalarını, en kısa zamanda yuvalarına kavuşmalarını Yüce Rabbimizden diliyoruz" dedi.
"Şu anda nüfusun yüzde 96'sı giderek artan gıda güvencesizliği ile karşı karşıya"
Gazze'deki dehşet verici ablukanın 435'inci gününde, sessiz yürüyüşlerinin 57'nci haftasında bildirilerini okumak için toplandıklarını kaydeden İlbaş, "Bizler; memleketimizin dört bir yanında görev yapan hekim ve sağlık çalışanları olarak Gazze'deki sağlık krizini bir yılı aşkın bir süredir, büyük bir endişe ve öfke ile takip etmekteyiz. Sahada çalışan gazetecilerden, Gazzeli meslektaşlarımızdan, insanî ve uluslararası yardım çalışmaları yapan kuruluş ve organizasyonlardan bize ulaşan bilgiler; durumun vahametini tüm açıklığıyla gözler önüne sermektedir. Gazze'deki ablukanın; insani yardım girişi ve dağıtımına engel olduğuna, yardım ekipleri ve su kaynaklarına yönelik yoğun saldırılarla birlikte kasten organize edilmiş bir kıtlığa sebep olduğuna tanık olmaktayız. Şu anda nüfusun yüzde 96'sı giderek artan gıda güvencesizliği ile karşı karşıya. Gazze ve Refah Sınır Kapısı'nda 600'e yakın çocuk hasta, kronik hastalıklar nedeniyle tedavi beklemekte ancak yalnızca çok kısıtlı sayıda hastanın tedavi amaçlı tahliye edilmesine müsaade edilmektedir. Bu çocuklar yaşam ile hayat çizgisi arasında sıkışıp kalmış durumundalar. Hekimler olarak bu çocukların Gazze'den tahliye edilmesi için israil üzerindeki uluslararası baskının arttırılması çağrısında bulunuyoruz." şeklinde konuştu.
"Yüzde 90'ı sivil olmak üzere 44 binden fazla insan israil saldırılarında hayatını kaybetti"
"Gazze'nin her yerinde; insansız hava araçlarıyla, keskin nişancılarla, hava ve kara bombardımanıyla; sivil çocuklara, kadınlara ve erkeklere yönelik katliamlar gerçekleştiriliyor." diyerek yaşanan katliam ve soykırıma dikkat çeken İlbaş, şöyle devam etti:
"Yüzde 90'ı sivil olmak üzere 44 binden fazla insan israil saldırılarında hayatını kaybetti. Yerleşim alanlarının kasıtlı olarak yok edildiğine şahit olduk. 400 günü aşkındır evlerinden sürülen, güvencesiz koşullar altında yaşamaya zorlanan kardeşlerimizin mazlumluğuna şahit olmaktayız. Gazze'nin kuzeyinde elektrik, su ve gıda olmaksızın hizmet vermeye çalışan tek hastane olan Kamal Adwan Hastanesi ve çevresi de her gün dronlarla yoğun bombardımana maruz kalmaktadır. Hastane müdürlüğü israilin tıbbî yardım konvoyunun kuzeye girişini engellediğini duyurdu. Ayrıca geçtiğimiz perşembe günü, bu bombardımanların birisinin neticesinde Doktor Said Cude hayatını kaybetti. Cude iki ayı aşkın bir süredir kuşatma altında olan Gazze'nin kuzeyindeki tek ortopedi cerrahıydı."
Bu gelişmeler yaşanırken HAMAS, Arap Sağlık Bakanları Konseyi'ni sistematik bir yıkıma maruz kalan Gazze'deki sağlık sektörü sisteminin kurtarılması için acil ve pratik kararlar almaya davet ettiğini belirten İlbaş, Arap ülkelerindeki sağlık bakanlarına, Gazze Şeridi'ne tam donanımlı ve personelli sahra hastaneleri getirilmesi, yaralı ve kritik durumdaki hastaların tedavi için yurt dışına seyahat imkanının sağlanması konularında israile baskı yapılması çağrısında bulundu.
"Bu soykırıma seyirci kalacak değiliz!"
Soykırımın sonuçlarının önlenmesi ve iyileştirilmesinde; sağlık sisteminin, hastanelerin ve sağlık profesyonellerinin rolünün büyük önem arz ettiğini kaydeden İlbaş, "Bu soykırıma seyirci kalacak değiliz! Bu nedenle memleketimizin her tarafından yükselen seslerimizi; sivillerin hedef alınmadığı, güvenli koşullarda çalışabilmeyi talep eden Gazze'li meslektaşlarımızın sesleriyle birleştiriyoruz. Uluslararası toplumu, devletleri ve ilgili yönetimleri Gazze halkına karşı yapılan soykırım ile ilgili bir kez daha uyarıyor ve şunları talep ediyoruz: Acil bir şekilde kalıcı ateşkes sağlanmalı! Gazze'deki abluka kaldırılsın! İnsanî ve tıbbî yardımlarla beraber tıbbî yardım sağlayacak heyetlerin Gazze'ye girişine izin verilmeli. Sağlık tesisleri ve sivil altyapı korunup tahrip olanlar ise yeniden inşa edilmeli. Ülkemizi güzergah olarak hiç bir ürünün geçmesine izin verilmemeli buna engel olunmalıdır. Bu sonuçlara uluslararası bir siyasetle, israile yönelik somut siyasî ve iktisadî yaptırımlar yoluyla ulaşılabileceğine inanıyoruz. Başta Müslüman ülkelerin vatandaşları olmak üzere demokrat iddiası olan tüm toplumların ve devletlerin üzerine düşen görevi yapmalarını acilen bekliyoruz." çağrısında bulundu.
"Hiçbir mazeret bombalarla bebeklerin, çocukların ve sivillerin vahşice katledilmesini görmezden gelemez"
Son olarak İlbaş, "Hiçbir mazeret bombalarla bebeklerin, çocukların, sivillerin vahşice katledilmesini görmezden gelinmesine sebep olamaz! Başta yetkililer olmak üzere vicdan sahibi herkesi bu apaçık zulme karşı elinden, dilinden gelen her şeyi yapmaya ve tüm vicdan sahibi insanları boykota davet ediyoruz. Şunu herkes bilsin ki bu yaşatılan zulmü hiçbir zaman kanıksamayacağız, normalleştirmeyeceğiz, sabırla ve azimle zulme karşı duranlar olacağız!" dedi.
Kaynak:İLKHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.