Bozkır: "Câmilerin imar edilmesi en faziletli amellerdendir"
Diyarbakır'da yapımı devam eden Yeşil Kubbe Camii Fahri İmamı Ömer Bozkır, "Camilerin yapımı, Allah-u Teâlâ'nın, karşılığında büyük sevaplar vadettiği en faziletli amellerdendir." dedi.
Diyarbakır'ın merkez Kayapınar ilçesine bağlı Barış Mahallesi'nde yapımı devam eden Yeşil Kubbe Camii'nin inşaatı yardım bekliyor.
Yaklaşık bin kişi kapasiteli ve müştemilatında hem erkekler hem de kadınlar için Kur'an kurslarının da yer aldığı Yeşil Kubbe Camii, maddi imkânsızlıklar nedeniyle zamanında tamamlanamadı.
Cami Fahri İmamı Ömer Bozkır, "Câmilerin yapımı, imar edilmesi ve namaz kılanlara hazır hâle getirilmesi, Allah-u Teâlâ'nın, karşılığında büyük sevaplar vadettiği en faziletli amellerdendir. Bu amelin sevap ve ecri, insanın vefatından sonra bile devam eden sadaka-i cariyedendir." dedi.
"Kim bir mescit yaparsa, Allah da ona cennette bir köşk yapar"
Bozkır, "Allah-u Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur: Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yolu bulmaları umulanlar bunlardır. Peygamberimiz de (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu konuda şöyle buyurmuştur: Kim, (Allah rızası için) bir mescit yaparsa, Allah da ona (cennette) onun benzerini (onun gibi bir köşk) yapar. Cami Müslümanların hayatının merkezidir. Müslümanların kaynaştığı, birleştiği, ittihat ve vahdeti oluşturduğu bir yerdir. Onun için Müslümanların bu kutsalına sahip çıkması gerekmektedir. Eğer camiler bugün gerçek misyonlarını yüklenmiş olsalardı Müslümanlar arasında iç ihtilaflar olmayacaktı. Müslümanlar arasında kavgalar, gürültüler, şamatalar olmayacaktı. Parçalanmalar, bölünmeler ve ayrılmalar olmayacaktı." ifadelerini kullandı.
"Bela ve musibetler camilerin asli fonksiyonlarına kavuşturulmalarıyla bertaraf edilebilir"
"Şu anda karanlık geceler gibi sağanak sağanak gelen bela ve musibetler ancak camilerin asli fonksiyonlarına kavuşturulmalarıyla bertaraf edilebilir." diyen Bozkır, "Bugün çocuklarımızı başta uyuşturucu ve sosyal medya olmak üzere çeşitli fitnelerle kandırmaktalar. Bizler, eğer camileri hayatımızın merkezi haline getirirsek çocuklarımıza yönelik bu fitnelerin de önüne geçmiş oluruz. Dolayısıyla bütün Müslümanların camilere sahip çıkmaları ve varsa camilerin sorun ve problemlerini giderme noktasında ellerinden gelen bütün çaba ve gayreti göstermeleri gerekir." şeklinde konuştu.
"İnsanın vefatından sonra bile devam eden sadaka, sadaka-i cariyedendir"
Bozkır son olarak şunları söyledi:
"İnsan öldükten sonra kendisi ile beraber kabre 3 şey gelir. Biri malı, diğeri akrabaları, üçüncüsü ise amelidir. Ölen şahsın malı ve akrabaları cenazenin defninden sonra geri dönerken geride sadece ameli kalır. O nedenle biz de yolumuzu buradan kabre, kabirden mahşere kadar aydınlatacak bir nura ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız. Bu da sadaka-i cariyedir. İnsanlar öldükten sonra amel defterleri kapanır ama sadaka-i cariyesi olanların amel defterleri sürekli açıktır. Bu cami ayakta durduğu müddetçe, burada namaz kılan, Kur'an okuyan, sohbet edip zikir yapanların sevaplarının aynısı cami inşaatına yardımcı olan kardeşlerimize de gitmektedir. Bunu manevi bir şirket olarak düşünmek gerekir ki işlenen sevaplar sürekli olarak amel defterine kaydedilmektedir."
"Bize en yakın cami yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta"
Yeşil Kubbe Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı İhsan Ceylan ise "Barış Mahallesi sakinleri olarak bir camiye ihtiyacımız olduğuna karar verdik. Çünkü buraya en yakın cami yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaydı. Yaşlılarımız, hastalarımız, engellilerimiz ve çocuklarımızın camiye gidiş ve gelişleri zordu. Bulunduğumuz çevrede tamamen bir asfaltlama çalışması da olmadığından özellikle kış aylarında çamur gibi nedenlerden dolayı mahallelilerimizin diğer camilere gitmesi gerçekten sorunluydu." dedi.
Ceylan, cami inşaatına başlamalarına vesile olan olayı ise şöyle anlattı:
"2015'te umre vazifemizi yaptık. Umre'den döndükten sonra beş altı yaşındaki çocuğumun cami ile tanışma vaktinin geldiğine karar verdim. Artık onun da camiye gitmesi, namazını kılması, Kur'an okuması, camiyi tanıması gerekiyordu. Ama etrafımızda, yakın bir yerde cami olmadığını gördük. Bunun üzerine biz de mahalleli olarak kendi aramızda imza topladık ve cami yapımı için Büyükşehir Belediyesi'ne başvurduk. İl müftümüz de bu konuda bize destek verdi ve cami inşaatımıza başladık." ifadelerini kullandı.
"Bir mahallede bir cami yapıldığı zaman bütün mahallelinin gayret göstermesi gerekir"
Ceylan, son olarak şunları söyledi:
"Cami inşaatımıza yaklaşık 1 yıldır devam ediyoruz ve şu anda inşaat aşamasının sonuna gelmiş bulunmaktayız. Dernek yönetimi olarak caminin bu aşamaya gelmesi için elimizden geleni yaptık. Yapılan yardımlar ve toplanan bağışlarla cami inşaatımızı bu seviye getirdik ama bundan sonrası içinde haliyle bir bütçe gerekiyor. Mahalle sakinlerimizden farklı nedenlerden dolayı pek katkı göremiyoruz. Ama bir mahallede bir cami yapıldığı zaman normalde bütün mahallelinin bu konuda elinden gelen çaba ve gayreti göstermesi gerekir. Amacımız bir an önce camimizi bitirip müftülüğe teslim etmek. Böylece daha dünyadayken, ölmeden bir eser bırakmış olacağız inşallah." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.