Bozkurt: 'Cami adabına uygun hareket edilmeli'
İlahiyatçı-Yazar Ali Bozkurt, cami adabına uygun giyim kuşama ve namazın rükünlerine dikkat edilerek ibadet edilmesi gerektiğini söyledi.
Camide protokol olmadığının altını çizen Bozkurt, camiye gelen Müslümanın uygun bir yere oturması gerektiğini ifade ederek, özelikle yan yana dizilen taburelerle camilere kilise görüntüsünün verilememesi gerektiğini vurguladı.
"Oturarak namaz kılmak taburede namaz kılmaktan daha iyidir"
Mazeretli olan insanların namaz kılarken dikkat etmesi gereken hususları dile getiren Bozkurt, "Mazeretli olan insanlar namaz kılarken kendi gönüllerinin istediği gibi değil, mazeretlerinin boyutlarına göre namaz kılmalıdırlar. Oturarak namaz kılabilen bir insan oturarak veya oturduğu yerde ima ile namaz kılması sandalyede namaz kılmasından daha iyidir. Herkes öncelikle ayakta tadil-i erkan'a uyarak namaz kılmalıdır. Ayakta namaz kılamayacak, rüku ve secde yapamayacak olanlar oturarak namaz kılmalıdırlar. Oturarak namaz kılmak taburede namaz kılmaktan daha iyi ve tavsiye edilen bir durumdur." dedi.
video
"Yan yana dizilen tabureler caminin ruhuna uygun değil"
Camide yan yana dizilen taburelerin caminin ruhuna uymadığını dile getiren Bozkurt "Oturan kişi eğer başını secdeye götürebiliyorsa başını secdeye götürür. Eğer secde yapamıyorsa eğilebildiği kadar eğilir. Rüku içinde onun yarısı kadar eğilir. Sandalyede oturmaktansa halıya oturarak namaz kılmalıdır. Ben diz üstü oturamıyorum diyenler bağdaş kursunlar bunu da yapıyorlarsa son çare olarak ayaklarını uzatarak kılsınlar. Sandalyeyi arka plana atsınlar. Bütün bu şartlara rağmen ben oturamam oturduktan sonra kalkamam diyorsa o zaman bir taburede oturabilir ama kolları olan bir sandalye olmamalıdır. Ama taburede oturacak olanlar tabureleri yan yana dizmemelidirler. Dışarıdan biri geldiği zaman 15- 20 kişi taburede turmuş yan yana namaz kılarken görmemelidir. Bu caminin muhabbetini, görüntüsünü, saygınlığını bozan bir durumdur. O zaman taburede oturan kişi tabureyi alarak bir safın iki ucundan birinde durarak namaz kılmalıdır. Arka tarafta ayrı bir saf oluşturulmamalıdır. Yoksa 15- 20 kişi kenarlıları olan sandalyelerle ayrı bir saf düzeni tuttukları zaman bir kilise havası veriliyor. Bu son derece çirkin bir görüntü olur. Caminin saygınlığına, adabına aykırı olur buna dikkat etmemiz lazımdır." ifadelerini kulandı.
"Mazeretliyim, sandalyede oturuyorum, namazımı kazaya bıraksam olmaz mı?" gibi bir durumun içerisine girilmemesi gerektiğini ifade eden Bozkurt "Ben nasıl olsa hastayım o halde namazımı kazaya bırakayım. Aklı başında olan bir hastanın namazı kazaya bırakmasına cevaz yoktur. Namaz asla kazaya bırakılmaz. Gerekiyorsa ima ile kılınır. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed gerekirse yattığı yerde kılınmasını söylemiş. Dolayısıyla namazın vaktinde kılınması gerekir. Namaz kazaya bırakılamaz, irademiz dışında kazaya kalabilir. Bütün tedbirleri aldıktan sonra uykuda kalmış isek ki o da 40 yılda bir vaktimiz kaçabilir. Onu da ilk fırsatta kılmamız gerekir. Unutmuşsak ki bu durumda yine 40 yılda bir olur. Bir insan ben iki aydır namaz kılmayı unutuyorum gibi basit bir bahanenin arkasına sığınamaz. Her gün beş vakit ezan okunuyor bu kadar sık unutmak olmaz. Kişi bayılmış ve namaz vakti çıkmışsa kazaya kalabilir. Namazı vaktinde kılmak gerekir, namaz son derece önemlidir." şeklinde konuştu.
"Camide protokol yoktur"
Bir insanın camide kendisine belli bir yer edinmesini Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed tarafından yasaklandığını dile getiren Bozkurt, "Camide kendimize belli bir yer edinmeyeceğiz. Her vakit uygun olan yere oturacağız. Caminin her tarafında duruma göre oturmamız gerekir. Camiler Allah'ın evleridir. Camilerde hiç kimseye yer ayrılmaz. Camide protokol yoktur. Camide protokolde olan kişi imamdır. Allah'a secde etmek için ve şeytanla mücadele etmemiz için bize öncülük yapar." dedi.
"Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed hutbenin dinlenilmesinin önemini bize bildirmiştir" diyen Bozkurt, "Hutbe ciddiyetle dinlenilmelidir. Hatta öyle ki kendi aralarında konuşan kişiye dahi susun demeden hutbeye odaklanmak gerekiyor. Hatta öyle ki sesli âmin dahi dememeliyiz. Ama bazen camilerde görüyoruz ki hutbe okunuyor kimileri telefonundan internette geziyor. Hutbeyi dinlemek namaz kadar önemlidir. Hutbenin şartlarını ihlal etmemek gerekiyor. Bu büyük bir günahtır." ifadelerini kullandı.
Camide yer varken dışarıda bir yerde namaza durmanın uygun olmayacağını dile getiren Bozkurt "Caminin dışında saf tutularak cami ile araya saf konulamaz. Caminin içinde bir saf varsa o saf doldurulmalıdır. Saflar arasında bir boşluk varsa o boşluğun doldurulması gerekir. Bu hususlara dikkat etmek gerekir." şeklinde konuştu.
"Giyim kuşama dikkat edilmeli"
Namaz kılarken kişinin içini gösterecek veya rüku ve secde ederken açılacak tarzda kıyafetlerin giyilmemesi gerektiğini belirten Bozkurt, "Kısa tişörtler namazda son derece sorun çıkarıyor. Bir insan secdeye gittiği zaman sırtı açılıyor. Bazıları da üzerinde insan ve hayvan resmi bulunan tişörtlerle namaz kılıyor. Bunlar son derece sakıncalı durumlardır." dedi.
Çocukların camiye alıştırılması gerektiğini ifade eden Bozkurt, "Çocuklarınız 5 yaşındayken camilere götürün. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in emrettiği şekliyle de 7 yaşına geldiğinde namaza alıştırın. Yoksan birçok 14 yaşına geldiğinde hadi namaz kıl demeniz tesir etmez. Çünkü çocuk o güne kadar daha bir vakit namaz kılmamış birden bire başlayamaz. Bu konuda da çocuklarımız alıştıralım." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.