Burhan Bozgeyik: "Kadına ‘hürriyet’ dedikleri şey aslında GDO'lu ürün gibidir"

Burhan Bozgeyik: "Kadına ‘hürriyet’ dedikleri şey aslında GDO'lu ürün gibidir"
Batı’nın "kadın özgürlüğü" adı altında aileyi ve ailede de kadını hedef aldığına dikkat çeken Araştırmacı-Yazar Burhan Bozgeyik, kadına verilen o sözde hakların, kadını sömürmek ve küçümsemek için olduğunu vurguladı.

İslam’da kadına yönelik şiddetin olmadığını belirten Araştırmacı-Yazar Burhan Bozgeyik, Kadına ‘hürriyet’ dedikleri şeyin, aslında GDO'lu ürün gibi olduğunu ifade etti.

Kadına en büyük değeri İslam dininin verdiğini belirten Bozgeyik, günümüzde "kadın özgürlüğünden" dem vuran kişilerin kadını asli yaratılış gayesinin dışına çıkararak sokaklarda kolayca istismar etmenin yolunu açtığını söyledi.

Batı’nın "kadın özgürlüğü" adı altında aileyi ve ailede de kadını hedef aldığına dikkat çeken Bozgeyik, kadına verilen o sözde hakların, kadını sömürmek ve küçümsemek için olduğunu vurguladı.

İslam dininde kadınların en aziz ve en değerli bir varlık olarak kabul edildiğinin altını çizen Bozgeyik, "Bizim ölçümüz Kur'an'dır, sünnettir ve Peygamber Efendimizin hayatıdır. Peygamber Efendimizin hayatına baktığımızda, gerek kendi ailesine gerek sahabelerinin hanımlarına karşı sergilediği tavırlarında, en küçük bir şiddete bile rastlanmamıştır. Efendimiz hiçbir hanımına en sert bir söz dahi söylememiştir. Bu da bizim için temel bir ölçüdür." dedi.

"Müslüman ailede kadın baş tacıdır"

Müslüman bir ailede kadının baş tacı olduğunu belirten Bozgeyik, "Yani bizim dinimizde kadın ailenin temel direğidir. Kadınlar annedir. Fıtratları gereği temel vazifesi anneliktir ve evin iç işlerine bakar. Bir yuvanın huzurlu, mesut olmasının temel sebebi kadınlardır. Kadın ne kadar asli vazifesine dönmüşse o ailede her zaman huzur olmuş, bir düzen olmuştur. Müslüman ailede kadın baş tacıdır. Yani devamlı saygı görür ve ona her zaman değer verirler. Bunun için bu şekilde kadınlarla evlenilmesi de dinimizce teşvik edilmiştir." ifadelerini kullandı.

"Kadına ‘hürriyet’ dedikleri şey aslında GDO'lu ürün gibidir"

İslam’da kadına yönelik şiddetin olmadığını belirten Bozgeyik, "Kadına şiddet batıda yaygındır ve bu Orta Çağ'dan beri yaygın bir şekilde vardır. Kadına ‘hürriyet’ dedikleri şey aslında GDO'lu ürün gibidir. Kadının fıtratını değiştirmektir. Kadının kendi asli görevi evinde olmak ve annelik yapmak iken ‘kadına özgürlük’ denilerek kadınları dışarı çıkarıp, onların gerçek manada hürriyetini zedelemiş ve onların bu huzurunu ortadan kaldırmışlardır." şeklinde konuştu.

"İslam'da kadın eşsiz bir mücevher gibidir"

Batı'nın kadına verdiği o sözde hakların, kadını sömürmek ve küçümsemek için olduğunu vurgulayan Bozgeyik, kadınların meta haline getirilmeye çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:

"Hâlbuki İslam'da kadın eşsiz bir mücevher gibidir. O her cihetten koruma altına alınmıştır. Bütün hak ve hukuklarıyla İslam fıkhına baktığımızda da kadının bütün hakları koruma altına alınmıştır. Evlilikte de birinci derecede kadına söz hakkı verilir. Yani kadın eğer istemezse istemediği kişiyle evlenmeye zorlanamaz.  Yani İslam'da kadın her cihetten koruma ve teminat altına alınmıştır. Miras hukukunda kadına mirastan hisse verilmiştir."

İslam'da kadının her zaman hürmet ve saygı gördüğüne de dikkat çeken Bozgeyik, "Mekke toplumuna baktığımızda, Mekke müşrikleri kız çocuklarını diri diri toprağa gömerken Peygamber Efendimizde kız çocuklarını omuzlarında taşıyordu. Hatta sokakta, cemiyette ve insanların içerisinde onları kucağına alıyor ve seviyordu. Peygamber Efendimizin bu hareketi ise o toplum için yadırganacak bir durumdu. Peygamber Efendimizi İslam'ın ilanı ile birlikte ayağı altına aldığı cahiliye adetlerinden birincisi budur. Kadına değer vermemeyi bir defa ayağının altına alıp çiğnemiştir. Kadınlara, kızlara ve kız çocuklarına değer vermiştir. Hatta Peygamber Efendimiz iki kız çocuğu olup da yetiştirenin de cennetlik olduğunu müjdelemiştir. Peygamber Efendimiz bu hususta hem ümmete hem bütün insanlığa örnek olmuştur." diye konuştu.

"Batı toplumu kadını ancak istismar etmiştir"

Kadınlara gerçek değeri İslam’ın verdiğini vurgulayan Bozgeyik, "Batı toplumu kadını ancak istismar etmiş ve bunun ancak edebiyatını, propagandasını yapmıştır. Gerçek manada perdenin arkasında ise kadınları rencide etmiştir. Kadınları asli yaratılış gayesinin dışına çıkararak sokaklarda kolayca istismar etmenin yolunu açmıştır. Bundan dolayı da aileler mahvolmuştur. Bugün Avrupa'da aile müessesesi bütünüyle çökmüş bir durumdadır.  Şu anda ağlanacak bir durum ama bizim ülkemizde aynı sıkıntıyı yaşamaktadır." diye belirtti.

"Aileleri yıkmak için kadın hedef alınmıştır"

Kadın özgürlüğünden dem vuran kişilerin, kadını adeta modern bir köle olarak kullanmak istediklerini belirten Bozgeyik, "Bir devletin de asıl temeli ailelere dayanır. Allah muhafaza aile müessesi çöktü mü devlette çökmeye başlamış demektir. Bunun için aileler hedef alınmış ve aileleri de yıkmak için kadın hedef alınmıştır. Kadınlara deniliyor ki ‘sizi biz koruyacağız’ yani ‘en ufak bir hareket, bir uyuşmazlıkta eşinizden ayrılın bize gelin veya karakolumuza müracaat ediniz’ ve bu durumda çok dehşetli bir sıkıntı meydana getirmiştir. Bizim eskiden beridir bir aile geleneğimiz var. Bu karı-kocadır yarım saat sonra barışırlar. Bu aleniyete döküldüğü veya resmileştiği zaman artık arada iyileştirilemeyecek bir durum meydana geliyor, sıkıntılar gittikçe büyüyor. Neticede de aileler maalesef parçalanıyor. Şu anda bizim ülkemizde de böyle bir durum var. Bu çok endişe verici bir durum. Yani asıl olan İslamiyet’in ortaya koyduğu, Peygamber Efendimizin yaşadığı güzelliği yaşamak ve bunu gündeme getirmektir." dedi.

"Biz de evlilikler ölünceye kadar değil ebediyete kadardır"

İslam dininde evliliklerin ölünceye kadar değil ebediyete kadar olduğunu ifade eden Bozgeyik, "Bizim aile müessesemizin Osmanlı devrinden beri daha önceki devirlerden beri ve kuvvetli bir yapısı vardır. Dedeli, nineli, torunlu, akrabaların olduğu geniş bir aile müessesemiz vardır. Biz de evlilikler belli bir vakte kadar değil ölünceye kadar da değil yani Hristiyanlıkta ve Yahudilikte diğer dinlerde ‘ölünceye kadar’ deniliyor ve bunun edebiyatı yapılıyor. Ama biz de evlilikler ölünceye kadarda değil, ebediyete kadardır. Öldükten sonrada ahirette, cennette yine karı-koca birbirinin eşidir, ailedir. Dolayısıyla da erkek hanımını, kadında erkeğini ebedi bir eş olarak kabul eder. Dolayısıyla da bizim ailelerimizde bu dünyadaki küçük tatsızlıklarla yuvalar bozulmazdı. Ama şimdi sanki üflesen yıkılacak bir hale getirildi. Bunun sebebi de batının yaptığı propaganda ve yanlış uygulanan aile politikalarıdır." diye konuştu. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.