Bursa'dan Gazze için kitlesel yürüyüş: Vadedilmiş topraklara gömüleceksiniz!
HÜDA PAR Bursa İl Başkanlığı tarafından siyonist işgal rejiminin Gazze saldırılarını protesto etmek ve oradaki direnişe destek amacıyla "Gazze'yi Unutma" temasıyla meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirildi.
15 Temmuz Meydanı'nda toplanan kalabalık, meşaleli yürüyüşle Fevzi Çakmak Caddesi güzergahını takip ederek, Kent Meydanına kadar slogan atarak yürüdü.
Toplanan kalabalık, sık sık sloganlar atarak işgal rejiminin katliamlarını protesto etti.
Toplanan kalabalığa HÜDA PAR Bursa İl Başkanı Zeki Aras, bir konuşma gerçekleştirdi.
"Üç yüz yetmiş yedi gündür sadece konuşuyoruz"
Bir yılı aşkındır sadece konuşulduğunu belirten Aras, "Tam üç yüz yetmiş yedi gündür sadece konuşuyoruz. Ama konuşmaya da devam edeceğiz. Üstümüze düşen, yapmamız gereken hak ve hakikatin yanında durmamız gereken yerdeyiz. Elimizden daha fazlası gelse, onu da yapacağız. Şu anda bununla yetinmek zorundayız; bunu da layıkıyla yerine getireceğiz. Kırk beş bin şehit, yüz bin yaralı, iki yüz bin sakat ve iki milyondan fazla açlık riskiyle karşı karşıya olan bir sayıdan bahsediyoruz. Kırk beş bin şehit birilerini hareket geçirmediyse, yüz bin yaralı, iki yüz bin sakat birilerini harekete geçirmediyse, bu sözlerimiz de muhtemel ki kimseyi harekete geçiremeyecektir. Bizim televizyon ekranlarından, telefon ekranlarından görmeye, izlemeye tahammül edemediğimiz o sahneleri, bu kardeşlerimiz tam bir yıldır yaşıyorlar. An be an yaşıyorlar. Ve bir an olsun bombalardan, bir gün olsun bombasız bir günü geçmiyor bu insanların." dedi.
"Gazze'ye sahip çıkamadınız diye, bize lanetler edecekler"
Aras, "Bizim izlemeye dahi güç yetiremediğimiz o manzaralar, bugün yüreğimizi parçalayan o manzaralar, o gün o kardeşlerimiz tarafından anbean yaşıyorsa, yaşanıyorsa, bunun sorumlusu Müslümanlar değil de kimlerdir? Allah için, iki milyar Müslüman değil de kimdir? Gücü, iktidarı elinde bulunduranlar değil de kimlerdir? Soruyorum. Biliyorsunuz ki biz Kerbela'yı ne zaman hatırlasak, Hazreti Hüseyin'i ne hatırlasak, Yezid'e ve ehli kubbeye lanetler ediyoruz, değil mi? Bir avuç peygamber ailesine sahip çıkamayan Kufe ve ehline lanetler ediyoruz. Ona ihanet eden Yezid ve avanelerine lanetler ediyoruz. Bizden sonra gelecek olan nesiller, evlatlarımız, kendi torunlarımız, biz bir karpuz dilimi gibi olan Gazze'ye sahip çıkamadığımız için bizlere lanetler edecekler. Ve bizlere, "Bir avuç insana sahip çıkamadınız mı?" diye soracaklar. Elli yedi İslam ülkesine soruyorum: Bu bir avuç Müslümana, bir karpuz dilimi şeklindeki Gazze'ye sahip çıkamadınız mı diye, bize lanetler edecekler." diye belirtti.
"Terörist ülkeyle nasıl olur da hâlâ siyasi, askeri ve ticari anlaşmalar devam ediyor"
Aras, "Gazze'yi anmadığımız bir gün Allah bizi cezalandırır mı diye düşünmemiz lazım. Gazze'ye yanmadığımız hiçbir gün geçmemeli. Gazze'yi yanmadığımız bir namazı bitirmemeliyiz. Gazze'yi anmadığımız bir duayı bitirmemeliyiz. Gazze'yi anmadığımız bir gün, sosyal medyayı boş bırakmamalıyız. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Netanyahu'ya terörist diyor, değil mi? israil'e terör devleti diyor, değil mi? Peki, soruyoruz: Allah için, bu işin bir mantıklı açıklamasını bekliyoruz. Terörist dediğiniz bir insanla, terörist çete, devlet dediğiniz bir ülkeyle nasıl olur da hâlâ siyasi, askeri ve ticari anlaşmalar yapabiliyorsunuz? Soruyoruz; bu anlaşmalar hâlâ neden iptal edilmiyor? Madem teröristler, madem terörizmdir onlar, neden bu anlaşmalar hâlâ devam ediyor? Neden hâlâ Türkiye limanlarından Tel Aviv'e inşaat malzemesi gidebiliyor? İcra makamındasınız. Cevap verin. Bu ne yaman çelişkidir böyle? PKK'ya terör örgütü diyoruz, terör örgütü diyoruz, değil mi? PYD'ye, PKK'ya buradan inşaat malzemesi gitse, gıda malzemesi gitse, kabul edecek miyiz? Kabullenecek miyiz bunları? Madem öyle, aynı mesafede olan, hatta terörün dik alası olan israil'e ve Netanyahu'ya hâlâ neden gıda ve yaşam malzemesi gidebiliyor?" şeklinde konuştu.
"Hiç şüpheniz olmasın ki sizleri o vadedilmiş topraklara gömeceğiz"
Aras, "Kürecik ve İncirlik üstünden sağlanan istihbaratla bugün Gazze'li kardeşlerimizin ve Yahya Sinvar'ın veya oradaki yöneticilerin tespit edilebiliyor. Şimdi soruyoruz: Madem bir terörist devlet İsrail, madem terörist bir çete İsrail, biz bu terörizme Kürecik ve İncirlik üslerini açarak yardım ve yataklık yapmıyor muyuz? Bu ne yaman çelişkidir böyle? Müslüman olarak sormak bizim hakkımız; cevap vermek de icra makamında olanların. Katil Netanyahu, Birleşmiş Milletler'in ve bütün dünyanın gözünün içine baka baka dedi ki, "Nil ve Fırat arasındaki topraklar güya kendilerine vadedilmiş topraklar." Biz de öyle söylüyoruz. Evet, şüphesiz o topraklar size vadedilmiş, ama o vadi biz gerçekleştireceğiz ve hiç şüpheniz olmasın ki El Kassam’ın eliyle sizleri o vadedilmiş topraklara gömeceğiz." dedi.
"HAMAS'ı yöneten çok ciddi bir kadro var"
Aras son olarak sözlerini şöyle sürdürdü: Hepimiz şehit Yahya Sinvar'ın güvenli bir bölgede HAMAS'ı yönettiğini sanıyorduk, değil mi? Gördük ki şehit Yahya Sinvar, en önde; elinde silahıyla, üstünde hücum yeleğiyle can vererek şehit oldu. Şehadet bize şunu gösterdi ki demek ki El Kassam Tugayları sadece şehit Yahya Sinvar'la itibarlı değil. Sadece şehit Yahya Sinvar’ı yönetmiyor. El Kassam Tugaylarının hâlâ operasyon kabiliyeti var. Hâlâ orada hareket etme kabiliyeti var. Biliyorsunuz ki cephede olan birisi, koca bir hareketi belki çok iddialı yönetemez. Demek ki hâlâ oturduğu yerden sağda solda koşturarak HAMAS'ı yöneten çok ciddi bir kadro var. Ve biz inanıyoruz ki Yahya Sinvarlar bitmeyecek; Şeyh Ahmet Yasin'ler bitmeyecek." diye konuştu.
Kent Meydanı'nda grup adına basın açıklamasını, HÜDA PAR Bursa İl Başkanı Yardımcısı Adnan Alınç okudu.
Siyonist işgal rejiminin, Gazze’de bir yıldan fazladır soykırım yaptığını belirten Alınç, " Dünya kör, dünya sağır, dünya suskun. Dünyanın bu suskunluğu çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 45 binden fazla insanın katledilmesine neden oldu. Hiçbir ölçü ve kaide tanımayan siyonist işgal rejimi; hastaneleri, okulları, camileri, fırınları, kamu binalarını ve sivil yerleşim yerlerini bombalayarak soykırım suçlarını işlemeye devam etmektedir." diye belirtti.
"Gazze, çağımızın Uhdud’u oldu"
İnsanlığın bittiği yerde olduklarını söyleyen Alınç, "Yaşanan zulümleri anlatmaya kelimeler yetmiyor artık. Gazze, çağımızın Uhdud’u oldu. Gazze’de bedenler bombaların altında yanıyor. Geçen gün Aksa Şehitleri Hastanesinin avlusunda yerinden edilmiş kardeşlerimizin çadırları bombalandı. Çadırların bombalaması sonucu çoğu çocuk ve kadın olmak üzere onlarca insan diri diri yanarak can verdi. İnsanların diri diri yanmasını seyreden ümmet utansın, insanlık utansın. Gücü elinde bulundurup da yaşanan bu soykırıma seyirci kalanlara da yazıklar olsun." dedi.
"Bu katliamlar bir savaş değil, tam anlamıyla soykırımdır"
Artık uluslararası sistemin ahlaken, fikren, fiilen çöktüğünü kaydeden Alınç, " Daha da kötüsü, insanlık bütün değerleriyle birlikte bu katil rejim ve onu koşulsuz destekleyen emperyal güçler karşısında zillet içerisindedir. Bu katliamlar bir savaş değil, tam anlamıyla soykırımdır. Dünya bugün bu suçları durdurmak için güçlü bir irade ortaya koymalıdır. İslam ülkelerinin sessizlik ve ihtilaflarından istifade eden siyonist işgal rejimi, soykırım ve işgal politikalarını Gazze dışına taşımıştır." şeklinde konuştu.
"Siyonist işgalcilere karşı önlem alınmazsa tüm bölge ülkeleri aynı tehlike altına girecektir"
Lübnan'a yapılan saldırıların Lübnan ile de sınırlı kalmayacağını ifade eden Alınç, " Siyonistlerin işgalci politikalarına karşı önlem alınmazsa tüm bölge ülkeleri aynı tehlike altındadır. Bizler, İslam coğrafyasının bağrına paslı bir hançer gibi saplanan siyonist rejimin karşısında dik durmaya devam edeceğiz. Buradan bir kez daha haykırıyoruz. Yeter artık! Ne zamana kadar devlet liderleri; kadın, çocuk ve bebeklerin katledilmesini seyretmeye devam edecek." diye belirtti.
"Vicdan sahibi devlet liderlerine mesaj"
Dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerine talepleri sıralayan Alınç,
- İslam ülkelerine, vicdan sahibi devletlere, acil harekete geçme ve Gazze'deki katliamı durdurmak için siyasi ve insani sorumluluklarını üstlenme çağrısında bulunuyoruz.
-Özgür insanları ve tüm onurlu insanları, işgalci siyonist rejimin saldırılarını durdurmak için tüm baskı araçlarını kullanmaya çağırıyoruz.
- Direnişe; maddi desteğin yanısıra askeri, lojistik ve teknolojik destek de verilmelidir.
- Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeniden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik söz konusu kararların pratikte yerine getirilmesi için siyonist şer ittifakına baskı yapılmalıdır.
-Gazze'de işlenen soykırım ve suçlardan tamamen sorumlu olan ABD’nin Türkiye’de kullanmış olduğu üsler kapatılmalıdır.
-Siyonist işgal rejimine karşılık veren Yemen, İran ve Lübnan desteklenmelidir.
-Siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam edilmelidir.
-Üçüncü ülkeler üzerinden siyonist işgal rejimine petrol sevkiyatı başta olmak üzere ticaretin her türlüsünden vazgeçilmelidir.
-Meclise sunulmuş olup uzun süredir bekletilen, Gazze’de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı siyonistlere yönelik vatandaşlıktan çıkarılmaları teklifi ivedilikle yasalaşmalıdır.
-Siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz.
"Mazlumun yanında ve zalimin karşısında olalım"
Alınç, son olarak sözlerini şöyle sürdürdü: "Gençlik yıllarından itibaren kendisini İslâmî mücadeleye adayan, 22 yıl işgalcilerin zindanlarında ağır bedeller ödeyen ve çıktıktan sonra da mücadeleye daha kararlı bir şekilde devam eden Gazze'nin Arslan'ı ve Hamas’ın Lideri Yahya Sinvar’ın şehadeti mübarek olsun. Allah bu aziz şehidimizi rahmetiyle kuşatsın ve Peygamber Efendimiz(sav)’e komşu eylesin. Zerre kadar şüphemiz yok ki zafer Müslümanlarındır. Ölsek şehid kalsak muzaffer olan biziz. Müslümanlar için asla kayıp yoktur. Yeter ki bizler her daim hakkın ve adaletin savunucusu, mazlumun yanında ve zalimin karşısında olalım." diye konuştu.
Okunan basın açıklamasının ardından şehit edilen HAMAS Siyasi Büro Başkanı Yahya Sinvar için gıyabi cenaze namazı kılındı.
Program, Ebubekir Arslan'ın yaptığı dua ile sona erdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.