Camilerde “Ömrümüzü Ramazan Kılabilmek!” konusu işlenecek
ÖMRÜMÜZÜ RAMAZAN KILABİLMEK
Gönüllerindeki imanla bu güzel mabedi dolduran mümin kardeşlerim! Cumanız mübarek olsun.
Aziz Müminler!
HÜR24- Bugün hem sevinçliyiz, hem de hüzünlüyüz. Sevinçliyiz. Çünkü doya doya Ramazan medeniyetini yaşadık. Ramazan mektebinin talebeleri olarak bayrama yaklaştık. Hüzünlüyüz. Çünkü her sene bize Kur’an’ı yeniden getiren, bizi orucun takvasıyla, iftarın sevinciyle, sahurun bereketiyle buluşturan, unuttuklarımızı hatırlatan Ramazan’ı Şerif’e elveda diyoruz. Şehirlerimizi, sofralarımızı ve gönüllerimizi bir ay boyunca zenginliği ve cömertliği ile donatan rahmet ayı işte gidiyor. Cenab-ı Hak, bizleri Ramazan’ın haklarında en güzel şekilde şahitlik yaptığı kullarından eylesin. Bizleri imanla, ilimle, hikmetle bayrama ve nice Ramazanlara kavuştursun.
Değerli Müminler!
Rahmet ve mağfiretiyle gönüllerimizi Allah’a ulaştıran, fazilet ve bereketiyle ruhlarımızı coşturan bu eşsiz zaman diliminde oruç tuttuk. Uzun yaz günlerinde açlık ve susuzlukla sınandık. Her türlü arzu ve iştaha karşı “Ben oruçluyum” dedik. Sabır imtihanından geçtik. Kötülüklere karşı zihnimize, elimize, dilimize, hâsılı kendimize sahip çıktık. Oruç tuttukça şefkat ve merhameti kuşandık. Yoksulun, muhtacın halini bir kez daha anladık. Az ile yetinmenin değerini daha iyi kavradık. Gönüllere şifa veren, inananları iki dünyada huzura kavuşturan, hidayet rehberimiz Kur’an’ı okuduk; anlamaya ve yaşamaya çalıştık.
Kıymetli Cemaatimiz!
Ramazan’da “Arınan ve Rabbinin adını anıp, namaz kılan kimse mutlaka kurtuluşa erer.” -Â’la: 14-15- âyetleri gereği gece ve gündüz kıyamlara durduk. Acizliğimizin itirafı içerisinde miracımız olan namazlarımızla Rabbimizin huzuruna çıktık. Aynı gaye etrafında toplanarak, aynı şuur ile saf tutarak teravih namazları kıldık. İftar anındaki şükür ve dualarımızla, sahur vaktindeki tövbe ve istiğfarlarımızla günah yüklerinden arınmaya çalıştık. “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak etmedikçe iyiliğe asla erişemezsiniz.” -Âl-i İmran: 92- âyetinin bilinciyle zekâtımızla, fitremizle, sadakalarımızla, iftar sofralarımızla yoksul ve muhtaç kardeşlerimize yardım eli uzattık. Komşumuza, yetimlere, kimsesizlere gönüllerimizi açtık. Paylaşmanın, dayanışmanın, Allah rızası için karşılıksız vermenin mutluluğunu yaşadık. Ramazan, bizler için bir aylık bereketli bir mektep oldu. Bizleri bir maneviyat eğitimine tabi tuttu. Hayatımızı disipline etmeyi öğretti. Kardeşlik, birlik, beraberlik duygularımızı pekiştirdi. Geride bıraktığımız ömrümüzü muhasebe, istikbalimizi tekrar gözden geçirme imkânı sağladı.
Aziz Müminler!
Bugünlerde veda edecek olan rahmet ayı Ramazan, bizlere öğrettiği bütün bu güzelliklere her daim sahip çıkmamızı istiyor. Öyleyse geliniz! Yüce Rabbimizin, “Ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” –Hicr: 99- emri gereğince imtihanın son anına kadar görev ve sorumluluklarımızı yerine getirelim. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in “Allah’a en sevimli gelen amel, az da olsa devamlı olandır.” -Buhâri, Rikâk, 18- hadisi gereği Allah’ın rızasını kazanmak için her an gayret edelim. Rabbimize, kendimize ve birbirimize karşı samimiyeti elden bırakmayalım. Ramazanın kazandırdığı güzellikleri yıl boyunca yaşayalım, yaşatalım. Ramazan’ın bizlere sunduğu cömertlik karşısında bizler de ömrümüzü Ramazan kılalım.
Aziz Kardeşlerim!
Hutbemi bitirmeden önemli bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Her yıl yaşadığımız trafik kazaları, bayramların huzur ve sevincini acı ve hüzne dönüştürüyor. Bu kazalarda nice kardeşimiz can veriyor. Nice aileler yok oluyor. Nice anne-babalar, evlatlar, yakınlar, gözü yaşlı, boynu bükük kalıyor. Nice ümitler, nice istikballer sönüyor. Bu noktada bütün kardeşlerimizi trafik kurallarına uymaya, sabırlı ve dikkatli davranmaya, birbirimizin hak ve hukukunu korumaya davet ediyorum. Yüce Rabbimiz, bayram yolculuğuna çıkacak bütün kardeşlerimizin sağ salim gidip yuvalarına dönebilmelerini nasip etsin. Bizleri her türlü kaza, bela ve musibetten muhafaza eylesin. Hutbemizi Resûlullah Efendimiz (s.a.s)’in şu duası ile bitirmek istiyorum: “Allah’ım! Bizi bağışla! Bize merhamet et! İbadetlerimizi, hayır ve hasenatımızı, dualarımızı kabul eyle! Bizi cennetine koy, cehennem azabından koru! Bütün işlerimizi ıslah eyle.” -İbn Mâce, Dua, 2-
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.