Çelik: "Zenginler hakkıyla zekâtını verseler toplumda fakir kalmazdı"
Zekâtın İslam dininde büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Molla Ahmet Çelik, zengin insanların hakkıyla zekâtlarını vermesi durumunda fakir insanın kalmayacağını söyledi.
Toplumdaki gelir düzeyini dengeleyen zekât, zenginin malını manen temizleyip arındırırken, ihtiyaç sahibine de rahat bir nefes aldırıyor. İslam'ın beş temel esasından biri olan zekâtın, toplumsal düzeni, sosyal adaleti, birlik ve beraberliği sağlayan çok önemli bir ibadet olduğunu belirten İlim ve Hikmet Medresesi Müderrisi Molla Ahmet Çelik, zekâtın zenginin malındaki fakirin hakkı olduğunu belirtti.
Müslümanlar tarafından özellikle de Ramazan ayında verilen zekâtın zengin ile fakir arasında sevgi ve kardeşlik duygularını pekiştirdiğini belirten Çelik, zekâtın zenginin malındaki fakirin hakkı olduğunu ve zekâtını vermeyenlerin fakirin hakkını gasp ettiğini söyledi.
Çelik, "Zekat İslam'ın esaslarının üçüncüsüdür. Zekât, Allah'ın farz kıldığı emirlerden bir tanesidir. Yüce Allah (Celle Celaluhu) Kur'an-ı Kerim'de 'Namazınızı ikame edin ve zekatınızı da verin' diye buyurmaktadır. Bu ayeti kerime açık bir nastır. Kur'an-ı Kerim'de namaz ile zekat bir çok yerde birlikte zikredilir ve adeta bunlar ruh ile bedenin birbirinden ayrılmaması gereken İslam'ın iki esası olduğunu göstermektedir." dedi.
Zekâtın çok önemli bir ibadet olduğunu belirten Çelik, Hazreti Ebu Bekir'in halifeliği döneminde zekât vermeyenlere karşı savaş ilan ettiğini belirterek, şunları söyledi:
"Peygamber Efendimiz vefat ettiğinde birçok insan zekât vermemek için dinden dönmeyi arzuladılar. Hazreti Ebu Bekir (Radiyallahu Anh) bu fitnenin önünü almak için hemen harekete geçti. 'Kim zekat ile namazın arasını ayırırsa ben onunla savaşacağım' dedi ve Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), 'Hayvanın boynuna geçirilen bir ipi bile zekat olarak vermemezlik yaparlarsa onlarla savaşırım' diye buyurdu. Çünkü Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'Ben insanlarla mücadele etmeye ve insanlarla savaşmaya emir olundum. Kelime-i Şehadet getirinceye, namaz kılıncaya, zekat verinceye kadar' diye buyurmaktadır. Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu ifadesi ise namaz ve zekatın İslam'da çok önemli ilahi emirler olduğunu göstermektedir."
"Zekat kişiyi cimrilikten arındırıyor"
Zekâtın mutlaka verilmesi gerektiğinin altını çizen Çelik, "Zekâtın bizim dinimizde çok büyük bir önemi vardır. Hem Kur'an-ı Kerim'de ilahi emrİ görüyoruz ve hem de Peygamber Efendimizin birçok hadisi şeriflerinde zekâtın önemini görüyoruz. Zekât kelime olarak temizleme anlamındadır ve Allah-u Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de Peygamber Efendimize hitaben, 'Onların mallarından sadaka olarak zekât al…' diye emir buyruluyor. Kur'an-ı Kerim'in bu ifadesinden de anlaşılıyor ki zekât bir kişinin iman etmesinin de sadakatini gösterir. Zekat kişiyi aynı zamanda cimrilikten arındırıyor. Fakirin, zenginin malında hakkı vardır, aynı zamanda onun hakkını kendi malında temizliyor. Zekât vermeyen insanlar fakirin hakkını gasp etmiş oluyor." ifadelerini kullandı.
"Zekât veren Müslümanların malları bereketli oluyor"
Zekatı verenlerin sevap kazandığı gibi mallarının da arttığına işaret eden Çelik, "Gerçekten de zekat veren insanlar kendi nefislerini cimrilikten arındırdıkları gibi aynı zamanda zekat vermekle malları da artar. Zekât veren hiçbir insanın fakir düştüğünü veya mali bakımdan zarar ettiğini görmüyoruz."şeklinde konuştu.
"Zekât fakir ile zengin arasında bir gönül köprüsü kurar"
İlahi emirlerin ve yasakların birçok hikmetlerinin olduğunu ve zekatında toplumsal düzeni sağlayan en önemli ilahi emirlerden biri olduğunu ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Yüce Allah'ın (Celle Celaluhu) bir ismi de hakimdir ve Allah (Celle Celaluhu) bir şeyi emrettiği zaman mutlaka emrettiği şeyde kullarına bir fayda vardır. Eğer bir yasak getirmişse mutlaka kullar için zararı vardır. Allah-u Teâlâ'nın zekâtı emretmesindeki hikmetlerden birincisi zekât, kişiyi cimrilikten koruyor. Yani zekât veren bir insan demek ki kalbinde mal sevgisinin olmadığını gösteriyor ve o kişiyi cimriliğin kötü ahlakından korumuş oluyor. Zekâtın diğer bir faydası ise fakir ile zengin arasında bir köprü bağı olmuş oluyor. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifte 'Zekât İslam'ın köprüsüdür' diye buyurmaktadır. Zekât veren kardeşlerimiz ile aynı zamanda diğer Müslümanlar arasında da bir sosyal dayanışma, ilişki olmuş oluyor. Zekâtın hikmetlerinden bir tanesi de ticari hayatta, ekonomide, iktisatta bir hareketlilik olmuş oluyor. Ramazan ayının gelmesiyle de bu bereket gerçekten zirveye ulaşmış oluyor. Piyasadaki durgunluk Ramazan vesilesiyle bir hareketliliğe ve canlılığa neden oluyor."
Toplumda zekât konusunda gerekli bir duyarlılığın oluşturulması gerektiğini vurgulayan Çelik, "Zekâtın diğer bir faydası ve hikmeti de zekât veren kardeşlerimiz Müslüman kardeşlerini görüyorlar, arada bir dayanışma köprüsü ve bir muhabbet olmuş oluyor. O Müslüman kardeşlerinin halini kendi gözleriyle görmüş oluyorlar. Her ne kadar vekâletle de olsa aslında en uygun olanı her Müslüman kardeşimizin zekâtını kendi eliyle vermesidir. Çünkü bu şekilde zekât veren kardeşlerimiz bu fakir insanların halini görüyorlar, belki ihtiyaçlarını fazlasıyla yerinde görmüş oluyorlar. Bundan dolayı da arada bir sevgi ve muhabbet meydana gelmiş oluyor." diye konuştu.
"Zenginler hakkıyla zekâtını verseler toplumda fakir kalmazdı"
Çelik, "Bugün gerçekten eğer Müslümanlar zekatını vermiş olsalar İslam toplumunda hiçbir fakir kalmazdı. Çünkü Türkiye'de bu konuda bir araştırma yapılmıştır. Zengin olan kardeşlerimiz fakir kardeşlerine zekâtlarını verseler Türkiye'de hiçbir fakir kalmayacaktır. Demek ki hakkıyla zekâtlarını tam olarak yerine getirmeyen kardeşlerimiz vardır. İlahi emrin önemine binaen bu kardeşlerimiz de zekatlarını vermelidirler." diye belirtti.
Çelik, zekât verecek Müslümanların önce kendi yakınlarından başlamak üzere fakir olanları gözetmesi ve zekâtlarını vermesi gerektiğini de sözlerine ekledi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.