Çengelköylüler darbecilere sonuna kadar direndi
Darbecilere karşı yaklaşık 80 esnafın cansiperane mücadele ettiğini ve askerin önünü kesmek için barikatlar kurduğunu gördüğünü aktaran Morgül, askerlerin saat 23.30 sularında halka ateş etmeye başladığını kaydetti.
Morgül, mermilerden korunmak için dubaların arkasına saklandıklarını belirterek, "Ateş ediyorlar ama nereden ateş ettiklerini görmüyoruz. Polislerdeki silahların mevzileri 50 metre ise onların 200 metreydi. Bir süre yaylım ateşe devam ettiler. Tam durdular deyip muhtarımız ayağı kalkınca hemen orada vuruldu. Onu arabaya taşıyıp hastaneye götürdük. Bir taraftan da Facebook üzerinden canlı yayın yapıyordum. Bu yayın büyük yankı uyandırmış, Çengelköy muhtarının vurulduğu kulaktan kulağa yayılmış. Muhtarımızın, buradaki direnişin sembolü olduğuna inanıyorum." dedi.
Bu sırada askerlerin açtığı ateş nedeniyle önünde 5-6 kişinin vurulduğunu ve en yakın ağacın arkasına saklanmak zorunda kaldığını ifade eden Morgül, bir taraftan da yaralıları kenara çekmeye çalıştıklarını ama askerlerin buna müsaade etmediğini anlattı.
"Erdoğan'ın çağrısıyla akın akın meydanlara koşuldu"
Morgül, birkaç yürekli semt sakininin hiç tereddüt etmeden yaylım ateşine rağmen yaralıları taşıdığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz de o şekilde birbirimizden güç aldık. İnsanlar tekbirler eşliğinde gidip, vuruluyordu. Yaralılar arabalara taşınıyor tekrar üzerlerine gidiyorduk. Açıkçası ne yaptığımızı bilmiyorduk. Bunu sadece Allah'ın bir lütfu olarak görüyorum. İnsan mantıklı bir şekilde düşünse kaçıp evine gider ama kimse kaçmadı. Çengelköylüler sonuna kadar mücadele etti. Keskin nişancılar, Çengelköy sırtlarından gelip çapraz ateş açıyorlardı. Biz askerleri göremiyorduk bile uzaktan insanları vuruyorlardı. Zaten adli tıp raporunda da insanların vücutlarında keskin nişancıların mermilerinin olduğu görüldü. Polisler de en az bizim kadar şaşkındı, onlar da gizlenmiş keskin nişancıları göremiyordu. Havaya ateş etmekten başka bir şey yapamıyorlardı. Askerler saat 03.00 gibi bizi bir evde sıkıştırdı. 'Teslim olun' dediler. Yaklaşık 2 saat bizi orada beklettiler. Biber gazı attılar. Kafasını çıkartanları vuruyorlardı. Saat 06.00'da Boğaziçi Köprüsü'ndeki askerlerin teslim olduğu haberini aldık. O sırada uzun namlulu silahlarla yanımıza gelen 50 sivil polis, Çengelköy'ün darbecilerden kurtarıldığını söyledi. Tam da o sırada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, halka 'sokağa çıkın' çağrısı yapmıştı. Bu çağrı, meydana gelen insan sayısını arttırdı ilk başta 80 kişiden oluşan guruba, binlerce kişi katıldı. İnsanlar akın akın meydanlara koştu."
Çengelköy'e geldiklerinde üst düzey darbecilerin kaçarken zaman kazanmak için 4 erbaşı halkın önüne attığını, polisin erleri korumak için vatandaşı sakinleştirdiğini anlatan Morgül, "Duyduğuma göre halk 2 askeri yakalayıp silahlarını almış. Askerler yemin billah edip 'kimseye ateş etmedik havaya bile ateş etmedik, silahı koklayıp barut kokusu duyarsanız kafamıza sıkın' demişler. Bunun üzerine halk onları polise teslim etmiş" diye konuştu.
Morgül, o gece yaşadıklarını hayatı boyunca unutamayacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"O gece benim kahramanım Halil Kantarcı oldu. Kokoreççinin önünde vuruldu. Onu almaya giden arkadaşı da kafasından vuruldu. Bir diğer kişi kaval kemiğinden vurulmuştu, ayağı sallanıyordu onu arabaya taşırken gördüğüm manzara hiç gözümün önünden gitmiyor. Siz o sırada televizyon falan izlemiyorsunuz. Çatışmanın ta içerisindesiniz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.