Çin'de tutuklu bulunan Uygurların yakınları mağduriyetlerini anlattı
Birleşmiş Milletler tarafından Çin'e yönelik toplama kamplarında tutulanların serbest bırakılması kararı sonrasında İstanbul'da basın toplantısı düzenlendi.
Zeytinburnu Kazlıçeşme Kültür Merkezi Akdeniz Salonu'nda düzenlenen basın toplantısına; toplama kamplarında tutuklu bulunan Doğu Türkistanlıların yakınları ve insan hakları savunucusu avukatlar ile aktivistler katıldı.
Basın toplantısında konuşan mağdur yakınları, toplama kapmalarında bulunan akrabalarının serbest bırakılması çağrısında bulundu.
"Çin kardeşlerimizi tutuklayarak bizi asla yıpratamayacak"
Kardeşi Muhammed İlyas ve eniştesi Abdurrahman Kurban Canda'nın toplama kamplarında bulunduğunu belirten Mirza Ahmet İlyas" İkisi de 2017 yılının mart ayında sebepsiz yere tutuklanarak toplama kampına götürüldü. Bugüne kadar hiçbir şekilde haber alınamadı. Bizler Doğu Türkistanlılar olarak bugüne kadar Çin konsolosluğunun önünde sesinizi duyurmaya, adaletin yerine getirmesi için mücadele verdik ve vermeye devam edecek. Ben buradan Çin'e seslenmek istiyorum. Çin bu şekilde kardeşlerimizi tutuklayarak bizi aasla yıpratamayacaktır. Biz asla vazgeçmeyeceğiz ve bu mücadelemiz sadece kamuoyuna duyurmakla kalmayıp Birleşmiş Milletler teşkilatına götürdük bunun sorunu getireceğiz." dedi.
Toplama kampında bulunan kız kardeşi Mevlüde'nin aynı zamanda Türkiye vatandaşı olduğunu hatırlatan Medine Nazımi, "Kız kardeşim Mevlüde aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Kız kardeşim hiçbir zaman çift vatandaşla sayılmaz. Türkiye Cumhuriyeti'nin Pekin Konsolosluğunun kız kardeşimi bir an önce kurtarması için somut adımlar atmasını ve Türkiye'ye getirmesini talep ediyorum." diye konuştu.
"3 kardeşim 6 senedir Çin toplama kamplarında suçsuz yere tutuluyor"
3 kardeşinin toplama kamplarında bulunduğunu söyleyen Gül Ayşe, "Abim Kürşat Oralbay için Birleşmiş milletlerden suçsuz olduğuna dair deliller ve serbest bırakılması kararı verilmişti. Buna rağmen Çin hükümeti cevapsız kaldı. 3 kardeşim 6 senedir Çin toplama kamplarında suçsuz yere tutuluyor." şeklinde konuştu.
Birleşmiş Milletlerin 2023 yılında ailesi için haksız yere tutulduğuna karar verdiğini hatırlatan Nur Muhammed, "Babam 2017 yılında tutuklandı ve tutuklandıktan 6 ay sonra vefat ettiğini öğrendik. Şu anda annem 70 yaşında ve halen toplama kampında. Birleşmiş Milletler, 2023 yılı haziran ayında haksız yere tutuklu oldukları kararını vermişti. Acilen bırakılması kararını vermişti. Birleşmiş milletlerin şimdiye kadar Çin'e tekrar tekrar yazı yazmasına rağmen Çin hiçbir şekilde cevap vermedi." dedi.
Basın toplantısının ardından İLKHA muhabirine konuşan Avukat Gülden Sönmez, "Birleşmiş Milletler mekanizmalarına çeşitli başvurular yapmıştık. Başvurularımızdan bir grubun başvurusu daha karara bağlandı ve sonuçlandı. Çin tarafından 2017'den bu tarafa tutulan Mehmet İlyas, Abdurrahman Kurbancan, Feride Yasin ve Mevlüde Hilal (Türk vatandaşı) 4'ü hakkında Çin'in onları keyfi olarak tuttuğu, kötü muamele yaptığına dair karar açıklandı. Birleşmiş Milletlerin web sitesinden de ilan edildi. Bu kararda şöyle söylüyor. Çin'in bu 4 kişiyi keyfi olarak tuttuğu, Uygur ve Müslüman oldukları için onlara sistematik ihlaller yaptığını ve bunları derhal serbest bırakması gerektiğini, serbest bırakmakla kalmayıp aynı zamanda onları tutan Çinliler hakkında soruşturma başlamasını ve onlara verilen zararlar hakkında tazminat vermelerini Birleşmiş Milletler, Çin'e bir karar bildirdi. Sadece sonuç açıklanması yönüyle değil bu sürecin takibe yönüyle de Çin'e birtakım sorumluluklar yükleyerek 6 aylık bir süre tanıdı. Birleşmiş Milletler bu süre içerisinde hem derhal serbest bırakmanın hem de bütün sonuçları Birleşmiş Milletlere bildirilmesini talep etti. Bu çok önemli. Aslında Çin'i Birleşmiş Milletler nezdinde köşeye sıkıştıran ve kaçıracak yer bırakmadı. Özellikle bizim başvurusunu yaptığımız mağdurların sonuçlarını yerine getirmeye yönelik bir karar. Haliyle de Çin'i oldukça öfkelendiren başvurulardır bunlar." diye konuştu.
"Çin'e yönelik Türkiye'de de davalar açılmalı"
Sönmez, "Bütün Adalet talebimizi ahirete bırakamayız, dünyada da bunun hukuk mücadelesini vermeye çalışıyoruz. Hem Türkiye'ye hem de Birleşmiş milletleri yaptığımız başvuruları takip ediyoruz. Kamplarda tutulan insanların serbest kaldığını görmek istiyoruz. Hayatını kaybeden ve işkence altında ölen insanlara karşı bir adalet sorumluluğumuz var. Bütün adalet talebimizi ahirete bırakamayız. Dünyada da bunu hukuk mücadelsini vermeye çalışıyoruz. Buradan sivil toplum kuruluşlarına, devletlere, uluslararası mekanizmalara, parlamentolara seslenmek istiyorum. Mağdurlar ve avukatlar olarak vermiş olduğumuz bu mücadeleye lütfen siz de destek veriniz. Birleşmiş Milletler apaçık bir şekilde bu ihlalleri ortaya koyup karara bağlıyor. Bundan ötesi artık bunun takibini sağlamaktır. Bunun gereğinizde tüm mekanizmaların, sivil ve resmi mekanizmaların ortaklaşa yapması ve desteklemesi gerekir. Son Birleşmiş Milletler kararında bir Türkiye vatandaşı olan Mevlüde Hilal, 2018 yılandan bir yana Çin'de tutuluyor. Birleşmiş Milletler kararı Çin'in onu derhal serbest bırakmasına hükmetmiş durumda. Biz de Türkiye Dışişleri Bakanlığı bir başvuru gerçekleştirdik. Dışişleri Bakanlığı'nın hemen Pekin büyükelçiliğimiz vasıtasıyla Çin'den Mevlüde Hilal'i ve kızı Ayşe'yi Türkiye'ye getirmesini talep ettik. Türkiye'deki Türk ceza kanunu evrensel yetkisine dayanarak bir başvurumuz vardı. Bu başvurumuzla alakalı savcılık soruşturma dosyamız Adalet Bakanlığı'nın önünde bekliyor. Şu anda Adalet bakanlığı derhal bunu onaylamasına ve Türkiye mahkemelerinde bu yargılamanın başlamasını istiyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.