"Çin’in Doğu Türkistan’da tek orijinal ürünü işkencedir, zulümdür"
Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şubesi, Doğu Türkistan’daki Çin işgali ve devam etmekte olan zulüm konusunda basın açıklaması düzenlendi.
Eğitim-Bir-Sen adına açıklamayı okuyan Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Adıyaman Şube Başkanı Ali Deniz, Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı soykırımı, son zamanlarda gittikçe şiddetini artıran Amerika-Çin rekabetine politik meze yapmaya çalışanlara izin verilmemesi gerektiğini belirtti.
Deniz, "Doğu Türkistan ve milyonlarca insan, iki emperyalist devletin çıkar kavgasında araç haline getirilmemelidir. Biz bu noktada dünyanın bütün iyi insanlarına, insanlığa önemli vazifeler düştüğüne inanıyoruz. Eğer dünyanın iyi insanları bu konuyu sahiplenip, zulme karşı bir hat oluşturmazsa, Doğu Türkistan başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde yaşayan mazlumlar iki zalimden birinin zulmüne maruz kalması kaçınılmazdır." dedi.
Doğu Türkistan’da yaşanan soykırıma sesiz kalınmaması ve insanlığın bu durum karşısında sesini yükseltmesi gerektiğini dile getiren Deniz, "Dünyanın bütün iyi insanları zulme karşı güçlü bir hat oluşturmalı, adalet ve özgürlük dünyamıza hâkim kılınmak için sorumluluk almalı. Ve hep birlikte haykırmalı; İnsan onuru dokunulmaz, özgürlükler kısıtlanamaz. Çin, Doğu Türkistan’da bir soykırım gerçekleştiriyor. Bunu yaparken de kendince meşrulaştırıcı bazı politik argümanlar geliştiriyor. Zaten modern dünyada bütün katliamlar, zulümler bu kılıf altında, yani masum gibi görünen teoriler ve politik söylemlerle gerçekleştiriliyor. Çin hükümeti de, Doğu Türkistan’daki soykırımı, zulmü gizlemek için Sosyo-ekonomik reformlar söylemini kullanıyor." ifadelerini kullandı.
"Müslüman kızların iffetini hiçe sayılmaktadır"
Müslümanlara yapılan tüm zulümlerin yanında genç Müslüman kızlarında çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu dile getiren Deniz, "Çin fikri ıslahat adı altında bir milyondan fazla insanı hapishanelerde tutuyor. Çin komünist yönetimi ‘Kardeş Aile’ projesi adı altında her Doğu Türkistanlının evine bir Çinli erkek yerleştirerek Uygurların aile birliğini dağıtıyor. Evlenmemiş 16-25 yaş arası Uygur kızları Çin’in iç bölgelerine sürüldü. İlk yıl 240 bin, ikinci yıl ise bir milyon Uygur kızı ailesinin elinden zorla alınarak fabrika ve tarlalarda işçi yapıldı. 2001’de bir uygulama başlattılar. Adı Sincan Sınıfı. Müslüman Uygur çocuklarını ailelerin elinden alarak, Çin’in iç bölgelerindeki yatılı okullara götürdüler. 2003 yılında Doğu Türkistan’daki bütün okullarda Uygurca yasaklandı. O tarihe kadar eğitimini Uygurca yapmışların diplomaları elinden alındı. Mühendis, doktor, profesör, öğretmen bütün akademik kadro bir günde vasıfsız işçi yapıldı. Çin’in Doğu Türkistan’da tek orijinal ürünü işkencedir, zulümdür. Bu yönüyle Çin işkencesi tabirinin bugünkü somut karşılığı Doğu Türkistan’da her gün değil her an yaşanıyor." diye belirtti. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.