"Çocuğa namazı anlayacağı dilde anlatmalıyız"
Çocuk ve namaz konulu sunumunu gerçekleştiren Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Ahmet Ceylan, çocuğa namazı anlayacağı bir dille anlatmak gerektiğini söyledi.
Kur'an Nesli Platformu Batman Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen ve çok sayıda yazar, araştırmacı, ilahiyatçı, akademisyen, eğitimci ve âlimin katıldığı "Hayat Namazla Güzeldir" çalıştayı birinci oturumla başladı.
Moderatörlüğünü Mehmet Emin Gülsever’in yaptığı birinci oturumda Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Ceylan, "Namaz ve Çocuk" konulu bir konuşma yaptı.
İman-namaz ilişkisine atıfta bulunan Ceylan, namazın iman ile anlam kazandığını, ilk önce güçlü bir iman gerektiğini söyledi. Çocuğa ahret bilincini güçlü bir şekilde kazandırmak gerektiğini ifade eden Ceylan, daha sonra çocuğun anlayacağı bir üslupla namaz sevgisini aşılamak gerektiğini belirtti.
Anne babalar olarak ilk önce bizim namazı ciddiye almamız gerektiğini, namazı aşkla şevkle kılmamız gerektiğini belirten Ceylan, namazda takva ve samimiyete çağırdı.
"Namaz gibi dinin direği bir konuyu topluma tanıtmak için çalıştayı düzenleyen Kur'an Nesli Platformu yöneticilerine ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun." diyerek sözlerine başlayan Ceylan, şöyle konuştu:
"İman yoksa namaz anlamsızdır. Namaz iman ile anlamlandırılır. Dolayısıyla imanında zaaf olan birine zordur. Namaz imanı zayıflar için ağırdır. Zamanla tökezler ve terk eder. Sürekli sürdürmesi zor olan bir ibadettir. Düşünün günde 5 kez sabahtan yatsıya kadar hayatınızı ona göre tanzim edeceksiniz. Aynı zamanda namaza tembellik nifakın belirgin özelliğidir. Namazla iman ilişkisi çok önemlidir. Namazda zaaf varsa imani takviye lazımdır. Namaz imanı, iman namazı takviye eder."
Namaz çocuk ilişkisine değinen Ceylan, "Çocuklara gelince bizim en büyük hatamız büyüklerin anlayabileceği şekilde iman hakikatlerini aktarıyoruz. Bu yanlıştır. Biz çocuklara anlayacakları dilden aktarmalıyız. Çocukla çocuklaşmalıyız. Aşırı ciddi, vakur, çocukla çocuklaşmayan birinin ona namazı emretmesi ve kabul ettirmesi çok zordur. İkinci en önemli şart da anne, baba ve büyüklerin o evde namaz kılıyor olmasıdır. Baba arada kaçırıyorsa çocuğa kıl demenin faydası olmayacaktır. Bizim onlara kıl demeden önce kendimizin kalkıp sonrada onlara kılmamız lazımdır. Ağır bir görev şeklinden ziyade gönüllü bir iş olarak çocuğa kavratmamız lazım. Öncelikle bizim bu şekilde namaz kılmamız lazımdır. Şu namazı aradan çıkarayım diye çocuğun yanında dememeliyiz. Namazı aşkla şevkle sarıldığımız zaman o parıltıyı gözümüzde gördüğünde çocukta namaz sevecektir." ifadelerini kullandı.
"Evde namazlı bir ortamda büyüyen bir çocuk okulda, çarşıda namaz kılanlarla olunca namazı sevecektir"
Çocuğun namaz kılınan bir ortamda büyümesi gerektiğini vurgulayan Ceylan, "Çocuklara namazı anlatmak akran eğitimi ya da akran öğretimi şeklinde olmalıdır. Bizim çocuğumuz namaz kılan çocuklarla olduğu zaman kendisi de namaz kılacaktır. Evde namazlı bir ortamda büyüyen bir çocuk okulda, çarşıda namaz kılanlarla olunca namazı sevecektir. Yalnız çocuk deyip geçmeyelim. Çocuklar her şeyimizi gözetliyorlar. En ufak yanlışımızı fark ediyorlar. Peygamberimizin sünnetinde emrettiği gibi çocukla ayrı odada yatmak gibi. Bugün psikiyatri biliminin ortaya koyduğu 7-8 aylık çocukların şahit olduğu olayları unutmadıkları biliniyor. Çocuğun bilincine namazla ilgili olumsuz fikir girmemelidir. Özlem duyduğumuz bir hareket olarak görmesi lazımdır. Çocuğun seviyesine göre sevdirilmeli. Çocuğun anlayacağı şekilde abdestin, namazın insana sağlık kazandırdığı, psikolojisini düzelttiğini aktarmalıyız." diye konuştu.
"Çocuğa Allah sevgisini aşılamalıyız"
Çocuğa Allah sevgisinin aşılanması gerektiğini belirten Ceylan, şunları söyledi:
"Evren sayamayacağız trilyonlarca dünyayla doludur. Bu gezegenlerin, güneşin olduğu evrende dünyamız küçücük bir varlığız. Tüm bu varlıkları idare eden rabbimiz Allah’tır. Etrafımızdaki tüm varlıklarla dost olmamız, onlara sevgi vermemiz için bizim o varlıkların yaratıcısı olan Allah’a inanmazız ve gönül bağı kurup bunu çocuğa anlatmamız lazımdır. Bu durumda kurt, kelebek, deniz, karaların dostumuz olacağını aktarmamız lazımdır. Nemrudu öldüren bir sivrisinektir. Her birimizin avucunun içinde yüzlerce mikrop var. Bunların önemli bir kısmı bizi öldürebilir. Ama rabbim takdir edene kadar bizi öldürmüyorlar. Biz günde 5 defa abdest alıp namaz kılarsak, Rabbimizin huzurunda fatihayı okursak, fatihanın anlamını çocuğa kavratırsak, kulluğumuzu bize gösterdiğini, sadece ona kulluk etmek gerektiğini, geçmiş ümmetlerin hatasına düşmemek için namazı çocuğa kavrattığımız zaman rabbim inşallah çocuklarımızı Salih kılar."
"Rabbimizin insanın ibadetine ihtiyacı yoktur. Bizim ibadete ihtiyacımız vardır"
Bizim namaza ihtiyacımız olduğu anlayışını çocuklara aşılamamız gerektiğini belirten Ceylan, "Günümüz gençliğinin, çocuklarının çok sorduğu bir soru var. Tamam, biz Allah’a inanıyoruz. Allah anlatamayacağız kadar büyüktür. Evreni yaratan sonsuz olmalıdır. 'Allah’ın yağcılığa ihtiyacı yoktur' diye soruyorlar. Bizim şuna dikkat etmemiz lazımdır. Rabbimizin insanın ibadetine ihtiyacı yoktur. Bizim ibadete ihtiyacımız vardır. Bunun çocuğa kavratılması lazımdır. Çünkü nankörlük yapmak insanı yoldan çıkarır. Kainatın yaratıcısından bağını koparan kainattaki her şeyle çatışmayı başlatacağını anlatmalıyız. Allah'a ibadet etmeyen özgürleşemez. Günümüz gençlerimiz özgürlüğe önem veriyorlar ve namazı engel görüyorlar. Halbuki Allah’a inanan ve namaz kılanlar özgürdür. Allah'a ibadet etmeyenler, mala, mülke, kadına kulluk ediyorlar. Bir insan Allah'a bağlanmamışsa başka şeye bağlanır ve ona kul olur. Allah'a gerçekten kul olan insanın gerçek özgür olduğunu gençlere kavratmamız lazımdır. Özgürlük çok önemlidir. Biz Allah'a ibadet ederken, Allah’a yağ çekmiyoruz. Yaratıcımızla bağımızı güçlendiriyoruz. Bu bizi diriltiyor. Namaz hayatı dirilten bir ibadettir. Namazsız insan karanlık kabirlerde yaşar. Bunu çocukların anlayacağı basitlikte anlatmalıyız. Bir medrese seydası, üniversite hocası çocuğa anlatmakta zorlanabilir. Onun yaşındaki çocuk daha güzel anlatır. Akran eğitimi çok önemlidir. Çocuğumuzun namazı sevenlerle arkadaş kurduğu zaman daha rahat namazı sever. Yaşımız 60’a dayandı. Yokluk yaşadık, askeri darbe gördük. Ekmek ve ayranla idare ettik. Günümüz nesli böyle değil ki? Günümüz nesli bolluk içinde yaşamış, yokluk nedir bilmez. Kahvaltıda 5-6 çeşit görmese dudak büker. Bu neslin terbiye olup yola gelmesi için ciddi bir imana ihtiyacı vardır. İlk vazifemiz bizim namazda samimi olmamız lazımdır. Yükten ziyade rabbimizle irtibat kurduğumuz, rabbimizin huzuruna çıktığımız bir an diye görmemiz lazımdır. Kuran ayetlerini çocuğun anlayacağı şekilde anlatmamız lazımdır. Allah’u Teala imandan sonra namazı emreder. Sonra zekâtı emreder. Namaz hayatı disipline eder. Bugünkü gençlerin çoğunun düştüğü çıkmazlardan biri de 'namaz kılanlar hayatın tadını çıkarmıyor' diye bakıyorlar. Maalesef gerçeğimizdir bu. Onlara Allah’u Teâla’nın yasaklarının olduğunu ve bunun çiğnenmemesi gerektiğini söylemeliyiz. İçki, kumar, faiz gibi yasaklarla beraber helallerin de bulunduğunu anlatmalıyız. Gücümüz yettiğince ailemize nezih bir ortamda akşam yemeği yememiz bizim muhabbetimizi artırır." dedi.
"Günlük programımız, işe gidiş gelişlerimiz namaza göre ayarlanmalıdır"
Ceylan son olarak şunları söyledi: "Gece 00.00'ye kadar televizyon başında oturan bir anne-baba namaza kalkamaz. Böyle bir ailede biz çocuğa namazın ciddiyetini anlatamayız. Günlük programımız, işe gidiş gelişlerimiz namaza göre ayarlanmalıdır. Namazlarımız işlerimize feda edilmemelidir. Çocuk yanımızdayken namaza titizlik göstermeliyiz. İnşallah gayret bizden Tevfik Allah’tandır. Peygamberlerin çocuklarının içinde namaz kılmayanlar vardır. Hani hazreti İbrahim’in duası vardır. Allah’u Teala onun bu duasını bize bir nükteyle düzeltiyor. Zürriyetinden hepsinin ona uyamayacağını hatırlatıyor. Biz görevimizi yapacağız. Çocuklara şefkatimizi göstereceğiz. İyi insanlarla arkadaş olmasını sağlayacağız. Aklının alacağı seviyede anlatacağız. Olmayacaksa üzüleceğiz fakat bütün insanları cennete koyma gibi bir görevimizin olmadığını da unutmayacağız." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.