​Çoğu zarar azı karar olan "Tuz"

​Çoğu zarar azı karar olan "Tuz"
Uzm. Dr. Güzin Oğuz, tuz yeme alışkanlığının yıllar sonrasında ortaya çıkardığı başta kalp, böbrek, pankreas hastalıkları olmak üzere obezite ve diyabet gibi diğer kronik hastalıkları beraberinde getirdiğine dikkat çekti.

Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nce yürütülerek en son 2012’de çalışma sonuçları paylaşılan SALTÜRK çalışması verilerine göre ülkemizdeki günlük tüketilen tuz miktarı yaklaşık 15.7 gramdır. 
Medicana Konya Hastanesi İç Hastalıkları Uzm. Dr. Güzin Oğuz; tuz yeme alışkanlığının yıllar sonrasında ortaya çıkardığı başta kalp, böbrek, pankreas hastalıkları olmak üzere obezite ve diyabet gibi diğer kronik hastalıkları beraberinde getirdiğine dikkat çekiyor. İlerleyen yıllar içerisinde geriye dönüşsüz hastalıklara yol açıyor olması kişileri bu konuda hassas davranmaktan, farkındalıktan alıkoymaktadır. Oysa hayatımızda yapacağımız ufacık bir değişiklik ile DSÖ’ nün de belirttiği şekilde hayat kurtarma verilerine ulaşabilmemiz mümkündür.

GÜNLÜK 5 GRAMDAN AZ TUZ TÜKETMEK (yaklaşık 1 çay kaşığı);

  • İşlenmiş hazır gıdaları azaltmak ile başlar.
  • Marketlerdeki yiyeceklerden en az sodyum içerenleri seçmekle başlar.
  • Kalp sağlığı riskini belirgin oranda azaltır.
  • Uzun sağlıklı yaşam şansını arttırır.
  • Yılda 2,5 milyon hayat kurtarır.
  • Peki neler yapabiliriz?

1. Tuz tüketimi azaltılmalıdır. Günlük olarak 5 gramı (1 tepeleme çay kaşığı veya l silme tatlı kaşığı) geçmemelidir.

2. Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir.

3. Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Hatta besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama ve pişirme sırasında mümkünse tuz eklenmemelidir.

4. Sofrada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve sofradan tuzluk kaldırılmalıdır.

5. Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi), atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, patlamış mısır gibi), tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.), turşu ve salamura (siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları), balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmelidir.

6. Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır.

7. Salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir.

8. Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz yada tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir.

9. Ambalajlı tüketime sunulan gıdaların içeriği etiket bilgisinden okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmelidir.

10. Ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmelidir.

11. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanılmalıdır.

12. Tuz tüketiminin azaltılması konusunda bir süre ısrarlı davranıldığında, kişinin tuzu azaltılmış beslenme biçimine alışabileceği unutulmamalıdır.

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.