Cumhurbaşkanı Erdoğan: Amerikalı McGurk PKK/YPG'nin yönetmeni durumundadır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi'de yaptığı görüşmenin ardından Türkiye’ye dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Putin'le yaptığı yüz yüze görüşmede Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri ve bölgesel konuları ayrıntılı şekilde ele alma imkanı bulduklarını söyleyen Erdoğan, 3 saatlik görüşmede, stratejik iş birliği alanı olarak gördükleri enerji alanında Rusya'yla mevcut iş birliğini ilerletme konusunda mutabık kaldıklarını ifade etti.
TürkAkım ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali projelerine ilişkin durumu değerlendirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Burada 10 bin genç Türk mühendis çalışıyor. Bunun yanında 3 bin genç Rus mühendis çalışıyor. Bu sayıyı daha da artıracaklar. Nasip olursa 2023'ün mayıs ayında birinci üniteyi bitirme sözünü kendilerinden aldık. Ondan sonra iki, üç, dört numaralı üniteler var. Tabii bizim 3 nükleer santral yapma hedefimiz var. Sayın Putin'le 'Bu iki nükleer santrali de sizinle birlikte yapabilir miyiz?' diye de görüştük. O zaman Türkiye, 3 nükleer enerji santraline sahip olacak. 'Bu konuyla ilgili çalışalım' dediler." ifadelerini kullandı.
Görüşmede ayrıca Azerbaycan, Suriye, Karabağ, Libya ve Afganistan'daki gelişmeleri ele aldıklarını aktaran Erdoğan, ortak adımlar hususunda samimi ve verimli görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.
İdlib başta olmak üzere Suriye ile ilgili konuları da ayrıntılı şekilde ele aldıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uzun yıllardır süren Suriye krizi, ülkelerimiz başta olmak üzere tüm bölgeye ağır maliyetler getirdi. İnsani dramlar yanında sürecin ekonomik yükü hepimiz için katlanılmaz boyutlara ulaştı. Kaldı ki Türkiye olarak şu an itibarıyla 4,5 milyona yakın mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Ayrıntıların ötesine geçip bu meseleye kalıcı, nihai ve sürdürülebilir bir çözüm bulma vaktinin geldiğini konuştuk. Bu konuda birlikte atacağımız adımların gerekliliği üzerinde durduk. Sayın Putin'le görüşmemizde, bu yöndeki her türlü gerçekçi ve adil adıma açık olduğumuzu özellikle belirttik. Birçok aktörün sahada olduğu ve çetrefilli yönleri bulunan bölgesel konularda zaman zaman bazı fikir ayrılıkları da olmuyor değil. Ama bu ikili görüşmemizde hemen hemen bütün konularda bir birlikteliğin olduğunu gördük. Bu tabii işin sevindirici yönüdür." diye konuştu.
Soçi Mutabakatı ve İdlib meselesinin hatırlatılması üzerine Erdoğan, Türkiye olarak Suriye'de Rusya'yla birlikte kararlaştırdıkları her hususa bağlılıklarını sürdürdüklerini söyledi.
"Aynı yaklaşımı muhataplarımızdan da bekliyoruz"
Buralardan herhangi bir geri adım atmanın söz konusu olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bütün mutabakatlara uymaya ve güvenlik koridorundaki radikal unsurların temizlenmesine de Türkiye olarak biz devam ettik. Bundan da taviz yok. Ama tabii aynı yaklaşımı muhataplarımızdan da bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, İdlib'de, Türkiye'nin güvenliğini sağladığı bölgelerde zaman zaman bazı sıkıntılar yaşandığını ancak ilgili birimlerin muhataplarıyla görüşerek bunları çözmenin gayreti içinde olduğunu söyledi.
Bu konuda da birlikte hareket etmenin önemine vurgu yapan Erdoğan, "Bundan sonraki süreçte de özellikle liderler düzeyinde telefon diplomasisiyle, bunun yanında dışişleri ve savunma bakanlarımızın, istihbarat örgütlerimizin müşterek çalışmalarıyla bunları çözmenin gayreti içerisinde olalım dedik ve bu konuda da mutabakatımızı ortaya koyduk." değerlendirmesinde bulundu.
"Amerikalı McGurk terör örgütlerinin adeta sevk ve idaresini yapıyor"
Özellikle üzerinde durduğu bir diğer konunun da PKK/YPG'nin Moskova'da varlığı olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bunu kendilerine hatırlattım. Aynı şekilde bu örgüt ABD'de de Beyaz Saray'da ağırlandı. Burada da bunlara ilgi, maalesef ileri derecede. Malum Amerikalı McGurk denilen bir adam var. Bu adam terör örgütlerinin adeta sevk ve idaresini yapıyor. 'Terörle mücadele konusuyla ilgili dayanışmamızı daha da artırmamız gerekir' dedik." şeklinde konuştu.
Putin'le, Türkiye'nin uzay çalışmalarını konuştuklarını anlatan Erdoğan, "Sayın Putin, uzayla ilgili Türkiye ile beraber çalışmaya var. Uzayla ilgili atılabilecek adımlarla ilgili de heyetlerimizi, ekiplerimizi çalıştıracağız. Yapılacak çalışmayla da bunun zamanlamasını, yol haritasını belirleyeceğiz. Ona göre de inşallah ilerleyeceğiz. Yani uzay çalışmalarında da çok daha ileri boyutta bir teklif var. Bir tane karada, bir tane denizde platform oluşturmak suretiyle, buradan uzaya roket fırlatma çalışmalarını beraber yapabileceğimizin teklifini sağ olsun yaptılar. Bu konuda da ilgili arkadaşlarımızı görevlendirerek çalışacağız." dedi.
Erdoğan ayrıca, Rus S-400 konusunda sürecin devam ettiğini, geri adım atmak gibi bir şeyin söz konusu olmadığını belirtti.
Erdoğan, "Hatta uçak motorları yapımında ne gibi adımlar atacağız, savaş uçaklarıyla ilgili ne gibi adımlar atacağız; bunları da yine etraflıca konuşma imkanımız oldu. Allah nasip ederse uçak motorları konusunda da aynı adımı atacağız. Bir diğer konu, gemi inşasında da yine beraber birçok adım atabiliriz. Denizaltılara varıncaya kadar, burada da yine Rusya ile müşterek adımlarımız inşallah olacaktır." diye konuştu.
Almanya ile yapılan Reis serisi denizaltıların yapımına Ruslarla mı devam edileceği sorusu üzerine Erdoğan, "Almanya işi biraz gevşekten alıyor. Almanya eğer bu işte bize verdiği sözü yerine getirmezse yapacağımız iş, alternatifleri bulmaktır. Alternatifler tükenmez." dedi.
"Demek ki hayra alamet bazı adımlar atılıyor"
Bir gazetecinin, Erdoğan'ın Amerika dönüşü, 'Biden ile gidişat pek hayra alamet değil' ifadelerini hatırlatması üzerine Erdoğan, "Bunları söyledik, cevap geldi zaten. Nasip olursa Roma'da görüşeceğiz. Oradan da inşallah Glasgow'a gideceğiz. Glasgow'da da büyük ihtimalle görüşeceğiz. Demek ki hayra alamet bazı adımlar atılıyor." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye'nin şu an itibariyle Kabil Havalimanı'nın güvenliğini sağlama ve burayı işletme görevini icra etmediğini ancak ileride bunun olabileceğini söyledi.
"Er veya geç Amerika buradan çıkmalı ve burası Suriye halkına bırakılmalı"
ABD'nin Suriye'den çekilmesi yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, "Az önce bir isimden bahsettim; McGurk. Bu, aslında teröre destek veren bir isimdir. Bu adam, PKK/YPG/PYD'nin adeta yönetmeni durumundadır. Tabi benim bu ifadem, birilerini ciddi manada rahatsız edecektir. Bunu da biliyoruz. Ama terör örgütleri ile el ele, kol kola oralarda dolaşan adamdır bu. Benim teröristlerle mücadele verdiğim bir bölgede, bunun onlarla kol kola dolaşması, beni ciddi manada rahatsız etmektedir. Şu anda da onun bu terör örgütleriyle iç içe olması, beraber olması, konumunu zaten ifade etmektedir. Er veya geç Amerika buradan çıkmalı ve burası Suriye halkına bırakılmalı." yanıtını verdi.
"Ya uçaklarımızı verecekler ya da parayı verecekler"
Biden ile Roma'da yapacağı görüşmeye değinen Erdoğan, "Suriye ile ilgili ABD'nin yaklaşımı ne olacak? Bunları dillendirme fırsatımız olacak. Aramızdaki askeri siyasi, ekonomik, ticari tüm ilişkileri ele alacağız. Mesela F-35 sorunu ne olacak? 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapmışız. Bu ne olacak? Bunların akıbetini görmemiz lazım. Biz, elimizde bol para var da bunları etrafa saçan bir ülke değiliz. Bu paraları da kolay kolay kazanmadık, kazanmıyoruz. Ya uçaklarımızı verecekler ya da parayı verecekler." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa ile ilgili çalışmalarının bitme noktasına geldiğini, tekrar bir araya gelip çalışmaları süratle bitireceklerini kaydetti.
Siyasi Partiler Kanunu ile ilgili çalışmaya da değinen Erdoğan, baraj vesaire gibi konuların medyaya da yansıdığını hatırlattı.
"Başkanlık sistemiyle inşallah yolumuza devam edeceğiz"
Muhalefetin parlamenter sisteme dönüş konusundaki tavrına tepki gösteren Erdoğan, "Asla böyle bir şey söz konusu değil." dedi ve şunları ekledi:
"Başkanlık sistemini getiren bir iktidar kalkıp da muhalefetin kuyruğuna takılır mı? Böyle bir şey asla olamaz. Biz başkanlık sistemini getirdik ve bu yeni sistemden de memnunuz. Başkanlık sistemiyle inşallah yolumuza devam edeceğiz. Başkanlık sistemiyle aldığımız mesafe de ortadadır. Bizi yıllarca geride bırakmış olan eski vesayetçi sistemi tekrar denemenin anlamı yok. Eski sistem demek, yamalı bohça demektir. Eski sistem demek, sürekli koalisyon hükümetlerinin olması demektir. Eski sistem demek, kesinlikle sağlıklı bir yönetim biçiminin olmayışı demektir. Olay bu kadar basittir."
Fahiş fiyatlar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fahiş fiyatlara ilişkin, tarladan manava ve markete kadar bu süreci çok daha ciddi bir şekilde denetleyeceklerini vurguladı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.