Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kapıları açacak olursak Yunanistan ne yapar bilemem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kapıları açacak olursak Yunanistan ne yapar bilemem
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ege'de, Akdeniz'de mültecilerin botlarını şişleyerek onları ölüme mahkûm eden ülke Yunanistan'dır. Elimizde bütün belgeler var." dedi.

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in açıklamalarını eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "5 milyona yakın mülteciyi ülkesinde ağırlayan, onlara ev sahipliği yapan bir ülkeye mülteci sorunu Türkiye'den kaynaklanıyor demek nankörlüktür." ifadelerini kullandı.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile baş başa görüşmenin ve Türkiye-Macaristan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı'nın ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

Bugün dost ve müttefik Macaristan'da 2013'te kurulan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin 5. Toplantısı'nı gerçekleştirdik. Görüşmelerde iki ülke ilişkilerini kapsamlı biçimde ele aldık. Gerek ikili gerekse heyetler arası görüşmede, etraflıca konuları değerlendirme fırsatı bulduk.

Uluslararası ve bölgesel konularda görüş alışverişinde bulunduk. Ekonomik ve ticari ilişkilerimiz hamdolsun her geçen gün gelişiyor. Mevcut rakamlar ticaret hacmimizin yıl sonu itibarıyla bizde 3 milyar dolar gibi gözükse de değerli dostum 4 milyar dolar diyor. Biz de 'gökten ne yağar ki yer kabul etmez diyoruz' ve bununla beraber yola devam edip ilk etapta ikili ticaretimizde inşallah 6 milyar doları yakalamayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda atabileceğimiz ortak adımları bugün Sayın Başbakanla ayrıntılı bir şekilde mütalaa ettik.

Yatırımcılarımızın Macaristan'a olan ilgisinin artmasından memnuniyet duyuyoruz. 500 civarında firmamızın faaliyet gösterdiği Macaristan'da yaklaşık 700 milyon dolarlık Türk ekonomik varlığı bulunuyor. Bu rakamın devam eden ve planlanan yatırımlarla 3 milyar dolar düzeyine çıkmasını bekliyoruz.

Değerli dostumun ve Macar makamlarının da desteğiyle inşallah bu hedeflerimizin de üzerine çıkacağımıza inanıyorum. Türkiye olarak biz de Macar yatırımcılara gereken her desteği vermeyi sürdüreceğiz. Bütünüyle iş çevrelerimiz, üçüncü ülkelerde iş birliklerini artırıyor. Türk ve Macar girişimcilerin, Afrika kıtasındaki ortak yatırımlarını takdirle karşılıyoruz. NATO müttefikleri olarak savunma sanayiinde büyük işbirliği potansiyeline sahibiz.

Ülkelerimiz arasındaki dostluk anlaşmasının yürürlüğe girişinin 100'üncü yıl dönümü münasebetiyle 2024 yılını Türkiye-Macaristan Kültür Yılı olarak kutlayacağız. Bu kapsamda gerçekleştireceğimiz etkinlikler, ortak tarih ve kültürümüzün tanıtılmasına vesile olacaktır. Konsey toplantımız 2016 yılında Macaristan'da yakalanan 101 parça tarihi eserin bugün Türkiye'ye yeniden kavuşmasına da vesile oldu. Bundan ötürü Sayın Başbakanın şahsında tüm Macar makamlarına gösterdikleri hassasiyet ve yürüttükleri yakın işbirliği için şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Bu adım kültür varlığı kaçakçılığını önlemekte istekli ve kararlı olunması halinde etkin mücadelenin mümkün olduğunu tüm dünyaya göstermiştir.

Macar dostlarımız tarafından sergilenen bu işbirliğinin başka ülkelere de örnek olmasını temenni ediyorum.

İstanbul'da ev sahipliği yapacağım Türk Konseyi Zirvesi'ne Sayın Orban da iştirak edecek. Malum Macaristan, 2018 yılından bu yana Türk Konseyi'nin gözlemci üyesidir. Konseyimizin Avrupa'daki temsilcilik ofisine ev sahipliği yapmaktadır. Stratejik ortağımız Macaristan'la Türk Konseyi'nin yanı sıra, diğer bölgesel ve uluslararası platformlarda yürüttüğümüz işbirliği ve dayanışmayı daha ileri noktalara taşımakta kararlıyız.

Konsey toplantısı, özellikle ilk defa bir uluslararası toplantıyı malum tarihi itibarıyla bizim için yaslı ada olan şimdi ise adını Demokrasi ve Özgürlükler Adası olarak koyduğumuz ve A'dan Z'ye yenilediğimiz bu güzel adamızda inşallah ilk toplantımızı yapacağız. Bu bakımdan yarınki toplantıya milletçe çok büyük önem veriyoruz. Hele hele bunu bu Konsey toplantısıyla başlatmayı da bizler iftihar vesilesi olarak görüyoruz.

Stratejik ortağımız Macaristan'la buna başlayışımız, bize ayrı bir güç katmaktadır. Bu vesileyle Türkiye-AB ilişkilerinin önemini, özellikle bize her an gerekli desteği veren Sayın Orban'a, Macaristan'a şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Üyelik sürecimize verdikleri güçlü desteği her zaman anacağım, anmaya devam edeceğim. Görüşlerimizin birlik içinde anlaşılması konusunda sağladıkları katkıların güçlenerek sürmesini temenni ediyorum.

Öncelikle mülteci krizinin Türkiye tarafından kaynaklandığını söylemek gerçekten nankörlüktür. Zira şu anda Türkiye'de toplam mülteciye baktığımız zaman yaklaşık 5 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyoruz. Bunun 4 milyona yakını sadece Suriyeli. Irak var, Afganistan var vesaire… 5 milyona yakın mülteciyi ülkesinde ağırlayan, onlara ev sahipliği yapan bir ülkeye mülteci sorunu Türkiye'den kaynaklanıyor demek nankörlüktür. Eğer biz kapıları açacak olursak Yunanistan ne yapar bilemem. Hepsinden öte Ege'de, Akdeniz'de mültecilerin botlarını şişleyerek onları ölüme mahkûm eden ülke Yunanistan'dır. Elimizde bütün belgeler var.

Çoluk çocuk demeden o botları şişleyerek, bazen kendi kıyı emniyeti, adı emniyet, oradan süratle geçmek suretiyle o botları devirerek batıran ve ölüme o insanları mahkûm eden yine Yunanistan. Neyi konuşuyor bunlar? Tamamıyla ne yazık ki Miçotakis de, avenesi de yalanla gün geçiriyorlar, dürüst davranmıyorlar. Dürüst davranmadıkları için de bölgede güven telkin etmiyorlar. Şu an itibarıyla da hala sürekli elimizde bütün belgeler, video kayıtları var. Nasıl Ege'de, Akdeniz'de bu mültecileri, bu göçmenleri o sulara gömdüklerinin belgeleri var elimizde. Bunu dünyaya anlatmak suretiyle dünyayı aldatabilirsiniz ama Türkiye'yi aldatamazsınız.

Aslında sadece Dedeağaç bir üs değil, Yunanistan'ın kendisi şu anda Amerika'nın bir üssü durumuna gelmiştir. Şu anda Yunanistan'ın içerisindeki Amerikan üslerinin sayısını ben saya saya bitiremedim. O denli Yunanistan'ın içinde Amerika'nın üsleri var. Şöyle hepsini bir araya toparladığımız zaman ortaya öyle bir tablo çıkıyor ki Yunanistan'ın kendisi adeta Amerika'nın bir üssü gibi. Böyle bir tablo var. O da harita üzerine bir belge.

Dedeağaç bunların içerisinde sadece ufak bir bölge. Şu anda bütün bunlar niye yapılıyor, neden yapılıyor? Biz bunu tabii gerek Biden'la gerek ilgililerle Savunma Bakanım, Dışişleri Bakanım yaptıkları görüşmelerde sorduklarında kaçamak kaçamak cevaplar veriyorlar, dürüst davranmıyorlar. Kendilerine seçtikleri komşu, yanlış bir komşu ve üs olarak da Ege'de Yunanistan'la takındıkları bu tavır doğru bir tavır değil.

Düşünün, biz NATO ülkesiyiz, Amerika NATO üyesi, Yunanistan NATO üyesi ama NATO üyeleri olarak Amerika en çok destek veren olduğuna göre biz niye birbirimize düşüyoruz? NATO üyeleri içerisinde gerek asker sayısı itibarıyla gerekse mali destek itibarıyla Türkiye Amerika'dan sonra ilk 7 içerisinde yer alan bir ülkedir, böyle bir tablo var, Yunanistan'ın böyle bir durumu yok, Yunanistan çok gerilerde. Fakat biz kendimize inanıyoruz, kendimize güveniyoruz ve bu bölgenin biz sigortasıyız. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.