Cumhurbaşkanı Erdoğan: Şeriata düşmanlık, dinin bizatihi kendisine husumettir
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi’ne katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasına duayla başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, böylesine güzel bir atmosferde, böyle anlamlı bir programda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve yönetimine bu güzel buluşma için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün, Diyanet teşkilatı ve din görevlilerinin mesleki eğitimi adına önemli bir merasimin yapıldığını, uzun yıllara sari bir emeğin ve projenin meyvesini almanın mutluluğunun yaşandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sekiz aylık süreçte 33 ayrı mekânda devam eden kursların bir azmin, kararlılığın ifadesi olduğunu belirterek ilk olarak 2012'de hukuki altyapısını oluşturmaya başladıkları Diyanet Akademisini 10 yılı bulan titiz ve yoğun çalışmaların ardından 2022'de hayata geçirdiklerini hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde, Türkiye karşıtı kimi çevreler tarafından, çift kulvarlı bir kampanya yürütüldüğünü belirterek, "Bunlardan ilki lümpen faşistlerin gündeme getirmeye çalıştığı 'İslamsız Türklük' tanımlarıdır." dedi.
Milletin, İslam'a ve Kur'an'a hizmetle geçen bin 300 yıllık şanlı tarihinin bu şekilde yok sayılmaya çalışıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Böylece milletimizi ayakta tutan, milletimize asli kimliğini kazandıran tarihî, kültürel ve beşeri değerleri tahrip edilmek isteniyor. Çok açık ve net söylüyorum, İslam'ın gaza ruhunu taşımayan bir Türklük tanımı ve projesi, aslında Türk milletini müzeye kaldırma, folklorik bir öge hâline getirme teşebbüsleridir."
"Şeriata düşmanlık, esasında dininin bizatihi kendisine husumettir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada gaye milletin mayasını bozmak, dışarıdan sarsamadıkları kaleyi içeriden çökertmek, mümkünse teslim almaktır. Kampanyanın ikinci kulvarında ise farklı maskeler altında sahnelenen şeriat düşmanlığı vardır. İslam'ın hayata dair kurallarının bütününü temsil eden şeriata düşmanlık, esasında dininin bizatihi kendisine husumettir. İnanıp inanmamak, yaşayıp yaşamamak elbette bir tercih meselesidir ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konudur. Dahası her iki tartışmanın da kelime-i tevhidden habersiz, elifi görse mertek zanneden cahil cühela kesimlerce köpürtülmesidir."
"Orta çağ zihniyeti' deme gafleti gösterebiliyor"
Ülkenin hukuku savunmakla görevli kimi barolarının kelime-i tevhid lafzının yazılı olduğu bayraktan rahatsız olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Hatta son derece edepsiz ifadelerle suç duyurusunda bulunabiliyor. Bu ülkenin kendini sanatçı diye tanımlayan kimi şahsiyetleri, inancını dosdoğru yaşamaktan başka gayesi olmayan milyonlarca vatandaşımızı 'gerici, yobaz, mürteci' diyerek tahkir edebiliyor. Bu ülkenin en büyük ikinci siyasi partisinin şu anki genel başkanı, çocuklara din eğitimi verilmesine 'orta çağ zihniyeti' deme gafleti gösterebiliyor. Milletimizin evlatlarına mukaddes kitabını, peygamberini, inanç değerlerini öğretmesi karşısında bunları âdeta afakanlar basıyor. Bu tür menfi örnekleri daha da uzatmak mümkündür, o kadar vaktimiz yok."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam'ın hakikatlerinin egemen olmasının ancak din görevlilerinin gayretleriyle gerçekleşeceğini belirterek, "Irkçılık, asabiye, mezhepçilik, tefrika, cehalet gibi sosyal marazları ortadan kaldırmak ancak sizlerin emekleriyle mümkün olacaktır. Hepimiz şu gerçeğin gayet iyi farkındayız. Din görevlilerimizin kendilerini camilerle ve Kur'an kursları ile sınırlamaları asla düşünülemez." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatiplik veya müezzinliğin sadece namaz vakitlerinde icra edilen bir vazife olmadığını vurgulayarak, "İslam tarihi boyunca da hiçbir zaman böyle olmamıştır. İmam demek aynı zamanda içinde yaşadığı halkın önderi ve parmakla gösterilen örnek şahsiyeti demektir. Bunu irşat vazifesi başta olmak üzere tebliğ, tebyin ve temsil görevinizi hakkıyla yerine getirmek her birinizin asli sorumluluğudur." diye konuştu.
"Gençlerimizin kendilerini heba etmesine seyirci kalamayız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 40 yıldır milletin başına musallat olan terör örgütü PKK'nın geri planında ihmal edilmişlik, geri kalmışlık ve cehalet olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "DEAŞ'lı canilerin istismar alanı dinimizin mukaddes kavramlarıdır. Çağımızın haşhaşileri FETÖ'cüler, dinî kavramların arkasına saklanarak yıllarca insan devşirmişlerdir. 15 Temmuz, hoca kılıklı bir sahtekârın ülkemize ne kadar zarar verebileceğinin en son örneğidir. Böyle bir facianın tekrar yaşanmasına müsaade edemeyiz. Tek bir evladımızın dahi ihanet şebekeleri ve terör örgütlerinin avucuna düşmesine rıza gösteremeyiz. Aydınlık yarınlarımızın güvencesi olan gençlerimizin alkol, uyuşturucu ve diğer zararlı alışkanlıklarla kendilerini heba etmesine seyirci kalamayız. Hangi kökene, meşrebe, mezhebe, siyasi görüşe ve hayat tarzına sahip olursa olsun hiçbir insanımızın din konusunda yanlış, yanlı ve ön yargılı bir anlayışla kuşatılmasını temenni etmeyiz."
Salondaki din görevlilerine, "Şimdi kim bilir nerelere gideceksiniz. O gittiğiniz yerlerde o topraklar oranın çocukları, yavruları hepsi size emanet. Siz orada âdeta nakış işler gibi o yavrularımızı işleyeceksiniz" diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları anlattı: "Peygamberimizin şu hadisi şerifini daima aklınızda tutmanızı sizlerden özellikle istirham ediyorum; 'Yalnız şu iki kimseye gıpta edilir. Allah'ın kendisine ihsan ettiği malı Hak yolunda harcayıp tüketen kimse, Allah'ın kendisine verdiği ilimle yerli yerince hükmeden ve onu başkalarına da öğreten kimse.' Mezuniyetlerinin akabinde ülkemizin dört bir yanında göreve başlayacak olan aday din görevlilerimizin vazifelerini işte bu yüksek şuurla ifa edeceklerinden en ufak bir şüphe duymuyorum. Siz kardeşlerimin milletimizle geliştireceğiniz samimi, yakın ve halisane ilişkilerle efendimizin örnek ahlakını yaşayarak yaşatacağınıza yürekten inanıyorum."
"Rabbim Kahhar ismi şerifi hürmetine bunları kahrı perişan eylesin inşallah"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Filistinli kardeşlerimize bu zalim israilin neler yaptığını gördünüz, görüyorsunuz, görüyoruz. Rabbim Kahhar ismi şerifi hürmetine bunları kahrı perişan eylesin inşallah. Öyle bir nesil yetiştirmeliyiz ki işte Filistin'in düştüğü duruma biz düşmeyelim." diye konuştu.
Türkiye olarak güçlü bir nesle sahip olunduğunu ve her geçen gün yüz binlerce gencin yetiştiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Şundan emin olunuz. Sizler nerede görev yaparsanız yapın ulvi bir mücadelenin neferlerisiniz. Sizlerin gayretine, ülkemizin ve milletimizin olduğu kadar kardeş halkların da ihtiyacı var. İsrail'in işgal altında tuttuğu dünyanın gözlerinin içine baka baka savaş ve insanlık suçları işlediği Filistin ve Gazze'nin sizlere ihtiyacı var. Kaderini Türkiye'nin kaderiyle eş tutan, geleceğini milletimizin istikbaline bağlayan kardeşlerimizin sizlere ihtiyacı var. Avrupa ve Amerika'da habis bir ur gibi büyüyen İslam düşmanlığı, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele eden vatandaşlarımızın sizlere ihtiyacı var. Daha adil ve yaşanılabilir bir dünyanın özlemiyle yaşayan tüm mahzun ve mazlum gönüllerin, sizlere sizlerin mücadelesine, çabasına ihtiyacı var. Atanacağınız yerlerde vazifenizi icra ederken, omuzlarınızda taşıdığınız bu ağır vebalin bilinciyle hareket etmenizi bekliyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere sahip çıkma, vatandaşlara sahih İslam anlayışını ve ehlisünneti anlatma, çocuklara Kur'an'ı öğretme yolunda verecekleri her mücadelede din görevlilerinin her daim yanında olacağını belirterek, "Bugüne kadar nasıl Diyanet camiamız ile tam bir dayanışma içinde hareket ettiysek inşallah bundan sonra da sizlerle birlikte yol yürümeye devam edeceğiz. Sizlerin görevinizi en iyi ve en güzel şekilde yapabilmeniz için elimizden gelen her türlü desteği sağlamayı sürdüreceğiz. Rabbim sizleri de bizleri de milletimize karşı mahcup etmesin." dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.