Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Alman mevkidaşı Steinmeier ortak basın açıklaması yaptı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;
"Türkiye'yi ve Türkleri yakından tanıyan Sayın Steinmeier, dışişleri bakanlığı döneminde birçok ülkemizi birçok kez ziyaret etmişti. Ancak bugünkü ziyareti cumhurbaşkanı olarak ülkemize yaptığı ilk ziyaret olması ve Türkiye-Almanya arasındaki dostluk anlaşmasının 100. yılına tekabül etmesi bakımından ayrıca değerli bir ziyaret olmuştur.
Sayın cumhurbaşkanının Gaziantep'e giderek Almanya'nın katkısıyla inşa edilen ilkokulumuzu ve Nurdağı konteyner kentimizi ziyareti bizleri ayrıca mütehasıs etmiştir. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde ülkelerimiz arasındaki çok boyutlu ilişkileri ikili olarak ele alma fırsatını bulduk. NATO müttefikimiz Almanya ile güvenlikten ekonomiye, kültürden bilime her alanda yoğun ilişkilere sahibiz. 50 milyar doları bulan ikili ticaret hacmimizi dengeli bir şekilde 60 milyar dolar seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz. Karşılıklı yatırımların artırılmasına bu bakımdan özel önem veriyorum. Savunma sanayii alanındaki iş birliğimizi de ikili ilişkilerimize ve müttefiklik ruhuna uygun şekilde ilerletmek arzusundayız. Savunma sanayiinde karşılaştığımız kısıtlamaları artık gündemimizden tamamen çıkartalım istiyorum. Türkiye ve Almanya'nın bilhassa savunma alanında engelleri değil bundan sonra ortak üretim projelerini konuşacağını ümit ediyoruz.
Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri de gündemimizde yer aldı. Gümrük birliği ve vize serbestisi başta olmak üzere atılması gereken adımları ele aldık. Sayın cumhurbaşkanı ile bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında görüş alışverişinde de bulunduk. Bu vesileyle Gazze'de 200 gündür yaşanan benzeri görülmemiş zulmün son bulması çağrımızı tekrarladık. Netanyahu sırf siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşları dahil tüm bölgemizin güvenliğini tehlikeye atıyor. İsrail yönetiminin Gazze'de işledikleri insanlık suçlarını ve katliamlarını gündemden düşürme çabalarına prim verilmemesi gerekiyor. İsrail'in saldırıları devam ettiği müddetçe hem bölgesel, hem de küresel barışa yönelik tehditlerin arttığının herkes bilincindedir. İran ile İsrail arasında geçtiğimiz hafta tırmanan gerilim bunun en son ve en çarpıcı örneğidir. Masumların ölüm, açlık ve sefalete mahkum edilmesinin ızdırabının nesiller geçse bile unutulmayacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. Türkiye olarak bu konuda ilk günden itibaren kararlı, vicdanlı ve cesur bir duruş sergiledik. İnşallah bundan sonra da ateşkesin sağlanması, kesintisiz ve yeterli insani yardımın Filistin halkına ulaştırılmasına yönelik çabalarımızı artırarak sürdüreceğiz.
israil ile yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz, o iş bitti. Bunu da kısa zaman önce Dışişleri Bakanım açıkladı. Fakat şunu bilmenizi istiyorum, şu anda israil'in Gazze'ye yaptığı saldırılardaki ölüm sayısı ne yazık ki 45 bini buldu. Bu rakamı bir kenara koymamız söz konusu olamaz. Yaralılar 75 bini buldu. Bu yaralılar içerisinde durumu ağır olanların bir kısmını biz ülkemize aldık burada tedavileri devam ediyor. Tabi çocuk, kadın, yaşlı bir burada maalesef ağır manzara var. Bu manzarayı Alman dostlarımızın görmesi lazım. Bu kadar Gazze, Filistin yerle yeksan olmuş, her taraf yıkılmış durumda. Kaldı ki, İsrail ile Gazze, silah, mühimmat, araç-gereç zaten bunlar mukayese edilmez. Bunları görerek değerlendirme yapmak lazım. Bütün bunların yanında tüm Batı kimin yanında yer alıyor? İsrail'in yanında yer alıyor. İsrail'in acımasız bu saldırıları karşısında Gazze'nin bir imkanı var mı? Yok, imkansızlıklar içinde bütün bunlara rağmen biz şu anda rehinelerin takası noktasında bir gayretin içerisindeyiz, bir mücadelenin içerisindeyiz. Temenni ederiz ki bu takasta başarılı oluruz.
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ise şu konulara değindi:
Burada sizin misafiriniz olmaktan çok mutluyum. Konukseverliğinizi birebir yaşadım. Yoğun görüşmelerim yararlı oldu. 2018 ziyaretiniz sonrası 2 kere görüştük. Birincisi 2 yıl önce Rusya Ukrayna savaşından kısa süre önce. İkinci görüşmemiz Berlin'de oldu. İlişkilerimiz çok uzun geçmişe dayanıyor. Diplomatik ilişkilerimizde 100. yılında gelmemiz önemliydi. Bu ilişkiler sadece devletlerarasındaki ilişki değil insani ilişkiler özel kılıyor. Bu kadar yoğun ilişki yoktur dünyada. 3 milyon Türk 4 kuşak önce Almanya'da yaşıyor. Onların öyküleri bizim ülkemizi şekillendiriyor. Siyasi hayattan ekonomi, kültür hayatına kadar bu kuşağın temsilcileri bana eşlik ediyor. 100 yıl önce zanaatkârlar Almanya'daki yoksulluktan kaçarak Türkiye'ye gelmişti. Nazi Almanyası'nda çoğu Yahudi buraya geldi. Bugün de Ankara'daki görüşmelerde yeni bilgiler edindim. Tarihi bağlılığımız son derece güncel. 1 yol önce güney doğusundaki deprem sonrası bunu yaşadık. Almanya'dan destek sağlandı.
Ülkelerimiz ekonomik açıdan zor olan dönemlerden geçiyoruz. İlişkileri daha da geliştirmeliyiz. Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler konusunda basın özgürlüğü hukuk devleti ilkeleri oldukça önemli.
100 yıldır süren ilişkilerimizin daha da güçlü olmasını diliyorum. Dünya dinamik fakat özgüvenli yeni ülkeler ortaya çıkıyor. Türkiye ile Almanya tek ortaklar değil fakat biz iki ülke olarak birbirimiz için vazgeçilmeyiz. Özellikle Orta Doğpu'daki dramatik gelişmelerde bilgi alışverişinde bulunmalıyız. Kıbrıs konusunu da ele aldık. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı da önemli bir konuydu. Amerika'dan da yardımların gelmesi söz konusu. Türkiye'nin de Ukrayna'yı desteklediğini biliyoruz. bu desteği sürdüreceğiz. Bunun ötesinde birkaç hafta sonra Almanya, yeniden yapılanma konferansına sayın Cumhurbaşkanı'nı davet ediyorum.
Gazze'deki insani durumu düzeltmeliyiz. Bu konuda Türkiye'nin önemli görevi var. Bölgedeki ilişkileri kullanmalıyız. Rehinelerin serbest bırakılması için bu olayın tırmanmaması için ön koşul. Bu dönemlerde Türk Alman ilişkilerine yeniden ivme kazandırmalıyız.
(İsrail'e destek sorusu) Biz mahkeme nezdinde bu konuda Almanya'nın desteğinin bir soykırıma katkı olduğu izlenimine karlı girişimde bulunuyoruz. Hukukçularımızla konumumuzu savunuyoruz.
Sayın cumhurbaşkanı ile bu konuyu ele aldım. Bahsettiğiniz olay beni de sizin kadar üzüyor dedim. Solingen'deki olayın anmasında konuşma yaptım. Kurbanların yakınları da katıldı. Bu kadar etkili etkinlikten sonra benzer olayın yaşanmasını düşünemezdik. yeni bir saldırı oldu. Alman güvenliği ve yargısı bu faillere hak ettiği cezayı verecek." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.