Demir: "28 yıl sonra öğretmenlik mesleğime kavuştum"

Demir: "28 yıl sonra öğretmenlik mesleğime kavuştum"
1987 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'ni kazanan, ancak yasakçı zihniyetin dayattığı başörtüsü yasağından dolayı üniversiteyi yarıda bırakmak zorunda kalan 4 çocuk annesi 50 yaşındaki Hanife Demir, 28 yıl sonra mesleğine kavuştu

​Başörtüsü yasağından dolayı, 1987 yılında kazandığı üniversiteyi yarıda bırakmak zorunda kalan Hanife Demir, hayalini kurduğu öğretmenlik mesleğine verdiği mücadeleyle 28 yıl sonra kavuştuğunu söyledi.

1987 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'ni kazanan, ancak yasakçı zihniyetin dayattığı başörtüsü yasağından dolayı üniversiteyi yarıda bırakmak zorunda kalan 4 çocuk annesi 50 yaşındaki Hanife Demir, 2011 yılında başörtüsü yasağının kalkmasıyla 28 yıl sonra üniversite eğitimini başarı ile tamamladı.

4 yıl devam ettiği Arap Dili ve Edebiyatı bölümünü ikincilikle bitiren Demir, başörtüsü yasağı nedeniyle üniversiteye alınmadığında çok üzüldüğünü, en çok sevdiği ve yıllardır hep hayalini kurduğu öğretmenliğe kavuşmanın sevincini yaşadığını belirtti.

Lise eğitimini tamamladıktan sonra 1987 yılında Atatürk Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü kazanan Demir, o dönem başörtüsü yasağı nedeniyle eğitimine başlayamadığını belirterek, Türkiye’de başörtüsü yasağının aslında o yıllarda başladığını ve 28 Şubat döneminde ise yasağın katmerleştiğini ifade etti.

Başörtü yasağından dolayı lise ile üniversite eğitimi arasında 24 yıllık bir eğitim kesintisi olduğunu ve 2011 yılında yasağın kalkmasıyla yeniden üniversiteye başladığını söyleyen Demir, o dönemki yasakçı zihniyetin başörtülü öğrencilere yaşattığı zulmü ve yaşadığı mağduriyeti İLKHA’ya anlattı.

"Kamuda başörtülü birini görmek istemiyorlardı"

28 Şubat sürecinin çok zor günler olduğunu ve o dönem başörtülülerin direk hedef olduğunu belirten Demir, "Çünkü başörtüsü Allah'ın ayetlerinden bir ayet olduğu için sembolik bir durumu vardı. Yıllardır insanları, ‘İslam, eğitimi engelliyor ve kız çocuğunun okumasını engelliyor.’ diyerek başörtüsü üzerinden dini karalayanlar başörtülülerin bir bir üniversite sahasına taşınması ve bütün yüksek puanla gidilecek üniversiteleri başörtülülerin kazanmasıyla kendi putlarını yemeye başladılar. Baktılar başörtülüler gayet güzel okuyorlar, İslam’ın bir engeli yok, bu defa tezlerini değiştirip başörtülüleri okuldan men etmeye çalıştılar. Eğer başörtülüysen sana yakışacak görev, hastanede, okullarda ve işyerlerinde ancak temizlik ve çay işlerini yapmaktı onlara göre. Bunun dışındaki yerlerde başörtülü birini görmek istemiyorlardı. İşte 28 Şubat bunun mücadelesinin verildiği bir dönemdi." ifadelerini kullandı.

"O günler gözyaşının çokça aktığı günlerdi"

28 Şubat döneminde binlerce gencin idealiyle oynandığını belirten Demir, "O günler gözyaşının çokça aktığı günlerdi. O günler mazlumun ahının semaları kapladığı günlerdi. Bugün üzerinden 21 yıl geçmiş olmasına rağmen adını andığımızda gerçekten tüylerimizin diken diken olduğu, canımızın çok sıkıldığı günlerdi. Ama bir de zülüm edenlerin zülüm boyutu var. Bir de zülüm görenlerin bu imtihandan nasıl çıktığı boyutu var. Evet, başörtüsü için biz bir mücadele verdik ama bizler üniversite sahasından men edildiğimiz zaman insanlığımız ve dini kimliğimiz yok olmuyordu. Hayatın içinde biz kendi kimliğimize yakışır binlerce iş yapardık. Çünkü zalimin zulmü var ise mazlumun da Allah'ı vardı. Biz de Rabbimizin koruması ve himayesi altındaydık. Bizler sadece akademik çalışmalarımıza bir süre ertelemek zorunda kaldık ama hiçbir zaman kimliğimizin gerektirdiği toplumun ve insanların yararına olan işlerden hiçbir zamanda geri kalmadık." şeklinde konuştu.

"Allah’ın emrinden hiçbir şekilde ödün vermeyeceğim, diyerek kararlı bir şekilde üniversiteye gitmiştim"

Geçmişte kız çocuklarının okumasının engellendiğini, kendisinin bu engelleri aşarak liseyi ikincilikle bitirdiğini söyleyen Demir, köydeki kızlara model olmak, okumayı teşvik etmek gibi büyük ideallerinin olduğunu belirtti.

Demir, Üniversiteye gittiğimde bütün hayallerimi yıktılar. Bizi üniversiteye almadılar. Derse girmek bir yana kayıt bile almadılar. Yani bu sorunlar kayıt döneminde başladı. Ama ben çok kararlıydım. Yani ben artık Allah’ın emrinden hiçbir şekilde de ödün vermeyeceğim, gerekirse bedel ödeyeceğim ve üniversiteyi bırakacağım diye kesin kararlı bir şekilde gitmiştim. Nihayet öyle de oldu. Bizden bir yıl öncesinden ilahiyatlara serbestlik getirerek başörtüsü direncini kırmışlardı. Bu arada tabi zulüm devam ediyordu. Evlendim, anne oldum ve çocuğum büyüdü. Bu kez kendi çocuğum lisede Milli Güvenlik derslerinde başını açma imtihanı ile karşılaştı. Bu kez kız çocuğum benimle aynı kaderi paylaştı. Bu kez onun yanında yer aldım. Başörtüsünden dolayı mağdur olan, görevini yapamayan arkadaşların ve öğrencilerin yanında durduk. Hep onların acısını paylaştık." diye konuştu.

"Ertelediğim ideallerimi yaşamak istiyordum"

Başörtüsü yasağının kaldırılmasının ardından girdiği üniversiteyi ikincilikle bitirdiğini, yıllardır hayalini kurduğu öğretmenliğe 28 yıl kavuştuğunu belirten Demir, şunları söyledi:

"2011 yılında genel bir af geldi. Başörtüsü yasağı kalktı. 25 yıldır üniversiteyi bu şekilde terk edenlere istediği okulda okuma hakkı verildi. Artık belli bir düzenimi kurmuşum, evlenmişim ve 4 çocuk annesi olmuştum. Yasaklar kalktığında okula gitmek istedim. Gaziantep’ten her gün Kilis’e gidip gelecektim. Aile yakınlarımdan bile karşı gelenler oldu. Çünkü onların da kendilerine göre haklı gerekçeleri vardı. Çünkü 40 yaş üzerine memuriyet hakkı verilmiyordu. Atama yönünden de sıkıntılar vardı. Ben onlara sadece okumak istediğimi söyledim. Ne netice elde edeceğimi ben hiç de düşünmüyordum. Sadece o ertelediğim ideallerimi yaşamak istiyordum. Hiçbir meslek sahibi olmasam bile ben okumak istedim. Herkese kulak tıkayıp üniversiteye devam ettim. Başörtüsü yasağından dolayı lise ile üniversite hayatı arasında 24 yıllık bir eğitim kesintisi oldu. 2011 yılında yasakların kalkmasıyla da yeniden üniversiteye başladım. Üniversiteyi bölüm ikinciliğiyle bitirdim. Ben girdiğim ilk KPSS’yi de kazanarak öğretmenliğe atandım. Çok sevdiğim öğretmenlik mesleğine 28 yıl sonra kavuştum. Şu an çok mutluyum." (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.