Deprem anında yapılması gerekenler!
Türkiye her yıl çok sayıda küçüklü ve büyüklü depremin yaşandığı bir ülke. Deprem olduğunda ve deprem sona erdikten sonra yapılacaklar hayatı önem taşıyor. Deprem yaşandığında neler yapmamız, nelere dikkat etmemiz gerekiyor?
İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan AFAD Adana İl Müdürlüğü Sosyal Hizmet Uzmanı Cihan Yüzer, deprem anında yapılması gerekenler içerisinde en önemli davranışın “Yat/Çök – Korun/Kapan – Tutun” hareketi olduğunu belirtti.
“Deprem anında patlayan bir cam bile sizin canınıza mal olabilir”
Her bir kişinin yaşam alanında alması gereken tedbirler olduğunu vurgulayan Yüzer, “Eşyaları sabitlemek, yatakları cam kenarından uzakta tutmak, büyük malzemeler olan dolapları mümkünse kilitli tutmak çok önemlidir. Mutfakta, biliyorsunuz belli başlı eşyalar en yükseklere konulur. Bunlarla ilgili de tedbir almak gerekmektedir. Marmara depreminde, yapısal olmayan riskler dediğimiz bina yıkıldığı için değil, evin içinde sabitlenmemiş eşyalar dolayısıyla, yüzde 3 gibi ciddi bir rakam, can kayıpları meydana geldi. Dolayısıyla biz bunu çok önemsiyoruz. Binanız sağlam olabilir ama siz eğer ev içerisindeki eşyaları sabitlememişseniz, deprem anında patlayan bir cam bile sizin canınıza mal olabilir. Bu nedenle deprem öncesinde tedbir alınması ve bu hazırlıkların yapılmış olması çok önemlidir.” diye konuştu.
“Çocuk anne ve babanın yaşadığı kaygı, sıkıntı ve stresi hisseder”
Hayatın bir gerçeği olan deprem bilincinin, yetişkinlerde olduğu gibi, çocuklarda da oluşturulması gerektiğini söyleyen Yüzer, çocukların bu konuda ebeveynleri örnek alacağına dikkat çekti.
‘Bir kere öncelikle deprem anında bizler sakin olacağız’ diyen Yüzer, “Çocuk anne ve babanın yaşadığı kaygı, sıkıntı ve stresi hisseder. Dolayısıyla, öncelikle bizler sakin kalarak, bunun normal bir doğa olayı olduğunu kabul etmemiz lazım. Nasıl ki güneş doğuyor, yağmur yağıyor ve biz bununla ilgili tedbirler alıyorsak, depremin de normal bir doğa olayı olduğunu kabul edip, çocuklarımıza bununla ilgili mutlaka anlatımlar yapmamız lazım.” dedi.
“Beyin, kaçmaya odaklıdır”
Çocuklara verilecek deprem eğitiminde oyun oynayarak öğretim yapılması tavsiyesinde bulunan Yüzer, “4 yaş ve üstü çocuklarda özellikle şunu öneriyoruz; ‘Evinizde bunu tatbik etmek için, nasıl saklambaç oynuyorsak, depremi bir oyun haline getirebiliriz. Çocuk, bir deprem sırasında nerede nasıl davranacağını, oturma odasında, yatak odasında ve mutfakta, bilecek. Neresi benim için güvenli alan? Bunu iyice öğrenecek, zihninde yer edecek ki bir deprem esnasında bundan kaygılanmasın. Bu hepimiz için geçerli aslında. Çünkü beyin kaçmaya odaklıdır. Siz, deprem sırasında daha önce tatbik etmediyseniz bunu, muhtemelen ya balkona ya kapıya koşmaya çalışacaksınız. Dolayısıyla çocuklarınızla saklambaç oynar gibi; ‘Ben deprem diye bağırdığımda, siz doğru yere geçip saklayacaksınız. En hızlı saklanan oyunu kazanacak’ diye bir yöntem geliştirerek, çocuklarla da dönem dönem bunu tekrar ederek, zihinlere yerleşmesini sağlayabilirsiniz.” ifadelerini kullandı.
“Açık alanda güvenli yere çök-kapan-tutun hareketini yaparak korunmalıyız”
Deprem esnasında dışarıda bulunan vatandaşların, dışarıda kalmaya devam etmeleri ve bulundukları pozisyonda tedbirler alması gerektiğine vurgu yapan Yüzer, “Enerji hatlarından, binalardan uzakta kalmalıyız. Araçta seyir halindeysek, kontağı kapatıp yine başımızı koruyarak tedbir almalıyız. Kesinlikle araçtan inip, aracın kenarında durmaya çalışmamalıyız. Çünkü seyir halinde olan araçlar için de risk teşkil edebiliriz. Bu şekilde yeni bir kazaya sebebiyet verebiliriz. Açık alanda güvenli yere çök-kapan-tutun hareketini yaparak başınızı omur ilgimizi koruyarak tedbir alabiliriz.” şeklinde konuştu.
“Enkaz altında, bağırmadan, ritmik seslerle, sesinizin duyulmasını sağlayabilirsiniz”
Enkaz altında kalma durumunda, kişinin panikten uzak durularak, vücut direncini, enerjisini tüketmemesi ve kurtarılmayı beklemesinin hayati önem taşıdığını söyleyen Yüzer, “Bizim sismik dinleme cihazlarımız var. Oldu ki enkaz altında kaldık. Kesinlikle hiçbir şekilde panik yapmadan enerjimizi koruyoruz. Çünkü bize o enerji lazım. Düzenli hareketlerle, bir süre bekledikten sonra çünkü yardımın gelmesi biraz zaman alacak, etrafımızdaki betona veya bir malzemeye ritmik seslerle vurarak, sesimizin yukarıya iletilmesini sağlayabiliriz. Dinleme cihazlarımız, kilometrelerce aşağıya kadar ses algılayabiliyor ve kaydedebiliyor. Dolayısıyla sizlere ulaşmamızı istiyorsanız, kendinizi yormadan enerjinizi tüketmeden, ritmik seslerle sesinizin duyulmasını, asla bağırmadan, sağlayabilirsiniz.
“Adana, ikinci derece deprem kuşağı üstünde yer alıyor”
Adana’nın deprem riskinden muaf olmadığını ve geçmişte depremler yaşadığını hatırlatan Yüzer, “Adana, ikinci derece deprem kuşağı üstünde yer alıyor diyebiliriz. Özellikle Pozantı, Aladağ gibi yüksek bölgelerimiz, kaya düşmesine, yer yer çağa maruz kalabilecek bölgeler arasında. Güneyde özellikle su baskınları söz konusu olabilir. Yumurtalık fay hattı üzerinde olmamız nedeniyle de son derece riskli bir bölgedeyiz. Olmaz diyeceğimiz hiçbir şey yok aslında Adana’da. Her türlü afete maruz kalabilecek bir lokasyondayız. Çünkü çok yüksekte, dağlık ilçelerimiz var. Keza çok ciddi barajlarımız ve su taşkına maruz kalabilecek yerleşim yerlerimiz var. Bu nedenle Adana halkı her şeye hazırlıklı olarak, hayatını sürdürmesi gerekmektedir.”
‘AFAD Acil Uygulaması’nı telefonlarımıza indirmeliyiz’
Deprem ve afet gibi durumlar için, elektronik haberleşmenin kesilmesi riskine karşı vatandaşların ‘AFAD Acil Uygulaması-Tek Tuş Hayata Dokunuş programını indirmelerini ve böyle bir durumda sadece butona basarak kendisine ulaşılmasını sağlayacaklarını belirtti. Bu uygulama afet gibi durumlarda aktif olacağı ve kullanılabileceği için, tek tuşla arama kurtarma ekiplerine, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’na lokasyonunuzu gidiyor. Hepimizin cep telefonunu cebinde gezdiği için, bu uygulama bizim için çok kıymetli.
Deprem anında ne yapılması gerektiğini bilmenin vatandaşlık görevi olduğuna vurgu yapan Yüzer, şunları kaydetti:
"AFAD olarak, toplumsal güç birliği oluşturmak için isteriz ki, her birey bu önemli bilgileri öğrensin ve ebeveynler evlerinde bu uygulamaları yaptırsın. Biz neyse ki çocuğumuzda o onlara doğru bilgiyi ulaştırmak bizim görevimiz. Bu sadece anne babalık değil, vatanini de bir görev. Komşumuzun da bize ihtiyacı olabilir. Dolayısıyla biz zaten duyarlı, birbirimize yardıma koşan bir toplum olarak, kendi güç birliğimizi oluşturmak için, bu konuya gerçekten önem vermeliyiz diye düşünüyorum. Arkadaşlarımız hep şunu söyler: ‘Biz zaten sizi kurtarırız ama ölü ama diri. Bu sizin neyi ne kadar bildiğinizi ile ilgilidir."
AFAD Başkanı Yunus Sezer, 12 Kasım'da ülke geneli Çök-Kapan-Tutun Tatbikatı yapılacağını duyurmuştu. Bu vesileyle, AFAD Adana İl Müdürlüğü Sosyal Hizmet Uzmanı Cihan Yüzer de, bugün ülke genelinde, saat 18.57'de yapılacak olan deprem tatbikatına tüm vatandaşların katılım göstermesi çağrısında bulundu.
Yat/Çök – Korun/Kapan – Tutun” hareketi nasıl uygulanır?
Yatma: Yere yüzüstü ya da bacakları karına çekerek (cenin pozisyonu) yatma şeklindedir.
Çökme: Masa altı gibi yerlerin tercih edildiği hallerde uygulanır. İki diz üzerine çöküldükten sonra vücut öne doğru eğilir.
Korun: Baş bölgesinin darbelerden korunması ilk önceliktir. Yastık ya da başka bir cisimle başın korunmasıdır.
Kapan: Başı kolların arasına alarak kapanmadır.
Tutun: Deprem sırasında yanına yatılan büyük koltuk gibi eşyalara tutunarak onlarla birlikte sallanılabilir. Bu yöntem yanına yatılan eşyanın ezme riskine karşı bir önlemdir.
(İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.