Diyabezite Hızla Artıyor!
Ülkemizde, 7 milyonun üzerinde diyabetli olduğu, 3 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberi bile olmadığı vurgulanıyor. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü sebebiyle obezite ve diyabet ilişkisine değinen Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül, Diyabezite” olarak adlandırılan hastalığa dikkat çekiyor.
Diyabetli Hasta Sayısı Gittikçe Artıyor
Diyabetli hasta sayısında önemli bir artış görüldüğü günümüzde, hareketsiz yaşam tarzının, sağlıksız beslenmenin ve obezitenin bu durumu tetiklediği belirtiliyor.
Vücut kitle indeksi 25 – 29 olan kişilerde diyabet görülme riskinin 3 kat arttığını, vücut kitle indeksi 30’dan fazla olan kişilerde ise bu riskin 20 kattan fazla olduğunu söyleyen Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül şöyle konuştu: “Şişmanlık sorunu olan obezite; şeker hastalığı, yani diyabet riskini arttırmıştır. Vücut kitle indeksi 25 – 29 olan kişilerde diyabet görülme riski 3 kat artarken vücut kitle indeksi 30dan fazla olan kişilerde bu risk 20 kattan fazladır. Bilimsel veriler ışığında görüldüğü üzere obezite ve diyabet kol kola ilerlemektedir. Çağımızda obezite salgın hale gelmiştir ve maalesef diyabet buna eşlik etmektedir. Obezite, yediğimiz gıdalardan alınan enerjinin, günlük aktivitelerimiz esnasında tükettiğimiz enerjiden fazla olması ile tetiklenen bir süreçtir. Bu yüzdendir ki yüksek kalorili, yanlış beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı sürdürüldüğünde, diyabet ve obezite riskini arttırır. Diyabezite olarak adlandırılan bu hastalık, özellikle yüksek tansiyon başta olmak üzere kalp damar hastalıkları, eklem rahatsızlıkları, safra kesesi problemleri, uyku apnesi, kanser gibi hastalıkları beraberinde getirir.”
“Egzersiz ve diyet ile zayıflayınca diyabet riski azalıyor”
Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül; diyabeziteden korunmak ve bu durumu engellemek için yaşam tarzı değişikliklerinin önemine değindi. Sağlıklı beslenme ve spor aktivitelerinin çok faydalı olduğunu, egzersiz ve diyetle zayıflandığında diyabet riskinin de azaltıldığına dikkat çekti.
Hareket kabiliyeti azalmış, dizlerde fazla kilodan dolayı sorunlar yaşayan, metabolik sistemi bozulmuş obez kişilerin cerrahi yöntemlere başvurması gerektiğini belirten Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül şöyle konuştu: “Obezite cerrahisini diğer seçeneklerden sonuç alınamadığında ya da sağlık durumunuzun ivedi kilo vermenizi gerektirdiği ciddi durumlarda düşünülmesi gerekir. Obezite cerrahisi; kısıtlayıcı ve emilim azaltıcı ameliyatlar olarak iki gruba ayrılırlar. Kısıtlayıcı ameliyatların başında Tüp Mide Ameliyatı gelmektedir. Kısıtlayıcı ameliyatlarda mide hacmi küçültülerek gıda ve dolasıyla kalori alımı azaltılır. Emilim azaltıcı ameliyatlarda ise gıdanın ince bağırsaklardan geçen mesafesi kısaltılır, gıdalardan alınan kalori miktarı azaltılmaktadır. Emilim azaltıcı ameliyatlar ise Mide Baypasları ve SADI ( Duodenal Switch) ameliyatıdır. Her ameliyat herkese uygun olmadığı için seçeneklerin kişiselleştirilmesi gerekir. Obezite cerrahisi olanlarda diyabet kaynaklı sorunların %92’sinin azaldığı, kalp ve damar hastalıklarından kaynaklanan sorunların ise %59 azaldığını gösteren bilimsel yayınlar mevcuttur. Bu yüzden obezite cerrahisi, şeker hastalığı ameliyatı olarak da anılmaktadır. Sonuç olarak diyabezite günümüzde salgın boyutuna ulaşmış olmasına rağmen, alınan önlem ve uygun tedaviler ile önlenebilen bir süreçtir.”
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.