Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Her insan canlı cansız bütün mahlûkatı korumakla yükümlüdür
Erbaş, hutbesinde şu hususlara değindi:
"Yüce Rabbimiz, insana sayısız nimetlerle lütufta bulunmuştur. Nefes kaynağı ormanlar, rızık kaynağı topraklar, hayat kaynağı sular, bitkiler ve canlılar, Allah’ın insana nimeti ve en büyük emanetidir. İnsanın eşref-i mahlûkat olmasının bir sebebi de bu sorumluluğa ve emanet bilincine sahip olmasıdır. Bu sebepledir ki her insan, canlı cansız bütün mahlûkatı korumakla, onlara karşı şefkatli ve merhametli olmakla yükümlüdür. Bu şuurla hareket edildiğinde yeryüzü daha huzurlu ve güvenli olacaktır.
Son günlerde yaşadığımız afetler hepimizi derinden üzmektedir. Bir yandan sel felaketlerinin açtığı yaraları sarmaya çalışırken diğer yandan ciğerlerimizi dağlayan orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. Böylesi zor zamanlarda bizlere düşen, milletçe birlik ve beraberlik içerisinde, daha sıkı bir şekilde kenetlenmek, afetlerle hep beraber mücadele etmek ve yaralarımızı el birliğiyle sarmaktır. Nitekim Rabbimiz bizi kenetlenmeye, birliğe, beraberliğe davet etmekte, şu ayet-i kerimesiyle bunu bize emretmektedir; “Hepiniz toptan Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız, tefrikaya düşmeyiniz, ayrılıp bölünmeyiniz, parçalanmayınız.”
Bütün farklılıklarımızı bir kenara bırakarak ortak dertlerimize sağduyuyla çözümler bulmak, ortak geleceğimize beraberce sahip çıkmaktır.
Bununla birlikte biliyoruz ki, sel, heyelan, yangın, deprem, kuraklık ve salgın hastalık gibi afetlerde insanın hata ve ihmallerinin de büyük payı vardır. Nitekim Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de: “İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu.” ayet-i kerimesiyle insanlığı uyarmaktadır. Akl-ı selim olan herkes bu ilahî ikaza kulak vermek zorundadır. Zira bugün insanlık, tabiata karşı hoyratça ve düşmanca davranmanın bedelini ödemektedir.
Unutmayalım ki; sorumluluk bilincinden uzak, çevreye karşı duyarsız bir yaklaşım, tüm yeryüzünü fesada sürükleyecek ve hayatı yaşanmaz hale getirecektir.
O halde öncelikle her birimiz felaketlere sebep olabilecek her türlü tutum ve davranıştan uzak durmalıyız. Rabbimizin; “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” uyarısını asla unutmamalıyız. Ayrıca tabiatı tahrip edenlere, ırmaklarımıza, denizlerimize, ormanlarımıza kastedenlere karşı da uyanık olmalıyız.
Açıkça ifade etmek isterim ki, ormanlarımızı yakanlar dünyanın en zalim ve hain kişileridir. Çünkü bu melun davranışla sadece insanların değil, milyonlarca canlının rızkı ve hayat alanı yok edilmektedir. Yine milyonlarca canlı, tarifi imkânsız bir ızdırapla yanarak can vermektedir. Dolayısıyla Allah’ın laneti onların üzerinedir ve ahirette onlar çok çetin bir azaba düçar olacaklardır.
Peygamber Efendimiz (sallallahualeyhi vesellem) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol!” Gün, sorumluluklarımızı kuşanma günüdür. Gün, kardeşliğimizi gösterme günüdür. Yardımlaşma ve dayanışma günüdür.
Yüce Rabbimiz milletimizi, memleketimizi, yeryüzünü her türlü afetten, musibetten, şerlilerin şerrinden, kötülerin kötülüklerinden muhafaza eylesin. Birliğimizi, dirliğimizi güçlü ve daim kılsın. Afetlerde hayatını kaybeden kardeşlerimize rahmetiyle muamele eylesin. Yakınlarına sabr-ı cemil ihsan eylesin. Yaralı kardeşlerimize acil şifalar lütfeylesin."
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, hutbenin ardından duada bulundu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.