Diyanet Sen: "Maddi kalkınma ile birlikte manevi tedbirler şart"
Diyanet-Sen Batman Şubesi Hamit Ergin, kayıp çocuk vakalarına ilişkin yaptığı açıklamada maddi kalkınma tedbirleri yanında ivedilikle manevi tedbirleri önceleyen çalışma ve kalkınmanın da hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.
İslam'ın ana kaynağı olan Kur’an ve sünnetin, İslam toplumunu oluştururken ahlakı ve insani değerleri öncelediğini, maddeyi ve manayı bir arada tekâmül ettiğini öğreterek toplumu oluşturduğunu belirten Ergin, İslam’ın ana felsefesinin koruyucu hekimlik olduğunu, hastalık oluşturacak sebepleri ortadan kaldırdığını belirtti.
Ergin, "İslam, asrı saadet döneminden önce cahiliye karanlığının insana getirmiş olduğu; güçlünün haklı, güçsüzün haksız sayıldığı, her türlü zulüm ve ahlaksızlığın yaşandığı bir toplumdan alıp, maddi ve manevi anlamda refah düzeyi yüksek bir topluma dönüştürmüştür." ifadelerini kullandı.
"Haysiyet yoksunlarının yaptığı bu saldırılar, kabul edilemez"
Batılı değerlerin Türkiye’de yaygınlaştırılmaya çalışıldığını belirten Ergin, "Günümüzün idare sistemlerine baktığımızda maddi ve manevi hastalıklar bilinçli bir şekilde üretilmektedir. Bu itibarla batı dünyasının hastalıklı ruhların süfli düzenleri ülkemizde de uzun zamandan beri bir kırılma oluşturduğunu, transfer hastalıklı ruhların değerlerimize de tecavüz ettiğini görmekteyiz. Zihniyetlerini sapıklık bürümüş, haysiyet yoksunlarının yaptığı bu saldırılar, kabul edilemez. Kadına şiddet, çocuklara tecavüz, hayvanlara zülüm, dinsiz, inançsız, vicdansız, ahlaksız kişilerin tipik özelliğidir." dedi.
"Caydırıcı kararların alınmaması, cinayetlerin devamlılığını getiriyor"
Çocuklara şefkat, kadınlara saygı ve hürmet gösterilmesi gerektiğini söyleyen Ergin, "Hayvanlara karşı ise vicdanlı olmamız gerekir. Bu özellikler meziyet değil, olması gerekenlerdir. Daha geniş bir ifade ile özümüze, inanç dünyamıza, yeniden maddi ve manevi terakki oluşturacak değerlerimize dönmeliyiz. Bugün ülkemizin birçok yerinde haberler almaktayız. Bir kaç yıl önce paramparça edilen Özgecan Arslan, Münevver Karabulut, Hande Kader cinayetleri sonrasında caydırıcı kararların alınmaması, cinayetlerin devamlılığı hususunda bir caydırıcılık taşımadığına müşahede etmekteyiz." açıklamasında bulundu.
"Bir caniye hâkim iyi hal indirimi verebiliyor"
Ergin, şu değerlendirmede bulundu: "Tecavüz eden bir caniye, hâkim iyi hal indirimi verebiliyor. Artık Türkiye’de bunların konuşulmasını istemiyorsak, caydırıcı derecede cezaların getirilmesinin şart olduğunu düşünmekteyiz. Devletimizden istediğimiz ise maddi kalkınma tedbirleri yanında ivedilikle manevi tedbirleri önceleyen tedbirleri fiiliyata geçirmesidir. Suç ve suçlunun toplumda itibar görülmediği bilakis kim olursa olsun hiç bir suçun suçlunun yanında kâr kalmadığı güven ortamını ivedilikle oluşturmasıdır." (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.