Diyarbakır'da halkın Gazze için süresiz direniş nöbeti devam ediyor
Peygamber Sevdalıları Vakfı, her hafta cuma günü Diyarbakır'da gerçekleştirdiği Gazze temalı eylemlerini sürdürüyor.
Merkez Kayapınar ilçesi Yenihal Köprülü kavşağındaki Ceylan Karavil park önünde düzenlenen programa halk yoğun katılım gösterdi.
Programda, Memur-Sen Diyarbakır İl Başkanı Ramazan Tekdemir bir selamlama konuşması yaptı.
"Gazzeli kardeşlerimiz ne pahasına olursa olsun mücadelelerinden geri durmuyorlar"
Gazzeli kardeşlerininin onurlarıyla ve imanlarıyla direndiğini söyleyen Tekdemir, "Gazze nöbetimiz aralıksız devam ediyor. Çünkü Gazze'de katliam hız kesmeden sürüyor. Siyonist israil, Gazze'de siyonist teolojiden devşirdiği katliam siyaseti güdüyor. Batının gücüne ve süsüne kapılan Müslümanlar olarak; batı ile her alanda hesaplaşmadan, batının dayattığı yaşam biçiminden sıyrılmadan, Müslümanlığın konumunu yerli yerine oturtmadan, Gazzeli kardeşlerimizin mücadelesini anlık öfkelere hapsolarak ve karartmadan bu mücadelenin nereye karşılık geldiğini anlayamayız, bilemeyiz. Gazzeli kardeşlerimiz ne pahasına olursa olsun mücadelelerinden geri durmuyorlar, dünyaları aşan bir hedef doğrultusunda gerçekleştiriyorlar. Gazzeli kardeşlerimiz bu mücadeleyi yürütürken de dünya sevgisine kapılmadan, dünyanın dayattığı birtakım heveslere ihtiram göstermeden, hiçbir şekilde mal hırsı biriktirmeden ve gaflete kapılmadan mücadelelerini ayakta tutmaya çalışıyorlar. Bizler de o mücadelenin yanında saf tuttuğumuz oranda kıymetleniriz ve değerleniriz. "ifadelerini kullandı.
Boykotun önemine işaret eden Tekdemir, "Boykotu hayatımızın her alanına yaygınlaştırmamız, taşımamız gerekiyor." diye ekledi.
Tekdemir, "Yüzyıldan fazladır siyonist israil, tüm uluslararası ülkelerin ve yapıların dış politikalarını esir almış durumda. Dolayısıyla bizlerin de yeni bir kimlik inşa etmesi lazım. Asır artık sıradan bir Müslüman tipinin raf ömrü tamamlanmıştır. Bizim ayetlerin ve hadislerin işaret ettiği kişiliğe bürünmemiz, ona göre tavır almamız ve uzun ömürlü birtakım hedefler koymamız lazım. Bunu bireysel, ailevi, toplumsal ve devletler olarak da yapmamız gerekiyor. Karakterimizi ve kardeşliğimizi belirleyen ölçüt, din kardeşliğidir. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, ona haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez! Dolayısıyla petrol satmak, anlaşma yapmak, ilişki geliştirmek ve derinleştirmek suretiyle israilin yanında pozisyon olan kim olursa olsun kardeşimiz değildir. Dolayısıyla kimse bize ırk ve milliyet kardeşliğini dayatmasın. Bizim kardeşliğimiz din, akide ve ümmet kardeşliğidir." şeklinde konuştu.
Tekdemir'in selamlama konuşmasının ardından yapılan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Habip Akdoğan okudu.
"Siyonist vahşeti durdurmak için kınama mesajlarından vazgeçin, fiili olarak bu zulmü durduracak adımlar atın!"
7 Ekim tarihinden bugüne kadar gerçekleşen katliam ve soykırımdan, her geçen gün uluslararası insan haklarının ilkeleri daha fazla ihlal edildiğini söyleyen Akdoğan, "Ayrım gözetmeden hastanelere, sivil yerleşim yerlerine, ibadethanelere, uluslararası yardım kuruluşlarının bulunduğu alanlara yönelik karadan ve havadan saldırılar düzenlenmektedir. Bu saldırılarda çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere binlerce masum sivil hayatını kaybetmektedir. Siyonist terör çeteleri, tüm tepkilere, protestolara, kınama mesajlarına rağmen Filistinlilere yönelik sistematik bir şekilde ağır ve insanlık dışı saldırılarını kesintisiz devam ettirerek; sivil halkı toplu şekilde cezalandırmakta ve Filistin'de, Gazze’de geniş çapta yıkım ve yok etme politikasını sürdürmektedir. Siyonist terör rejimi, taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hiçbirini tanımamaktadır." ifadelerini kullandı.
"Siyonist terör rejimi açlığı ve yokluğu sivil halka karşı silah olarak kullanmaktadır"
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 25 Mart tarihinde derhal ateşkes kararı almasına rağmen, terör şebekesi bu kararı tanınmamakta olduğunu altını çizen Akdoğan, "Şu ana kadar yapılan tüm ateşkes çağrıları boşa çıkmıştır. Siyonist terör şebekesi, savaş suçlarına her gün bir yenisini eklemektedir. Refah bölgesine yönelik yoğun şekilde devam eden hava ve kara saldırılarında, masum siviller insani bir dram yaşamaktadır. Refah sınır kapısının Gazze tarafı ele geçirilmiş ve insani yardım koridoru da kapatılmıştır. Siyonist terör rejimi açlığı ve yokluğu sivil halka karşı silah olarak kullanmaktadır. Bu yöntemle Gazze halkını, tıpkı bundan yetmiş yıl önce olduğu gibi tekrar göçe mecbur kılmak istemektedir." şeklinde konuştu.
Siyonist terör rejimi tarafından Filistin ve Gazze halkına yönelik sistematik ve yaygın şekilde devam ettirdiği soykırım politikalarına dur demenin zamanının çoktan geçtiğini belirten Akdoğan, şu ifadelere yer verdi:
"İslam ülkeleri başta olmak üzere, uluslararası tüm aktörlerin bir an önce bu hususta aktif bir inisiyatif alması gerekmektedir. İslam ülkelerinin ve diğer devletlerin halkaları siyonist ürünleri boykot edip meydanlara akın etmekte ve kendi devlet idarecilerini bu mezalime son vermesi için üzerine düşeni yapmaktadır. Siyonist işgal ordusu, Gazze'de alıkoyduğu Filistinlileri, tarihte görülmemiş işkencelere tabi tutarak her türlü gayri insani muameleyi yapmaktadır. İşgal ordusunun Gazze'de alıkoyduğu Filistinli bir gazeteci, götürüldüğü 'Sde Teman alıkoyma merkezinde' kendisine ve Filistinlilere yapılan işkenceleri, avukatı aracılığıyla kamuoyuna duyurabilmiştir. Filistinli gazeteci, siyonist zindanlarında Filistinlilere işkence, darp, kötü muamele, zincire bağlanma, aç bırakılma, uzuvların işkenceyle koparılması, mermilerin anestezi yapılmadan çıkarılması gibi ihlallere maruz kaldığını belirtmiştir. Söz konusu ihlallerin yapılması, tüylerimizi diken diken etmiştir."
Vicdan sahibi ülkelerin liderlerine de seslenen Akdoğan, "Siyonist vahşeti durdurmak için kınama mesajlarından vazgeçin! Fiili olarak bu zulmü durduracak adımları, zaman kaybetmeden derhal atın! Kınamalarla yetinmeyi bırakıp; siyasi, diplomatik ve dahi askeri politikaları devreye koyun! Alınan karar gereği, işgalcilerin işgal ettiği Gazze'den çekilmesi, yerinden edilen Gazzelilerin kendi şehirlerine geri dönmesi, insani koridorun açılması, yıkılan şehirlerin yeniden inşa edilmesi süreci derhal başlatılmalıdır. Gazze'de açlıktan çocuklar ölmekte, meydana gelen kıtlık ve insani krizi derinleştirmektedir. Söz konusu insani krizin son bulması ve Refah sınır kapısının açılması için siyonist terör rejimine askeri, siyasi, ekonomik, diplomatik baskı kurulmalıdır." dedi.
Katılımcılar, düzenlenen basın açıklaması ardından işgal rejimi destekçesi Starbucks'ın AVM'deki şubesinin önüne giderek protesto eylemi gerçekleştirdi. Protesto karşısında iş yapamayan şube elektriklerini kapattı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.