Dr. Koca: Kendimizi unuttuğumuz zaman obezite ortaya çıkıyor
Obezite küresel boyutta önemli bir halk sağlığı sorunu olarak gündemdeki yerini koruyor. Obezite; genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.
Hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişmekte olan ülkelerde obezite her geçen gün artış gösteriyor. DSÖ tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın 6 ayrı yöresinde yapılan ve 12 yıl süren çalışmada 10 yılda obezite prevalansında yüzde 10-30 arasında bir artış saptandığı bildirildi.
Türkiye'de de diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün geçtikçe artıyor. Obezitenin giderek yaygınlaşarak halk sağlığı sorunu haline gelmesi, tüm dünyada obezite ile mücadele çalışmalarının başlamasına neden olmuş durumda.
Üsküdar Üniversitesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Ahmet Murat Koca, obezitenin nedenleri, tedavi yöntemleri hakkında İLKHA muhabirine değerlendirmede bulundu.
"Herkese uygulanan diyet programı herkes için iyi değildir"
Obezitenin dünyanın en büyük sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkati çeken Koca, "İnsanın kendisini unutması obezitenin ana sebeplerinden bir tanesidir. Her ne kadar fastfood türü yiyecekler çok kalorik yiyecekler olsa da hareketsiz bir hayatımız olsa da kendimizi unuttuğumuz zaman obezite ortaya çıkıyor. Obeziteye nasıl çözüm bulabiliriz? Yapılması gereken çok şey vardır; birincisi beynimizi resetlememiz gerekiyor. İster diyetle ister yardımcı yöntemlerle ister ameliyatla olsun ne olursa olsun hayatımıza değer vererek adım atmamız gerekiyor. Obezitenin çözümünde kararlılık şarttır. İkincisi iyi bir destek almak gerekir. Eğer bir hastalığımız varsa belli tetkikler yapılarak hastalığın ortaya çıkarılması ve ona yönelik tedavilerin yapılması gerekir. Kilo vermek istediğimizde belli bir diyet programına dahil oluyoruz ancak bugünün şartlarında çok stresli olduğu için profesyonel destek almak gerekebilir yani bir psikoloğumuzun olması gerekebilir. İyi bir diyetisyen, psikolog ve sizi hareket ettiren birisi olmalı bu üçünden bir tanesi eksik ise kilo vermeniz durur. Herkese uygulanan diyet programı herkes için iyi değildir, kişiye özel bir diyet programı olması gerekir." dedi.
"Dikkat etmezsek bütün yöntemlerden sonra kilo alabilme ihtimali her zaman için vardır"
Obezite tedavisi için ameliyatsız belli uygulamalarında olduğunu dile getiren Koca, "Burada en önemli kullanılan şey; belli balonlar vardır, bu balonlarda obezitede kilo vermemizi sağlar. Ancak burada belli kriterle vardır, bu kriterlere uygunsanız bunlar uygulanır. Botoks dediğimiz yöntem; etkinliği her zaman tartışılan bir yöntemdir. Uygulanabilir ya da uygulanmayabilir ancak etkinliği çok kısıtlıdır. Bizim özellikle tavsiye ettiğimiz kesin çözüm yöntemlerinden bir tanesi de cerrahi yöntemdir. Özellikle vücut kitle endeksi (kilonun boyun metrekaresine bölünerek bir değer elde edilmesi) 35'in üzerinde ise ya da eşlik eden hastalık veya 40'ın üzerinde ise ameliyata uygunuz demektir. Ancak tetkikler yapılacak, sağlık durumu gözden geçirilecek, risk faktörleri belirlenecek ondan sonra cerrahi yöntem devreye girecek. 18 ile 65 yaş arasında sağlığınız el veriyorsa daha erken ya da geç yaşta ameliyat olabilirsiniz. Ameliyat sonrası aşağı yukarı yüzde 2-3 farkla sonuçlar birbirine paraleldir. Hangi yöntem olursa olsun kilo verebilirsiniz ancak dikkat etmezsek tüm yöntemlerden kilo alabilme ihtimali her zaman için vardır. O yüzden ameliyat sonrası dönemde çok önemlidir. Ameliyat oldunuz bir hafta 10 gün sonra hekimle bağlantıyı kesmek olmaz. Bir nakil hastası gibi ömür boyu tetkiklerinizi, kontrollerinizi yaptırmanız gerekir. Ciddi bir şekilde takip etmeniz gerekir. Eğer önemsemezseniz kiloların bir kısmını geri alabilirsiniz. Neticesinde fazla kilo alınırsa ikinci ameliyata ihtiyaç duyabiliyorsunuz." diye konuştu.
Obez ile kilolu arasındaki fark nedir?
Kilo fazlalığı ile obezite arasındaki iyi ayırım yapmak gerektiğinin altını çizen Koca, "Obezite, vücut kitle endeksi hesaplandığında 30'dan sonra olan kişidir. Vücut kitle endeksi 25 ile 30 arasında ise kilo fazlalığı vardır. Objektif bir ölçüm için vücuttaki yağ oranın ölçülmesi gerekir. 30'dan sonra obezite başlar; 30-35 arasında ise birinci derecede, 35-40 arasında ise ikinci derecede, 40'tan sonra ise belli hastalıkların eşlik ettiği obezite grubu vardır. Bu ayrımın iyi yapılması lazım tabi kilo fazlalığı da iyi bir şey değildir. Mutlaka fazlalıklardan kurtulmamız gerekir." şeklinde konuştu.
"Sonradan kilo alınır ama obezite anne karnında başlar"
Obezitenin anne karnında başladığını belirten Koca, "İnsanların yanıldığı nokta budur. Sonradan kilo alınır ama obezite anne karnında başlar. Bebeğin metabolizması yemeğe alıştığı zaman annede de belirli yatkınlıklar varsa obezite anne karnında başlar. Doğumdan sonra dikkat edilmezse kalıcı hale gelebilir. Kişi her şeyi kendine yapar yani kendi beynini kullanması gerekir ve bu şekilde obeziteden uzak kalmak için gerekenleri yapması gerekir. Hayatımızı önemsemiyorsak yavaş yavaş kilo alırız birde bu duruma ısrarcılık eklendiği zaman kilolar daha fazla artar sonra çözülemez duruma gelebilir. Kilolu olmak istemiyorsak hareketimizin olması, yeterince su almamız, dengeli beslenmemiz gerekir. Az kilo alsak dahi çözmek için adım atmamız gerekir. Yani obezite; anne karnında başlar, bebeklikte devam eder sonrasında kişi hareketlerine devam etmediği zaman hastalık kalıcı bir duruma gelir. Obez olmak istemiyorsak hayatımızı bir denge içinde tutmamız gerekir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.