Dünya Yetimler Günü'nde Gazze'de yaşananlar gündeme alındı

Dünya Yetimler Günü'nde Gazze'de yaşananlar gündeme alındı
​​​​​​​Her yıl 15 Ramazan'da çeşitli etkinliklerle kutlanan ancak bu yıl Gazze'de yaşanan katliam sebebiyle yalnızca basın açıklamasıyla hatırlanan Dünya Yetimler Günü'nde Filistin'de yaşanan zulümler ele alındı.

 

Çocuk Hakları Platformu tarafından Rami Kütüphanesi'nde düzenlenen basın açıklamasına; Yetim Vakfı, İHH, Yeryüzü Çocukları Derneği ve Hukukçular Derneği de destek verdi.

"Çocukların yaşadığı zorluklardan sorumluyuz"

Basın toplantısında platform adına basın metnini okuyan Yetim Vakfı Başkanı Murat Yılmaz, "Bugün 15 Ramazan Dünya Yetimler Günü. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 2013 yılında aldığı karar sonrasında bugün 11. kez Dünya Yetimler Günü’nü idrak ediyoruz. Her çocuğun eğitim alabilmesi, sağlık ve sosyal imkânlardan faydalanabilmesi, kimliğini ve vatandaşlık haklarını alabilmesi, anne babasıyla ve yakınlarıyla yaşayabilmesi, her türlü tehlikeye karşı güven içinde olması, akranlarıyla koşup oynayabilmesi, ailesinin maddî-manevî bütün imkânlarından istifade edebilmesi en doğal hakkıdır. Dünya Yetimler Günü'nün hepimize hatırlattığı bir şey daha var. Eğer dünyanın bir yanında bombardıman altında çocukların varlığını duyduysak, artık onların vebalinden sorumluyuz. Kamplara kapatılan çocukların meçhul geleceğinden, açlıktan hayatlarını kaybeden çocukların ıstırabından, gecenin karanlığında bir karton üzerine kıvrılan çocukların gördüğü kâbuslardan, yetişkin insan muamelesi görerek saatlerce çalıştırılan çocukların sırtındaki terden... Tek tek her birinden sorumluyuz. Tekrar söylemek gerekirse, Dünya Yetimler Günü, bize bu sorumluluklarımızı hatırlatması açısından, senede bir kez değil, mana itibariyle her gün ifa edilmesi gereken önemli bir gündür." dedi.

"200 milyonu aşkın çocuk çalışmak zorunda"

Dünyadaki 2,5 milyar çocuğun bir milyarının yetim, öksüz ve sosyal yetim statüsünde bulunduğunu belirten Yılmaz, "Dünya üzerinde her beş çocuktan biri savaş, çatışma ve felaketlerden etkilenen ülkelerden birinde yaşıyor. Bir milyar çocuk çok boyutlu yoksullukla yüz yüze. 200 milyonu aşkın çocuk çalışmak zorunda. Bir o kadarı sokakların insafına terk edilmiş durumda. Sayıları 80 milyona varan mültecilerin yarısını da yine çocuklar oluşturuyor. Sene içerisinde 2,5 milyon çocuk kaçırılıyor. Organ ve fuhuş mafyaları, uyuşturucu madde satıcıları, dilenci şebekeleri, savaş ağaları ve misyoner örgütler çocukları istismar ediyor. Filistin, Doğu Türkistan, Suriye, Arakan, Ukrayna, Yemen, Etiyopya, Keşmir, Kongo, Somali, Sudan'da ve daha birçok ülkenin çocukları ya silahların gölgesinde ya da silahaltında ya zindanlarda ya da çocuk ve mülteci kamplarında ya bombardıman altında ya da sığınaklarda her türlü haklarından mahrum, açlık ve yoksulluk içerisinde hayata tutunmaya çalışıyorlar." diye konuştu

Batının değer olarak kabul ettiği sözleşmeler yine Batı tarafından ihlal ediliyor

76 yıldır İsrail işgale maruz kalan Filistin'in 7 Ekim'den beri tam 171 gündür tarihin gördüğü en ağır soykırım ve apartheid uygulamalarına maruz bırakıldığını hatırlatan Yılmaz, "Vahşet görüntülerini, kolsuz bacaksız çocuk bedenlerini canlı yayınlarda ve sosyal medya paylaşımlarında kahrolarak takip ediyoruz aylardır. Başta İslam ülkeleri olmak üzere kınamanın ötesine geçilmediği için işgalci organizasyon bundan cesaret bularak daha da çirkinleşiyor. Batının değer olarak kabul ettiği ve BM'nin temel kuruluş felsefesi sayılan metinlerin tamamı yine başta ABD, İngiltere, Almanya, Fransa olmak üzere batılı ülkelerin destekleriyle dünyanın gözleri önünde 7 Ekim'den bugüne defalarca yok sayıldı. Gazze'de tam 2 milyon kişi yerlerinden edilirken, Gazze halkının yüzde 2'sine tekabül eden 40 bin kişi artık yaşamıyor ve bunun neredeyse yarısını çocuklar oluşturuyor. Çocuklar sadece bombardımanlardan değil açlık, kıtlık ve hastalıklardan dolayı da şehit oluyorlar." şeklinde konuştu.

Basın açıklamasının ardından söz alan STK temsilcileri de yaşanan zulme dikkat çekti.

"Batının istediği gibi İslam dünyasını asla belirsizliğe sevk etmeyeceğiz"

Çocukların canlı canlı toprağa gömüldüğü cehalet döneminde bile insanlar Ramazan ayında haram aylar olması nedeniyle savaşmaktan ve kan dökmekten uzak durduklarını vurgulayan İHH Genel Başkan Yardımcısı Reşat Başer, "Maalesef bugün bilim ve teknolojinin zirve yaptığı dönemlerde çocuk, yaşlı, kadın, kilise, cami, okul demeden bombalarla katledilen bir döneme şahitlik ediyoruz. O yüzden bu buluşmaların ve söylemlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. İHH İnsani Yardım Vakfı olarak; 2013 yılında Gine Konakri'de 57 İslam ülkesinin bulunduğu toplantıda Ramazanın 15'ini Dünya Yetimler Günü ilan ettirirken aslında hayali ve hedefi, bu konu ile alakalı bir farkındalık ortaya koyabilmek, güzel çalışmalara öncülük edebilmekti. Bizler asla geri durmayacağız. Var gücümüzle elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz. Bunu yaparken de israilin veya Batının istediği gibi İslam dünyasını asla belirsizliğe sevk etmeyeceğiz. Güçlü durmaya devam edeceğiz." dedi

"Çocuklara umut olabilmek için Mavi Marmara'da olduğu gibi yola çıkacağız"

Başer, "Bugün Gazze'de büyük bir çocuk şenliğimiz var. Çocuklarımız eğlendireceğiz ve umutlarımı diri tutacağız. Çocuklarımızı o toprakların geleceği olduğunun farkına vardıracağız. Bunun içinde şartlar ve imkânlar müsait olursa canlı eğer olmasa da video olarak paylaşacağız. O coğrafyanın çocuklarını, annelerini ve farklı dine mensup insanlarını asla yalnızlığa terk etmeyeceğiz. En kısa zamanda iş birliğinde olan kurumlarımızla beraber aldığımız gemilerle oradaki çocuklara umut olabilmek için tıpkı Mavi Marmara'da olduğu gibi hep beraber yeryüzünün vicdanı olarak yola çıkacağız. Akdeniz'in sularında tekrar insanlığın vicdanına tekrar ses olacağız." diye konuştu.

"Seslerimiz kısıldıkça bu ihlaller artacak ve dünyayı saracaktır"

Yeryüzü Çocukları Derneği Başkanı Sümeyye Altun, "Maalesef şu anda insanlık tarihinin en utanç verici dönemlerinin bir tanesini yaşıyoruz. Karşımızda 170 gündür tüm dünyanın gözü önünde çocuk kadın sivil demeden katleden her türlü işkenceyi açık bir şekilde yapan zalim işgalci bir devlet var. Bunula beraber bebek ölümünü bile teşvik edecek kadar gözü dönmüş dini liderler ve bu zulmü açıklatan veya sesiz kalarak ortak olan dünya liderleri var. Yaşanan bu zülüm eğer cezai yaptırımlara maruz bırakılmazsa yarın çocuklarımıza içinde yaşanması mümkün olmayan kanlı bir dünya bırakmış olacağız. Seslerimiz kısıldıkça bu ihlaller artacak ve dünyayı saracaktır Gazze'de yaşanan bu durum sadece ulusal düzeyde değil uluslararası alanda çocuklarının korunması alanında ortak ve güçlü bir çalışma gerçekliliğini de gün yüzüne çıkarmıştır." şeklinde konuştu.

"Hem insani hem vicdani hem de inancımız gereği olarak işin içerinde olmalıyız"

Çocuklarla ilgili hak ihlallerinin devam ettiğini, Gazze'de bir soykırım yaşandığını söyleyen Hukukçular Derneği Başkanı Av. Mehmet Melih Gülseren, "Çocuklara ile ilgili hak ihlalleri ne yazık ki vaki. Şu an gündemimizde Gazze'de yaşanan soykırım var. Bizlerde hem bu hak ihlallerinin hem de bu aşamada Gazze'de genel anlamda soykırımın, özel anlamda ise çocuklar ile ilgili hususların uluslararası arenada gündeme gelebilmesi ve inşallah son bulabilmesi için böyle bir platformda ortak paydada yer alma kararında bulunduk. Hem insani hem vicdani hem de inancımız gereği olarak işin içerinde olmalıyız. Bırakın bizim insaniyetimizi, inancımızı… En son herhalde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin de Gazze ile ilgili 'yeryüzünün en büyük çocuk mezarlığı' diye bir cümlesi var. Bu aslında her şeyi ortaya koymuş oluyor. İnşallah günün birinde 'bunlara gerek kalmadı' diye bir basın açıklaması yaparız. Rabbim farklı hususlarda yetimler ve çocuklara ile ilgili daha güzel hususlarda bir araya gelmeyi nasip etsin." dedi.

"Avustralya'dan her türlü desteği vermeye hazırız"

Avusturalya'da insan hakları alanında çalışma yürüten Av. Ayşe Göknur Shanal, "İsrail çocuklara ve bebeklere savaş açmıştır. Artık uluslararası hukukun yasalarına hiçbir şekilde saygı duymayan ve kendisini demokratik bir ülke olarak göstermeye çalışan ikiyüzlü bir devlet ile karşı karşıyayız. Dünyanın en büyük savunma kuvveti olan Amerika'nın desteği ile bunu vicdansız bir şekilde yapıyor. Ben herkesin vicdanına hitap etmek istiyorum. Artık bu mantık durumu değil bu tamamen vicdan durumudur. Bütün dünya ve Müslüman âlemi de önderlik için Türkiye'ye gözlerini yönettiler. Birçok çocuk ayaklarını ve kollarını kesilmiş, bütün ailelerini kaybetmiş bir şekilde yetim kalmıştır. Onları yalnız bırakmak istemiyoruz. Avustralya'daki çalışma ekibimizin arasında uluslararası hukukçu hocalarımız, araştırmacılarımız var. Bizler her türlü desteği vermeye hazırız. Bu hareketin uluslararası çapta elimizden geleni yapmaya çalışacağız." diye konuştu.

Av. Betül Zağlı Topal ise kuruluşunu ilan ettikleri ve ilk basın açıklamalarını yaptıkları Çocuk Hakları Platformu ile hedefledikleri çalışmaları anlattı. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.