Ebu Zuhri: Kudüs'ün olmadığı bir seçim düşünülemez
Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri, Filistin topraklarında yapılması planlanan seçimler ile İslami Cihad Komutanlarından Beha Ebu'l Ata'nın terör rejimi tarafından şehid edilmesine ilişkin İLKHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
Hamas'ın Filistin'deki seçimlerin icra edilmesinin gerekliliğine inandığını belirten Ebu Zuhri, yönetimde barışçıl görüş alışverişinin ve halkın liderlerini seçmelerinin yegâne yolunun seçimler olduğunu belirtti.
Bu nedenle hiçbir grubun seçimleri sabote etmeye hakkının olmadığını vurgulayan Ebu Zuhri, her seçim için olduğu gibi, bu seçimin de dürüstlük ve Filistin uzlaşısı havasında ve seçime girecek tüm taraflarla eşit koşullarda icra edilmesi gerektiğini ifade etti.
Ebu Zuhri, "Maalesef seçimlerin yapılması için gerekli koşulları ihlal eden bazı durumlar mevcut. Özellikle insan haklarıyla alakalı ihlaller mevcut. Batı Şeria'da yaşananlar ve tutuklama gibi olaylar oluyor. Ayrıca El-Fetih Hareketi tarafından Filistin Kanunu'nda bazı değişikliklere gidildi. Bunların hepsinin gözden geçirilmesi ve bir uzlaşıya gidilmesi gerekir." ifadelerini kullandı.
"Filistinli gruplar arasında ulusal bir buluşma tertip edilmesi gerekir"
Hamas Sözcüsü, "Hamas ve tüm Filistinli gruplar, seçim tarihinin belirlenmesinden önce, Filistinli gruplar arasında ulusal bir buluşma tertip edilmesi gerekliliğini savundu. Bu buluşmada, seçim süreciyle alakalı tüm noktalar üzerinde araştırma yapmak ve bunlar üzerinde uzlaşı sağlamak suretiyle bir çalışma yürütülmeli ki dürüst ve başarılı bir seçim olsun. Bu seçim, kine ve düşmanlığa değil de birleştirmeye yönelik bir seçim olsun." dedi.
"Kudüs kenti olmadan kesinlikle hiçbir seçim çalışması gerçekleşmeyecektir"
Fetih Hareketi'nin bu yaklaşımı kabul etmediğini üzüntüyle dile getiren Zuhri, Fetih Hareketi'nin seçim tarihlerinin belirlenmesi ve sonrasında, gruplar arasındaki buluşmalar ve ortaklık görüşmelerinin olması görüşünde ısrarcı olduğunu söyledi.
Ebu Zuhri, "Hamas Hareketi buna rağmen muhalefet etmedi ve seçim tarihlerinin belirlenmesinden sonra buluşma ve seçim sürecindeki gelişmelerin masaya yatırılmasını kabul etti. Bizim için tafsilatların çok önemi yok, önemli olan seçimlerin gerçekleştirilmesi. Hamas Hareketi'nin şart olarak öne sürdüğü tek şey, 'Kudüs kentindeki Filistinlilerin seçimlere iştirakinin güvenceye alınması' meselesidir. Çünkü Kudüs kentindeki Filistinlilerin seçimlere katılmada istisna edilmesi demek, siyonist işgalin Kudüs kenti üzerindeki işgalini kabul etmektir. Bu kabul edilemez bir şeydir. Kudüs kenti olmadan kesinlikle hiçbir seçim çalışması gerçekleşmeyecektir. Bu, Hamas Hareketi'nin duruşudur. İletişimler devam ediyor. Hamas Hareketi olarak seçim sürecinin icra edilmesi konusunda en yüksek derecede esnek bir hareketiz." şeklinde konuştu.
"Uyumlulaşma politikası, siyonistlerin katliam ve saldırılarını meşru görmektir"
Bazı Arap ülkeleri tarafından girişilen "uyumlulaşma politikaları"nın çok tehlikeli bir gelişme olduğuna dikkat çeken Ebu Zuhri, "uyumlulaşma" denen şeyin siyonistlerin Filistin halkına karşı giriştiği katliam ve saldırıları meşru görmek olduğunu belirtti.
Ebu Zuhri, "Maalesef siyonist işgale yönelik hiçbir tehlikesi ve zorunluluğu olmayan bazı Arap devletlerinin bile israilli heyetleri karşıladığını görüyoruz. Umman örneğinde olduğu gibi ülke, cani Netanyahu'yu karşıladı. Bu çok tehlikeli bir gelişme. Bazı Arap ülkeleri de israilli heyetleri kabul ediyor. Bu devletlerdeki bazı basın mensupları ortaya çıkarak özellikle Gazze'de Filistin halkına yönelik gerçekleşen siyonist cinayetlerini kutluyor, siyonist işgale Gazze'ye karşı destek mesajı veriyor. Bu çok ciddi bir ahlakî düşüklüktür." ifadelerini kullandı.
"Bu ümmet, Filistin'deki mukaddesatlarından vazgeçmeyecektir!"
Hamas Sözcüsü Ebu Zuhri, şöyle konuştu:
"Ama biz buna rağmen İslam ümmetinin henüz hayat sahibi bir ümmet olduğunu düşünüyoruz. Kudüs ve Filistin sadece Filistinlilerin değil, bu ümmetin mülkündedir. Bu ümmet, Filistin'deki mukaddesatlarından vazgeçmeyecektir. Uyumlulaşma politikaları her ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştıysa da bizler endişeli değiliz. İnşallah hak galip gelecek ve batıl zail olmaya mahkûm olacak."
"İslam İşbirliği Teşkilatı daha aktif davransın"
İslam İşbirliği Teşkilatı'nın kendine has bir çatısının olduğunu ve bu merhalede daha çok siyasi bir tavır takınması gerektiğini savunan Ebu Zuhri, "Hamas olarak, İslam İşbirliği Teşkilatı'nı Filistin davası konusunda daha aktif davranmaya davet ediyoruz. Filistin meselesi daha büyük bir gayret istiyor. Çünkü Filistin meselesi üzerinde büyük komplolar dönüyor. Siyonistler, Kudüs kentini ele geçirmeye ve Yahudileştirmeye çalışıyor. Gazze ve Bat Şeria'da abluka devam ediyor. Günlük olarak düşmanlıklar ve katliamlar devam ediyor. Bundan dolayı büyük ve gerçek bir cehde, gayrete ihtiyaç var. Burada ümmetin gayretini kastediyoruz. Ümmet tüm unsurlarıyla; âliminden avamına Filistin ve Kudüs'ü himaye etmek için çalışmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Filistin halkının Gazze ve Kudüs'teki direncini takviye etmede mali destek önemli bir araç"
Filistin ve Kudüs davasının savunulması ve himaye edilmesi için birçok aracın var olduğuna vurgu yapan Ebu Zuhri konuşmasına şöyle devam etti:
"Arap ve İslam ülkeleri basın araçlarıyla siyasi anlamda Filistin davasına destek verebilir. Toplumsal basın, siyonistlerin belini kıran ve onları zor duruma düşüren çok kuvvetli bir araçtır. Bu çok kolay ve rahat bir araçtır. Bunu çok basit imkânlarla aktifleştirebiliriz. Bununla beraber Filistin halkının Gazze ve Kudüs'teki direncini takviye etmede mali destek önemli bir araç. Bu yardımlar; projelere, fakir ailelere ve ilim talebelerine, yaralı, tutuklu ve şehid ailelerine yapılabilir. Ümmetin bunu yapmaya gücü var ve yapmalıdır da."
"Kudüs ve Filistin meselesi ümmetin meselesidir"
Ümmetin Gazze ve Filistin'de gerçekleştirilen katliam ve baskılara sesiyle de destek vermesi gerektiğini belirten Ebu Zuhri, "Son 4 gündür Gazze'ye bombalı saldırılar var. Ümmetin sokaklarında henüz tam anlamıyla ses çıkmış değil. Bu çok acı verici bir manzara. Böylesi durumlarda ümmetin dikkati bunun üzerinde olmalı. Ümmet çok şey yapabilir ama en önemlisi; Kudüs ve Filistin meselesinin ümmetin bir meselesi olduğunu Amerika ve israile göstermektir. Onlara bu mesaj verilmeli." şeklinde konuştu.
"Filistin direnişi, siyonist saldırılara karşı hikmetle ve kahramanlıkla karşılık veriyor"
"Siyonistlerin, Filistin direnişi komutanlarından olan Şehid Beha Ebu'l Ata'ya olan saldırısı, Filistin halkına karşı süreklileşmiş büyüklenme siyasetlerinin sonucunda gerçekleşti." diyen Ebu Zuhri, "Bu saldırı, zamanlama bakımından Netenyahu'nun seçimlerdeki siyasi çıkarlarına ve duruşlarına hizmet ediyor. Çünkü seçimlerde 2 büyük güç yarışıyor. Netenyahu, seçimlerdeki oy sayısını Filistinlilerin kanıyla arttırmak hedefinde. Ama Filistin direnişi siyonist saldırılara karşı hikmetle ve kahramanlıkla karşılık veriyor. Bu karşılık vermeler, siyonistleri saldırılarından alıkoyuyor. Direniş güçleri arasında şu an güçlü bir istişare ortamı ve direnişin farklı gruplarını organize edip yöneten ortak bir ofis tesis edilmiş durumda. Dolayısıyla direnişin kararları ve üslubu, Filistin'in maslahatını gözetecek şekilde başarı üzerine icra edilen kararlardır." ifadelerini kullandı.
"İrademizle, silahımızla ve Allah'a olan tevekkülümüzle işgale karşı zafer kazanacağız"
Hamas Sözcüsü Sami Ebu Zuhri son olarak, "Filistin direnişi çok iyi araçlara sahip. Bu araçların sürekli olarak geliştirilmesi ve donatılması gerekiyor. Askeri ve silah anlamında imkânlarımız kısıtlıdır. Fakat biz, askeri araçlarımızdan çok, halkımızın iradesine, kararlılığına ve yardımlarına daha çok güveniyoruz. Bizler sebeplere sarılıyoruz fakat sebeplerin en güçlüsü irade göstermek ve yılmamaktır. Biz; irademizle, silahımızla ve Allah (Azze ve Celle)'a olan tevekkülümüzle siyonist işgale karşı zaferi kazanacağımıza, onları Filistin'den ve Kudüs'ten kovacağımıza kesinlikle inanıyoruz." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.