Eğitim Bir-Sen Malatya Şubesi: 28 Şubat darbesinin sivil ayağıyla da hesaplaşılmalıdır
28 Şubat postmodern askeri darbenin yıl dönümü münasebetiyle yazılı açıklamada bulunan Söylemez, “28 Şubat, milletin değerlerine göre siyaset yapılmasına ve bağımsız politikalar belirleme iradesine, toplumun inancını yaşama hakkına, ekonomik sistemin yağma düzeninden kurtarılması sistemine, insanca yaşama standartlarının oluşturulması gayretine karşı siyasi, ekonomik ve sosyal ayrıcalıklar sahibi hegemonik güçlerin müesses nizamı koruma amacıyla gerçekleştirdiği bir darbedir.” dedi.
“28 Şubat darbesi de diğer darbeler gibi mühendislik projesiydi”
Bütün darbeler gibi 28 Şubat’ın da bir mühendislik projesi olduğunu ve toplumu, siyaseti, idareyi, inancı, ticareti, ekonomiyi, yargıyı, eğitimi, kısacası hayatın tüm alanlarını dizayn etmeyi amaçladığını anımsatan Söylemez, Emperyalist güdümlü darbenin buruk, kahredici hatıralarını unutmadıklarını ve unutturmayacaklarını belirtti.
“Milyonlarca kişi inanç ve düşüncelerinden dolayı fişlendi”
“İhanet şebekesi asker, yargı, siyaset, medya, iş çevreleri ve kimi sözde sivil toplum kuruluşlarındaki iş birlikçileri ile bir dizi yasa dışı ve gayrimeşru uygulamayı zorbaca dayattı.” diyerek açıklamasına devam eden Söylemez, şöyle dedi:
“O gün, milletimizin binyıl boyunca tarihe ve nesiller boyu ruhumuza kök salmış yerli ve millî değerlerine açıktan savaş açıldı. İnsanlık dışı uygulamalarıyla hafızalara kazınan o kerih süreçte millet iradesinin özgür seçimle iktidara getirdiği hükûmetin yürütme hakkı gasp edildi. Demokrasi yara aldı, ifade özgürlüğü ayaklar altına alındı, ekonomi çökertildi, bankalar hortumlandı, hazine soyuldu. Milyonlarca insanımız inanç ve düşüncelerinden dolayı fişlendi, hakarete uğradı, işine son verildi, her bakımdan mağdur edildi.”
“Yargı, medya ve kimi sendikalar milli iradeye kurulan komplonun destekçisi ve suç ortağı olmuştur”
Brifinglere göre karar veren yargının, talimata göre manşet atan medyanın, içinde kimi sendikaların da bulunduğu güya sivil toplum kuruluşlarının, millî iradeye kurulan komplonun destekçisi ve suç ortağı olduklarına dikkat çeken Söylemez, “Zorbalıkla sürdürülen toplum mühendisliğinin millî değerlere düşmanlığa dayalı ideolojisini, başörtüsü yasağı ve eğitimi tek bir ideolojinin dayanağı hâline getirmek, dönemin en yıkıcı uygulamalarından bazılarıdır. Üniversitelerde başörtülü kızlarımız ikna odalarına alınmış, turnikelerden geri çevrilmiş, eğitim hakları gasp edilmiştir. Sürecin zorbalıklarına karşı duran sivil toplum kuruluşları kapatılmış, Kur’an kursları ve vakıfların faaliyetleri yasaklanmıştır. Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçilmiş, düşmanca tavır takınılan imam hatiplerin orta kısımları kapatılmış, katsayı uygulaması getirilerek imam hatip liseleriyle birlikte meslek okullarının da önü kesilmiş; gençlerimiz mesnetsiz bir şekilde mesleksiz bırakılmak istenmiştir.” dedi.
“Dönemin keyfî kararlarıyla mahkûm edilen birçok insanın mağduriyeti maalesef hala devam etmektedir”
Söylemez, konuşmasına şöyle devam etti: “28 Şubat, ülkemizin insan hakları, düşünce ve demokrasi tarihinde kara bir lekedir. Binyıl süreceği iddia edilen darbe düzeninin izleri, zaman içerisinde milletin iradesi ve kararlılığıyla birçok açıdan silinmiştir. Darbeciler yargılanarak darbenin hesabı sorulmuş, darbecilerin 21’i müebbet hapse mahkûm edilmiştir. Hâlâ dönemin keyfî kararlarıyla mahkûm edilen birçok insanın mağduriyeti, anlaşılmaz bir şekilde maalesef devam etmektedir. Adaletin tam olarak tesisi, bu mağduriyetlerin giderilmesi, zararların tazmin edilmesiyle mümkündür. Aksi hâlde, 28 Şubat’ın izleri, toplumun bir kesimi için bütün yıkıcılığıyla devam ediyor olacaktır. Direnerek darbeleri tarihin karanlığına gömen iradenin ürettiği değerler kalıcı hâle getirilmeli; darbeleri püskürten, istiklali tesis eden irade, istikbali tesis edecek idareye dönüştürülmelidir.”
“Mağduriyetler giderilmeli ve darbenin sivil ayağıyla da hesaplaşılmalıdır”
Söylemez, “Sıkıntıların giderilmesi, devam eden sorunların çözüme kavuşturulması bağlamında mağduriyetlerin tespiti ve ortadan kaldırılması için bir çalışma yapılmalı ve sivil toplum kuruluşları da bu çalışmada yer almalıdır. Ayrıca, 28 Şubat zihniyetinin ebediyen tasfiye edilmesi için, mağdurların yaşadığı tüm hak kayıpları somut adımlarla telafi edilmeli ve darbenin sivil ayağıyla da hesaplaşılmalıdır.” dedi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.