"El Ele Özgürlük Zinciri" eyleminin yıl dönümünde 28 Şubat zulmüne vurgu yapıldı
"Kara bir leke" olarak anılan ve toplumda derin yaralar açan 28 Şubat'ın zalimce uygulamalarından en çok, eğitim öğretim hakları ellerinden alınan başörtülü öğrenciler etkilendi. Üniversite kapıları yüzlerine kapanan ve adeta ikinci sınıf muamelesi gören başörtülü öğrencilerin kimisinin halen mağduriyetleri devam ediyor.
Başörtüsü yasağına karşı düzenlenen eylemlerin zirve noktasını ise ülke geneline yayılan "El Ele Özgürlük Zinciri" eylemi oluşturdu. Birçok ilde 11 Ekim 1998’de aynı anda başlayan eyleme, toplumun farklı kesimlerinden katılım oldu.
"El Ele Özgürlük Zinciri" eyleminin yıl dönümünde toplumsal hafızayı diri tutmak amacıyla 28 Şubat Gönüllüleri Platformu tarafından Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı.
"El ele eylemiyle halkımız, 28 Şubat darbesine en anlamlı direnişi sergilemişti"
Basın açıklaması, 28 Şubat Gönüllüleri Platformu Başkanı Şerife Kaya tarafından okundu.
28 Şubat Gönüllüleri Platformu olarak 11 Ekim 1998 el ele eyleminin 26'ncı yıl dönümü vesilesiyle bir araya geldiklerini belirten Kaya, "Bildiğiniz gibi tarihler 11 Ekim 1998 gününü gösterirken, yurt çapında dünyanın en asil, en vakur, en merhametli hak arama ve sivil itaatsizlik eylemi yapılmıştı. O gün yapılan el ele eylemiyle halkımız 28 Şubat darbesine en anlamlı direnişi sergilemişti. Hak arama ve protesto etme kültürü kaos oluşturmak, vandalca vurup kırmak, cam çerçeve indirmek, yakıp yıkmak, kamu malına zarar vermekten oluşan ve bunu marifetmiş gibi dünyaya pazarlayan kimi yapılanmaların aksine el ele eyleminde bir yaprak bile dalından düşmemişti. O gün çoluk çocuk, kadın erkek 5 milyon insan düzenli, disiplinli bir şekilde el ele tutuşarak çevreye zarar vermeden dünyanın en büyük sivil itaatsizlik eylemlerinden birini gerçekleştirmiştir. O gün ilk defa bir zincir hürriyet için oluşturulmuştur. Bu eylem ile milletimiz gerektiğinde sokağa nasıl çıkacağını öğrenmiş ve 15 Temmuz’da kadın, erkek, çoluk çocuğuyla bunu cümle cihana göstermiştir. 11 Ekim el ele eylemi; asıl mücadele kültürünün dünyaya örneklik teşkil etmesi bakımından yakın tarihimizdeki mümtaz yerini almıştır." dedi.
"Gerektiğinde el ele zincir oluruz, gerektiğinde tanklara karşı vücudumuzla set oluruz"
Kaya, "Darbelerin ve küresel vesayet odaklarının kirli oyunlarının ülkemizin bekası için nasıl bir tehdit oluşturduğunu çok iyi biliyoruz. Ülkemizin darbeler geçmişini ve küresel vesayet odaklarını unutmamak, unutturmamak, yeni nesillere aktarmak hepimizin boynunun borcudur. 11 Ekim el ele eylemi; vesayet odaklarına karşı yürütülen mücadelenin zirve noktalarından biri olması bakımından sembol değeri olan bir eylemdir. Bugün; el ele eylemini yeniden hatırlamak ve hatırlatmak için yine bir aradayız. Bugün; asıl hak arama kültürünün unutulmaması, gelecek nesillere aktarılması için buradayız. Bugünkü eylemimiz sembolik sayılarla yapılmaktadır. Ancak darbeciler, darbe seviciler, küresel vesayet odakları ve onların yerli işbirlikçileri çok iyi bilsinler ki gerektiğinde bin oluruz, milyon oluruz, on milyon oluruz. Gerektiğinde el ele zincir oluruz, gerektiğinde 15 Temmuz’da olduğu gibi köprülerde tanklara vücudumuzla set oluruz. Toplumsal hafızayı diri tutma adına yaptığımız bu eyleme, 26 sene öncesinde olduğu gibi sivil toplum örgütlerimiz de destek vermektedirler. Destek olan tüm STK’larımıza şükranlarımızı sunuyoruz." ifadelerine yer verdi.
"Darbecilerin darbe suçu tescillenmesine rağmen mazlumların hakları tam telafi edilememiştir"
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'a seslenen Kaya, açıklamasının devamında şunları aktardı: "Sayın Cumhurbaşkanımız! 11 Ekim 1998 el ele eyleminden bugüne baktığımızda, kendiniz de bir 28 Şubat mağduru olarak 28 Şubat zihniyetiyle nasıl mücadele ettiğinizi, küresel vesayet odaklarının heveslerini kursaklarında nasıl bıraktığınızı, nihayet 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminde hepsini birden nasıl geri püskürttüğünüzü yakinen görüyoruz, biliyoruz. Tarih bunu elbette yazacaktır. Ayrıca sizin önderliğinizde devletimiz 28 Şubat darbecileriyle hukuk çerçevesinde hesaplaşmayı başarmıştır. Bu darbecilerin işledikleri darbe suçları mahkemelerce tescillenmiş, suçluların bir kısmı cezasını almış, bir kısmının cezası ise mahkeme-i kübraya kalmıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımız! Darbenin olduğu yerde darbe mağdurunun, zulmün olduğu yerde mazlumun olması kaçınılmazdır. 28 Şubat döneminde somut hak kaybına uğrayan çok sayıda insan olmuştur. Ne yazık ki darbecilerin darbe suçu tescillenmesine rağmen mazlumların büyük bir kısmının hakları tam telafi edilememiştir. Oysa adalet terazisinin iki kefesi vardır. Bir kefesinde zalime ceza, diğer kefesinde mazluma hakkını vermek vardır. Şu an bu terazinin dengesi mazlumlar, mağdurlar aleyhine bozulmuş durumdadır.
Sayın Cumhurbaşkanımız! 28 Şubat dönemi olağan dışı bir dönemdir. O dönemde yaşanan tüm zulümler, hak kayıpları da olağan dışıdır. O nedenle kaybolan hakların telafisi de olağan usullerle değil, ancak olağanüstü dönemlerin ilacı olan ve bugüne kadar devletimizin birkaç defa uyguladığı yetkili komisyon ile yapılabilir. Zât-ı âlînizden artık böyle bir komisyonu kurdurma iradesini göstermenizi bekliyoruz. Bu Komisyon 28 Şubat dönemine ait tüm mağdurları, tüm somut hak kayıplarını, bunlara hangi usullerle hak iadesi yapılacağını tespit etmeli, buna göre karar almalı, komisyonun kararları hiçbir yasal engel bahane edilmeden, bürokratik engele takılmadan tüm kamu kurum ve kuruluşları tarafından uygulanmalıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız! 28 Şubat Komisyonu derhal kurulmalıdır. Toplumsal barış için kurulmalıdır. Adalet için kurulmalıdır. 'Adalet mülkün temelidir' sözünün sahibi Hazret-i Ömer’i kendisine rehber eden Cumhurbaşkanımıza yakıştığı için kurulmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımız! 2025 yılında 28 Şubat’ın 28’nci yılı dolacaktır. 2025 olmadan, 28 yıl dolmadan, yarın değil, hemen şimdi harekete geçmenizi bekliyoruz. Artık darbeler, vesayetler tarihin mezarlığına gerçekten gömülmelidir. Artık buradan Külliye’ye el ele mutluluk zinciri kurulmalıdır."
Basın açıklamasının ardından Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) Başkan Yardımcısı Şahin Akdoğan, 28 Şubat Gönüllüleri Antalya Temsilcisi Hakan Şimşek, MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Av. Osman Yurt ve HÜDA PAR Ankara İl Başkanı Av. Ahmet Karaarslan birer konuşma yaptı.
Yapılan açıklamaların ardından basın açıklamasına katılan tüm katılımcılar, el ele tutuşarak sembolik olarak 11 Ekim 1998 tarihinde yapılan eylemi canlandırdı. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.