El Yazma Kur'an'ı Kerim Projesi
Geleneksel Türk sanatlarını araştırma, tasarım, üretim ve tanıtım yoluyla gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan, sektöre kalifiye eleman yetiştiren yaygın eğitim kurumu olan İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü çok farklı sanat dallarında gerçekleştirdiği projelerle kültür-sanat gündemimizde yer almaya devam ediyor.
İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü, öncelikle kendi kültür hafızasını geliştirmek amacıyla araştırmalar ve incelemeler yaparak bu değerleri proje haline getirmektedir. Bu kapsamda enstitü resmi, özel, özerk tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde Türk kültürünü tanıtmayı milli görev saymaktadır.
İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü son projelerinden birisi olan “El Yazması Kuran-ı Kerim Projesi” ile Hüsn-i Hat sanatına olan farkındalığı arttırarak gelecek nesillere değerli bir miras bırakmayı hedeflemektedir. 2023 yılında bitirilmesi planlanan “El Yazması Kuran-ı Kerim Projesi” enstitünün geleneksel Türk-İslam sanatları üretim atölyesinde, hat sanatçısı Faruk Dinçer Eratlı tarafından nesih hat ile icra edilmektedir.
Bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinde indirilenilâhî koruma altındaki Kur’an-ı Kerîm’in bir noktası bile değişmeden günümüze kadar gelmiştir ve yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir. Meşhur bir sözde; “Kur’an Mekke’de nâzil oldu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı” denir. Gerçekten dünyanın da kabul ettiği gibi Kur’an-ı Kerim yazısını en güzel şekilde icra edenler İstanbullu hattatlardır.
Bilindiği gibi matbaa öncesi kitaplar el yazısıyla oluşturulurdu. Peki, en yaygın el yazması kitaplar arasında öncülüğün Kur’an-ı Kerim’de olduğunu acaba kaç kişi biliyor? Matbaanın devreye girmesiyle yıldızının söndüğü düşünülen hattatlık mesleği bilakis günümüzde halkın gönlünde gerçek değerini bulmuştur. Hattatların piri sayılan Hazreti Ali'den bugüne kadar hat sanatına gösterilen ilgi her geçen gün artmaktadır. En güzel tezhipler, en güzel ciltler Kur’an-ı Kerîm için yapılmıştır. Günümüzde müzelerdeki en değerli yazmalar da Kur’an-ı Kerim nüshalarıdır. Kur’an mahfazaları, Kur’an rahleleri müzelerde çok değerli sanat eserleri olarak sergilenmektedir.
İnsanlık tarihinde sanatlaşan tek yazı Kur’an yazısı olmuştur.Kur’an-ı Kerim sayesinde Hüsn-i Hat, tezhip, ebrû gibi İslam sanatları kültür ve sanat tarihimizi zenginleştirmiştir. Hat sanatçısının, sanatını layıkıyla icra edebildiğinin en önemli göstergesi ise Kuran'ı Kerim yazmasıdır. Özellikle de nesih üslubuna gönül veren hattatların en büyük ideali Kur'an-ı Kerim'i yazmaktır. Kur’an-ı Kerim’in 114 suresinden birisinin adı da Kalem Suresidir kiAllahu Teâlâ’nın bu surede kalem üzerine yemin ederek söze başlıyor olması kalemin kutsiyetini ifade etmektedir. Bu nedenle de hattatlar abdestsiz kalem tutmazlarayrıca açtıkları kalem yongalarını asla çöpe atmazlar.
El Yazması Kuran-ı Kerim’in Değeri
El yazması Kuran-ı Kerim’in öncelikle elbette ki elde yazılmış olması yani baskı olmaması gerekmektedir. Bunun yanı sıraMushaf’ın hangi hattatın kaleminden çıktığı da büyük önem taşımaktadır. Bazen yazan hattatın imzasının da yer aldığı el yazması Kur’an-ı Kerimler de bulunmaktadır.Kur’an-ı Kerim yazma sanatında tezhip de çok önemli olduğu için el yazması Kuran-ı Kerim’lerin süslemesinin göz alıcı olmasına özen gösterilmekteydi. Mushaf’ıncildinin güzel olması ve iyi korunmuş olması el yazması Kuran-ı Kerim’in değerine değer katmaktadır.
Bir Vav Hikayesi
Hafız Osman fırtınalı bir havada dolmuş kayıkla Beşiktaş’a geçecektir. Bir kayığa biner. Yol bitmek üzereyken kayıkçı ücretleri ister. Fakat Hafız Osman o gün aceleyle çıktığı için yanına para almayı unutmuştur. Kayıkçıya “Efendi yanımda param yok, ben sana bir vav yazayım, bunu sahaflara götür karşılığını alırsın” der. Kayıkçı yüzünü ekşitip söylenerek yazıyı alır.
Bir müddet sonra kayıkçının yolu sahaflar tarafına düşer. Bakar ki yazılar, levhalar iyi fiyatlarla alınıp satılıyor. Cebindeki yazıyı hatırlar ve götürür satıcıya. Satıcı yazıyı alır almaz “Hafız Osman vav’ ı” diyerek açık artırmaya başlar. Sonuçta iyi bir fiyata vav’ ı satar kayıkçı. Kayıkçı bir haftalık kazancından daha fazlasını bu vav ile kazanmıştır.
Bir gün Hafız Osman yine karşıya geçecektir ve yine aynı kayıkçıyla karşılaşmıştır. Yol bitmek üzereyken yine ücretler toplanır. Hafız Osman da yol ücretini uzatır kayıkçıya. Kayıkçı “Efendi para istemez, sen bir vav yazıver yeter “der. Hafız Osman gülümseyerek der ki; “Efendi o vav her zaman yazılmaz. Sen dua et para kesemi yine evde unutayım” der.
Faruk Dinçer ERATLI Kimdir?
El Yazması Kuran-ı Kerim Projesi, İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde hat icra eden Faruk Dinçer ERATLI tarafından nesih hatla yazılacak ve elde ciltlenerek kültür envanterimize dâhil edilecektir.
1980 yılında İstanbul’da doğan Faruk Dinçer ERATLI ilkokulu bitirdikten sonra ortaokul ve liseyi açık öğretimde okudu. Bu süreçte İslami ilimler ve yabancı dil (Arapça-İngilizce) eğitimleri alarak 2005 yılında İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun oldu.
1996 yılında başladığı Hüsn-i Hat eğitimi sürecinde ERATLI, birçok üstattan istifade etti. Ali Rıza Özcan’dan rik’a; Hüseyin Kutlu’dan nesih; Davut Bektaş’tan sülüs; Fuat Başar’dan celi sülüs; meşk etti. 2013 yılında IRCICA’da düzenlenen bir törenle icazet aldı.
İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde 2016-2017 eğitim öğretim yılı itibariyle görevli olan Faruk Dinçer ERATLI aynı zamanda hafız olup, enstitünün Türk-İslam sanatları üretim atölyesinde El Yazması Kuran-ı Kerim Projesi kapsamında görevine devam etmektedir.
Kaynak:HÜR24 Haber
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.