Erbaş: "Müslümanları yıpratmaya yönelik faaliyetler karşısında çözümler üretmeliyiz"

Erbaş: "Müslümanları yıpratmaya yönelik faaliyetler karşısında çözümler üretmeliyiz"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Avrupa’da yaşayan Müslümanlarla ilgili gelişmeleri iyi takip ederek, Müslümanları yıpratmaya yönelik söylem ve faaliyetler karşısında çözümler üretmek önem arz etmektedir." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Uluslararası Namaz Vakitleri Kongresi’nde konuştu.

Yukarı enlemlerde yaşayan Müslümanlar arasında takvim birliğini sağlamak amacıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde Din İşleri Yüksek Kurulu ile Avrupa Fetva ve Araştırma Meclisi işbirliğinde İstanbul’da düzenlenen kongrenin açış konuşmasını yapan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, kongreye katılan davetlilere teşekkür ederek, katılımlarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Erbaş, yukarı enlemlerde namaz ve oruç vakitleri elbette yeni bir mesele olmadığını ancak çok önemli olduğunu ifade ederek, "Bu toplantının öncesinde konuyla ilgili pek çok toplantı ve çalışma yapıldığını biliyoruz. Tüm bunların neticesinde bir ilmi heyetin teşekkül etmesini ve bugün burada bu heyet tarafından yapılan teklifin müzakere edilecek olmasını çok önemli buluyorum. Ayrıca buradaki ulemanın, kıymetli kardeşlerimin bu konunun en güzel şekilde sonuçlanması için yıllarca ortaya koyduğu çaba beni fevkalade ümitlendirmektedir." dedi.

İslam’ın, oldukça zengin bir bilgi ve hikmet müktesebatının, ilim ve usul geleneğinin olduğunun altını çizen Erbaş, "Avrupa’da yaşayan Müslümanların buraya özel ve günümüz şartlarında gelişen soru ve sorunlarını bu zenginliğe bağlı olarak çözmesi önem arz etmektedir. Bu meyanda dini takvim birliği ve hususların ortak kararlarla neticelendirilmesi sağlanmalıdır." ifadelerini kullandı.

Erbaş, Avrupa coğrafyası bugün İslam’ın temsili açısından çok önemli bir merkez olduğunu dile getirerek, Avrupa’daki Müslüman kardeşlerimiz, eğitimi, özgüveni, çalışkanlığı ile büyük bir potansiyele sahiptir. Bu imkanlar iyi değerlendirildiğinde Avrupalı Müslümanlar ümmetin ve insanlığın aydınlık geleceğine ciddi katkılar sunacaktır." diye konuştu. 

"Müslümanlar bütün insanlığın iyiliği ve huzuru için çalışmayı ilke edinmişlerdir"

İslam’ın dünyanın her yerinde aynı evrensel değerleri savunan ve yaşatmaya çalışan bir barış dini olduğu ifade eden Erbaş, "Bu manada, Avrupa’da sizlerin, İslam’ın adalet, barış ve esenlik ilkeleri çerçevesinde yürüttüğünüz hizmetler, büyük bir imkân olarak görülmelidir. Zira, Avrupa’da yaşayan Müslümanlar aynı zamanda Avrupa’nın ve dil, din, ırk, mezhep, meşrep, farkı gözetmeksizin bütün insanlığın iyiliği ve huzuru için çalışmayı ilke edinmişlerdir. Bütün faaliyetlerinde, bir arada yaşama kültürünü, yardımlaşma ve paylaşmayı, ortak insani değerleri öncelemektedir. Hayatın ana eksenini yaratana itaat ve bütün yaratılanlara şefkat ve merhamet olarak belirleyen Müslümanlar, yaşadıkları dünyaya ve topluma karşı hassas ve duyarlı olmayı, bireysel ve sosyal ilişkilerde kardeşlik ahlakı ve hukukuna riayet etmeyi imanî ve insani bir sorumluluk addetmektedir." diye konuştu.

"İslamofobi endişe verici boyutlara ulaşmaktadır"

Bugün insanlığın devasa sorunlarla karşı karşıya olduğunun müşahede edildiğini belirten Erbaş, şöyle devam etti:

"İslam toplumlarının çok ciddi sorunları olduğunu biliyoruz. Asya’nın, Afrika’nın, Avrupa’nın, her kıtanın ve bölgenin kendi özelinde önemli krizlerinin varlığının da farkındayız. Örneğin bugün Avrupa merkezli öne çıkmakla beraber hepimizi yakından ilgilendiren İslamofobi etrafında yüce dinimiz İslam’a ve Müslümanlara yönelik bir nefret ve düşmanlık günden güne daha da endişe verici boyutlara ulaşmaktadır.  Irkçılık, sosyal dışlama, ötekileştirme, yabancı düşmanlığı, camilere ve mescitlere saldırılar gibi ayrımcılığa dayalı söylem ve uygulamalar, insan hayatını ve onurunu hiçe saymakta, hareket ve özgürlük alanlarını giderek daraltmakta, hakları kısıtlamakta, sosyal ve kültürel kurumları işlevsiz hale getirmekte, insanlığın ortak ahlâki ve vicdani değerlerini tahrip etmektedir. Bu durum, insanlığın iyiliğe ve geleceğe dair ümitlerini de azaltmaktadır."

"Bize düşen sorumluluk, insanlığın sosyal ve manevi krizlerine çözüm üretmektir"

Erbaş, dünyada yaşanan sorunların çözümünde Müslümanlara önemli sorumluluklar düştüğünü belirterek, "İşte âlem-i İslam’ın ve insanlığın karşı karşıya kaldığı bütün bu sorunlar, dünyaya huzur getirecek yegâne değer olan İslam’ı insanlara anlatacak, öğretecek ve dünyaya tanıtacak olan bizlere çok büyük görev ve sorumluluklar yüklemektedir. Söz konusu sorumluluk, İslam’ın insan, çevre, eşya ve hadiselere bakışını tahkim ederek insanlığın sosyal ve manevi krizlerine çözüm üretmektir. Kur’an ve Sünnet çerçevesinde güncel doğru bilgilerin üretilmesini, üretilen bu bilgilerin anlaşılır bir dil ve üslûpla sunulmasını temin etmektir." şeklinde konuştu.

Dini Kurumların ve alimlerin küreselleşen dünyada sadece bölgesinin değil, bütün insanlığın meselelerini gündemine almaya mecbur olduğuna işaret eden Erbaş, sorunları bütün boyutlarıyla düşünerek yaşanılan çağa uygun çözümler ve söylem geliştirilmesinin elzem olduğunu kaydetti.

"En önemli husus, sabite ve değişkenler arasındaki hassas dengeyi doğru kurabilmektir"

Erbaş, İslam dininin temel kaynakları olan Kur’an-ı Kerim ve Sünnetin en dinamik özelliklerinden birinin, değişmezliğini ve orijinalitesini muhafaza etmekle birlikte, gelişme ve yeniliklere açık olduğu değerlendirmesinde bulunarak, şunları söyledi:

"Yüce dinimizin bütün zaman ve mekanlara hitap eden evrenselliğinin temelinde, onun bu özgün yapısı yer almaktadır. Hiç şüphesiz burada en önemli husus, sabite ve değişkenler arasındaki hassas dengeyi doğru kurabilmektir. Özellikle, yeni karşılaşılan meseleler hakkında hem nassı, hem vakıayı okuyabilecek; başka bir ifadeyle, hem dinin özüne ve esasına uygun, hem de vakıayı iyi gözlemleyen içtihatlara ve bu doğrultuda ortaya konacak çözümlere şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır. Zira neticede dinin özüne uygun olmayan; insanı, toplumu ve vakıayı okuyamayan teklifler, uygulanabilir nitelikte olmadığından, zamanın ve hayatın gerisinde kalmaktadır."

"Müslümanları yıpratmaya yönelik söylem ve faaliyetler karşısında çözümler üretmeliyiz"

İnsanlığın yaşadığı krizler, küresel sıkıntıların her geçen gün daha çok çalışılması ve imkanların büyütülmesi noktasında sorumluluklarını arttırdığını dile getiren Erbaş, "Özellikle sahip olduğumuz potansiyeli iyi değerlendirerek sosyolojik değişimlerin, konjonktürel yaklaşımların ve farklılaşan paradigmaların ortaya çıkardığı yeni sorunları zamanında ve doğru tespit ederek çözümler üretmek zorundayız. Bu manada varlığımızın ve yaptığımız çalışmaların doğru anlaşılması için de özel çaba sarfetmek, bütün Avrupa’da yaşayan Müslümanlarla ilgili gelişmeleri iyi takip ederek, Müslümanları yıpratmaya yönelik söylem ve faaliyetler karşısında çözümler üretmek önem arz etmektedir." diye konuştu.

Erbaş, bütün insanlığın huzuruna katkı sunacak hak, adalet, merhamet ve barış mefkûresine, sahih bir inanca, bilgi, bilinç ve güzel ahlaka sahip nesillerin yetişmesi için daha çok gayret göstermek gerektiğini vurguladı. 

Erbaş, açılış oturumunun ardından basın mensuplarına kongreyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Kongrenin açılış oturumunda Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Muhyiddin Karadaği ve Avrupa Fetva ve Araştırma Meclisi Başkan Vekili Dr. Süheyb Hasan da konuştu.

Üç oturumdan oluşan ve iki gün devam edecek kongreye, Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürü Erdal Atalay, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyeleri, uzmanları ve astoronumları, Avrupa ve Rusya’da yaşayan Müslüman toplulukların temsilcileri ile alan uzmanları, takvim yapıcılar ve çeşitli STK temsilcileri katılıyor. (İLKHA)



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.