Erdoğan, kapımıza dayananı almak zorundayız
Güney Amerika’daki temaslarının çok verimli geçtiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye’nin Şili ile serbest ticaret anlaşmasının olduğunu hatırlatarak, Peru ve Ekvator’la bu konuda çalışma yapıldığını söyledi. Türk firmalarının Senagal’deki yatırımlarına da değinen Erdoğan, bu firmalardan Summa’nın Dakar’da inşa ettiği kongre merkezinin takdir topladığını vurguladı. Senegal’de bu firmanın turistik tesisler inşa edeceğini de kaydeden Erdoğan, Doğtaş Grubu’nun ise yabancı bir ortakla hal ve gar projesi teklifi verdiğine dikkati çekerek, “Kendisi bizimle dönecekti, ‘Sen kal, bu işi bitir’ dedim. Summa ve Limak, ayrıca büyük ihtimalle havalimanını projesini de almak üzere” diye konuştu.
Suriye’deki gelişmelere de dikkati çeken Erdoğan, “Halep’te rejim koridoru kesmiş durumda. Koridorun güneyinden kuzeye geçiş mümkün değil. Türkiye, tehdit altında. İnsanlar kapımıza dayanmışsa kardeşlerimizi yine almak zorundayız, alacağız” yanıtını verdi.
TEDBİR ALDIK
Rusya’nın, “Türkiye, Suriye’de askeri harekata hazırlanıyor” ’iddiasına cevap veren Erdoğan, “Rusya’nın Suriye’de ne işin var?’ Şu anda adeta işgalcisin, 400 bin kişinin katiliyle beraber hareket ediyorsun. Türk askeri asla o tür eylemler içinde olmamıştır. Türkiye, 911 kilometrelik sınırıyla tehdit altında, elbette tedbirini alacak. Türkiye sadece tedbir alıyor, Rusya ise taarruzda. Bu nedenle Rusya’nın o tür şeyleri konuşmaya hakkı yok” yanıtını verdi. Rus uçaklarının Türk hava sahasını ihlaline de değinen Erdoğan,”İhlal edilen Türkiye’nin hava sahası değil, NATO hava sahasıdır. Onlar da gerekli adımları atmak durumundadır. Bunlar aynı zamanda herkes için test niteliği taşıyor” şeklinde konuştu.
BM’YE ÇAĞRI
Türkiye’nin kendisini savunma noktasında her an hazırlıklı bulunmak mecburiyetinde olduğunu anlatan Erdoğan, “Bizim soydaşlarımız var. Ey Rusya, ‘Senin burada sınırın mı, soydaşların mı var?’ Neymiş, Esad çağırmış. BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı konunun bir an evvel işletmesini bekliyoruz, o adımın atılması lazım, silahların susması lazım. BM Güvenlik Konseyi ağır hareket ediyor. Başta ABD olmak üzere, Fransa, İngiltere, Almanya, Katar, Türkiye birlikte masum insanları korumak zorunda” diye konuştu. Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye ziyaretine de değinen Erdoğan, Suriyeli mülteciler için Türkiye’ye verilen sözlerde herhangi bir gelişme olmadığını, bunu Merkel’le de görüşeceğini vurguladı.
“ABD öncülüğündeki koalisyon DAEŞ ile mücadele içinde ancak Esad rejimi ile ilgili bir adım yok. Güvenli bölge konusunda bir gelişme var mı?” sorusu üzerine Erdoğan, G-20 ülkelerinin tamamına terörden arındırılmış güvenli ve uçuşa yasak bölge düşüncelerini aktardığını vurguladı. Merkel ve ABD başkanı Obama ile bu konuları yeniden görüşeceğini dile getiren Erdoğan, koalisyon güçlerinin attıkları adımın arkasını getirmek zorunda olduğunu vurguladı. Erdoğan, “Terörden arındırılmış bölge konusunda, kilometresine varıncaya kadar ABD ile mutabıkız. Donörlerin katkılarıyla Suriye sınırı dahilinde güvenli bölgede üst yapısı ve alt yapısı ile bir şehir kurabiliriz. Bunu süratle yapmak mümkün. Bu adım çok faydalı olur” ifadesini kullandı.
ABD’DE YUMUŞAMA
Erdoğan, “ABD, İncirlik’in açılması ile ilgili mutabakat çerçevesinde, ABD kendi üzerine düşeni yerine getiriyor mu? Özellikle güvenli bölge konusunda...” sorusuna, “Yerine getirdikleri var, getirmedikleri var. Güvenli bölge konusunda ABD baştan itibaren pek inanmamıştı, sonra inanmaya başladı. Uçuşa yasak bölgeye karşı çıktılar ama onda da şu anda bir yumuşama var” cevabını verdi.
BİRİLERİ GİZLİ KULİS YAPTI
“Suriye’de önümüzdeki günler tedirgin edici görünüyor. Türkiye’nin hassasiyetleri belli. Suriye’de bir fiili durum oluşturulur mu?” sorusu üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: “Dar kapsamlı bir güvenlik toplantısı yapmayı planlıyoruz. Hassas konuları orada değerlendireceğiz. Irak’ta düşülen hataya Suriye’de düşmek istemiyoruz. 1 Mart Tezkeresi’nin yanındaydım, karşı olanlar bunu toplantılarımızda söylemediler. Birileri de gizli kulisler attılar. O insanları araştırır bulursunuz. 1 Mart Tezkeresi’nde Türkiye Irak’ta olsaydı Irak böyle olmazdı. 1 Mart Tezkeresi’nde çıkacak netice Türkiye’yi masaya getirecekti. Arkadaşlarımızın yanlışıyla baş başa kaldık. Ufku görmek çok önemli. Şimdi Suriye’de de bu iş ancak bir yere kadar böyle gider. Hassasiyetlerimizi Türkiye olarak korumak zorundayız.”
Stratejik ortağınız kim?
“BBC’de ‘PYD’nin yanlış yönlendirmesyile ABD uçakları sivilleri vurdu’ deniyordu. Batı’nın PYD’ye bakışında farklılık var mı?” sorunu Erdoğan, şöyle yanıtladı: “PYD ve YPG terör örgütüdür. PKK ne ise PYD odur. Bunu bütün uluslararası örgütlere taşıyacağız. Taşımadığımız her an bizim için kayıptır. Terör örgütü olarak ilan edilmesi için adımlar atılmazsa, geç kalırız. Biden yanında bir yardımcısı ile geldi. Daha önce Obama’nın yanında da adı geçen ulusal güvenlik temsilcisi. Cenevre temsilcilerinin olduğu dönemde PYD gelemiyor, o kalkıyor, Kobani’ye gidiyor. Kobani’de sözde bir generalden plaket alıyor. Biz nasıl güveneceğiz. Ben miyim senin ortağın yoksa Kobani’deki teröristler mi? Bu meselelerin mücadelesini hep birlikte vermek durumundayız.”
Dostları uyarmıştık
PKK’nın elindeki silahlara değinen Erdoğan, “Örgüt hücrelerinden çıkan silahlarda, Rus var mı var, ABD silahları, Batı’nın var mı, var. Nereden geliyor bu silahlar? PYD’nin durumu ortada. ‘Yapmayın, bunlara göndereceğiniz silahların bir kısmı da DAEŞ’e gidecek’ diye uyardık. Şimdi en modern silahlar bunların elinde. Biz stratejik müttefiki z ama zaman zaman bu silahların bazılarını almakta zorlanıyoruz. NATO’da da beraber olduğumuz ve dost dediklerimiz gereğini yapmıyor” ifadeisin kullandı.
Sadece MİT görüşür
Terörle Mücadele Master Eylem Planı’na da değinen Erdoğan, “(Çözüm Süreci buzdolabındadır) dedim. İmralı hiçbir zaman hükümetin muhatabı olamaz, olmamalı. İmralı ile devletin çeşitli kurumları, başta MİT olmak üzere görüşebilir, sadece onla değil başkaları ile de görüşülebilir. Bunu alır, devlete hükümete taşır. Hükümet de ona göre adımlar atar. Yasaya göre gidebilecek olanlar kimdir, yakınları. Onlar gitsin. Bundan sonra milletvekillerine kesinlikle müsaade edilmemesi lazım” dedi.
Önce yemin etsin
HDP milletvekili Leyla Zana’nın randevu talebi konusuna değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Önce git yemin et! Milletvekili olmanın tescili yemindir. Yemin ettikten sonra, herhangi bir pazarlık kaydı olmaksızın benden bir randevu istersen kabul ederdim. Ama hem yemin etmeyeceksin, hem de gazetelerdeki haberlere yansıdığı kadarıyla bazı şartlardan söz edeceksin... Bu olmaz. Cumhurbaşkanlığı makamına uygun bir tavır değil bu” diye konuştu.
Gereken neyse yapılır
“Türkiye ani bir hareketle karşı karşıya kalabilir mi, böyle bir fiili duruma karşı neler yapılabilir?” sorusuna Erdoğan, “Bu tür şeyler konuşulmaz, gerektiğinde gereken neyse yapılır. Güvenlik güçlerimizle, her şeyimizle tüm ihtimallere karşı hazır durumdayız. Kimsenin endişesi olmasın. Tehditlere karşı Silahlı Kuvvetlerimiz her türlü yetkiye sahip. Ulusal güvenliğimiz açısından sıkıntı yok. Meseleyi uluslararası toplumla ittifaklar ile götürme gayretindeyiz. Ulusal güvenliğimize yönelik tüm tehditlere karşı teyakkuz halinde olmak, gerekeni yapmak durumundayız. Gelişmeleri takip ediyoruz” yanıtını verdi.
Yeni anayasa çalışması
cumhurbaşkanI Erdoğan yeni anayasa çalışmalarına da değindi. Meclis’te yapılacak çalışmanın bütün kesimler için işaret fişeği olacağını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Altı aylık süreci çok önemsiyorum. Altı aylık süreç içinde dört partinin üçer temsilcisi acaba neler söyleyecekler? Onlar o çalışmayı yaparken biz elbette boş durmayacağız. Beştepe toplantıları ile sivil toplum örgütleri ile yanımdaki mesai arkadaşlarımdan oluşturduğum 20’ye aşkın ekibimle temaslar sürdürülecek. Zaman zaman benim de katılacağım toplantılarla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.”
Kaynak:Star
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.