Erdoğan: “Yılın ikinci yarısıyla birlikte ekonomide çok büyük bir ivme bekliyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kısa bir süre önce GAP'ın en önemli eserlerinden biri olan Ilısu Barajı'nın ilk ünitesini hizmete açtıklarını anımsatarak, "Ilısu Veysel Eroğlu" ismi verilen barajın tüm bölgeye hizmet vereceğini kaydetti.
Ardından kendi alanında ülkenin en büyüğü olacak Yusufeli Barajı'nın gövde betonunun dörtte üçünün tamamlanması törenine de katıldığını dile getiren Erdoğan, Kars Barajı'nın açılışının Coronavirus nedeniyle video konferansla gerçekleştirildiğini anlattı.
Erdoğan, hükümete geldiklerinde tüm basın mensuplarıyla baraj bölgesinde bu çevreyi ve Kars'ın geldiği konumu izleme fırsatını bulduklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Hükümete geldiğimizde ülkemizde toplam 276 baraj vardı. Bugün ise son 18 yıldaki 585. barajı ülkemize kazandırıyoruz. Aynı şekilde sulama tesislerimizin sayısını da 2 katından fazla artırdık. Ülkemizin su potansiyelini en verimli şekilde kullanmasını sağlayacak yatırımları birer birer hayata geçirdik. Bu doğrultuda attığımız her adım bizi hedeflerimize biraz daha yaklaştırdı. Şehirlerimizi barajlarla, hidroelektrik santralleriyle, içme suyu tesisleriyle, sulama kanallarıyla donatarak milletimizin refah seviyesini sürekli yükselttik.”
Erdoğan, Kars Barajı ile Kars ve Iğdır'ın topraklarını sulayarak verimliliği artırdıklarını belirterek, yaklaşık 10 yıllık bir inşaat mazisi olan barajda geçtiğimiz yıl su tutulmaya başladığını belirtti.
Buradan Arpaçay Barajı'na yapılan takviyeyle Akyaka ve Iğdır Ovası'nda 541 dekar arazinin sıkıntısız bir sulama mevsimi geçirmesinin sağlandığını ifade eden Erdoğan, sadece bu bölgede bir yılda 603 milyon lira tarımsal gelir elde edildiğini kaydetti.
Erdoğan, inşa bedeli 330 milyon lira olan barajın bir yılda yapılan yatırımı iki katıyla geri ödediğini vurgulayarak, sulamalar ve diğer yatırımlarla bu projenin toplam maliyetinin 2 milyar lirayı bulacağını dile getirdi.
Proje kapsamındaki sulama ve elektrik üretim tesisleri tam kapasite faaliyete geçtiğinde 475 bin dekar daha toprak sulanarak yılda 300 milyon liralık gelir elde edileceğini belirten Erdoğan, baraj çevresinin aynı zamanda yakında olan Kars'ın mesire ve dinlenme alanı olarak da hizmet vereceğini ifade etti.
Erdoğan, şehrin atık sularının Kars Çayı'na dökülmesini engelleyecek projeyi de hayata geçirerek çevre kirliliğinin önüne geçeceklerini aktararak, “Görüldüğü gibi ülkemize ve bölgemize gerçekten büyük katkı sağlayacak bir eser ortaya çıktı. Barajımızla serhat şehrimiz Kars'a yeni bir sembol de kazandırdığımıza inanıyorum.” dedi.
Ülkeye eser kazandırmayı, altyapı yatırımlarını geliştirmeyi, dev projelerle sanayiyi ve ticareti geleceğe hazırlamayı sürdürdüklerini dile getiren Erdoğan, bu süreçte küresel düzeyde kimi sıkıntılarla da karşılaştıklarını, örneğin, 2008-2009 yıllarında yaşanan küresel krizin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri kasıp kavururken, bunun Türkiye'yi teğet geçeceğini söylediklerini aktardı.
Erdoğan, o dönemde birilerinin bu ifadelerini istihza ile karşıladığını, felaket tellallarının hep olduğu gibi, millete yine karamsarlık aşıladığını ama sonuçta ülkenin 2010-2011 yıllarında yüzde 8,5 ve yüzde 11'leri bulan büyüme rakamlarına ulaşarak krizin Türkiye'yi teğet geçtiğini ispatladığını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önce Gezi olayları, 17-25 Aralık kumpasları, çukur eylemleri ve sınırlarımıza dayanan terör saldırıları, ardından FETÖ'cü hainlerin 15 Temmuz darbe girişimi, yine ekonomimizin hızını bir miktar yavaşlattı. Ancak yılmadık, durmadık, daha çok çalıştık, daha çok mücadele ettik. Nitekim 2017'de yüzde 7 buçukluk büyüme rakamına ulaştık." diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz büyüdükçe, güçlendikçe Türkiye'ye yönelik saldırılar, Türkiye'nin önünü kesmek için yapılan girişimler de arttı. Ağustos 2018'de ekonomimiz döviz spekülasyonu üzerine kurulu bir saldırıya daha maruz kaldı. Yine sanayicisiyle, esnafıyla, çiftçisiyle, ihracatçısıyla çok çalıştık ve 2019 yılının son çeyreğinde yüzde 6'lık büyüme oranına ulaştık. 2020'nin ilk çeyreğinde mart ayının önemli bir kısmını salgınla mücadeleyle geçirmemize rağmen, yüzde 4 buçukluk büyüme oranı elde ettik. Eğer mart ayında salgının hiç etkisi olmasaydı, 1 veya 1 buçuk puan daha yüksek büyüme oranı elde edebilirdik. Tüm bu yaşadıklarımız, Türkiye ekonomisine, olumsuzluklara ve badirelere karşı bağışıklık kazandırdı. Hamdolsun her saldırıdan daha fazla tecrübe ve daha fazla güç elde ederek çıkmayı başardık.”
Salgın sürecinde vatandaşların sağlığı yanında ekonominin sağlığını da korumaya öncelik verdiklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
“Aldığımız önlemlerin etkilerini mayıs ayı ile birlikte görmeye başladık. Devletin destekleri ve özel sektörün gayretiyle ekonomide toparlanma sinyalleri oldukça güçlü geliyor. Ekonomik Güven Endeksi, mayısta yüzde 20 artarak 62 değerine çıktı. İmalat sanayisi genelinde kapasite kullanım oranı, mayısta yüzde 62,6 seviyesine yükseldi. Salgına rağmen yatırım cephesinde de sevindirici gelişmeler yaşanıyor. Kurulan şirket sayısı, mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 22,2 oranında arttı. Borsamız yeniden 100 binin üzerine çıkarak, 115 bin bandına dayandı. Haziran başından itibaren konut ve otomobil sektöründe hareketlilik hız kazandı. İhracatçılarımız hem mevcut pazarlarını güçlendirmek hem yeni pazarlar bulmak için yoğun bir gayret içinde. Merkez Bankası döviz rezervimizi yeniden 93 milyar doların üzerine çıkardı. Ticari ilişkilerimizin yoğun olduğu ülkelerle yerel para birimleri üzerinden ticareti kolaylaştırmak ve dış finansman ihtiyacımızı karşılamak amacıyla takas anlaşmaları yapıyoruz. Böylece Türk Lirasını dünya çapında işlem gören, istikrarlı ve itibarlı bir para birimi haline getiriyoruz.”
Bu süreçten de hızlı bir şekilde çıkacaklarına inandıklarını belirten Erdoğan, "Daha önce olduğu gibi eski büyüme oranlarımıza ulaşacağız. Yılın ikinci yarısıyla birlikte, ekonomide gerçekten çok büyük bir ivme bekliyoruz. Küresel üretim ve tedarik zincirinde Türkiye'nin ağırlığının gün geçtikçe daha çok hissedileceği bir döneme giriyoruz. Kaliteli ve dinamik beşeri sermayemiz, stratejik konumumuz ve güçlü altyapımız, önümüzdeki fırsatları değerlendirmek için en büyük avantajlarımızdır. Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokma hedefimize, hiç olmadığımız kadar yakınız." diye konuştu.
Tüm bu çabaların başarısının ülkenin salgın musibetinden uzak tutulmasıyla mümkün olacağının da altını çizen Erdoğan, bunun için 83 milyonun hep birlikte aynı hassasiyet, dikkat ve kararlılıkla hareket etmek zorunda olduğunu vurguladı.
Son günlerde yayımlanan rakamların salgınla mücadelede mevzi kaybedilmeye başlandığına işaret ettiğine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Salgının üstesinden gelmenin yolu, maske, mesafe, temizlik dediğimiz ilkelerden geçiyor. Bu sıralamayı baş harflerini anlamlı kılmak için küçük bir takdim tehir ile temizlik, maske, mesafe olarak değiştirerek tekrar etmek istiyorum: Yani 'Tamam.' İnşallah bu kurallara riayet ederek kısa sürede salgını gündemimizden çıkartacağımıza inanıyorum. Rabbim yar ve yardımcımız olsun." dedi.
Kars Barajı'nın hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, her zaman "Su medeniyettir" dediğini hatırlattı. Erdoğan, "Suyu olmayan medeniyetten nasipsizdir. Yol medeniyettir. Yolu olmayanın da maalesef nasibi yoktur. Barajımızın ülkemize kazandırılmasında emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum. Çiftçilerimize bol ve bereketli hasatlar diliyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından Kars'a bağlanarak, barajın açılışını gerçekleştirdi. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.