Erdoğan'dan uyarı: Bedelini ağır öderiz

Erdoğan'dan uyarı: Bedelini ağır öderiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu hareketin içinde 'ben' olamaz. Bu hareketin içinde 'biz' var. Biz bunu, bu şekilde değerlendirerek yolumuza yürüyeceğiz. Aksi takdirde bizden öncekiler nasıl yerle yeksan olduysa bizde yerle yeksan oluruz." diye uyarıda bulundu.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 27. Dönem'deki ilk TBMM Grup Toplantısı'nda milletvekillerine hitap etti.

Konuşmasına, bugün yemin ederek resmen göreve başlayacak 27. Dönem milletvekillerini tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemin ilk AK Parti Grup Toplantısı'nın parti ve ülke için hayırlı olmasını diledi.

Erdoğan, 24 Haziran'da AK Parti listelerinden milletvekili seçilen 295 kişinin her birini ayrıca tebrik ederek, "Milletvekillerimize önümüzdeki 5 yıl boyunca bu kutlu çatı altında yapacakları çalışmalarda başarılar diliyorum. 23 Nisan 1923'ten beri Meclis çatısı altında görev yapmış tüm milletvekillerini saygıyla, hürmetle yad ediyorum. Kurulduğu günden bugüne kadar AK Parti Grubunda görev almış tüm arkadaşlarımıza, onlarla birlikte çalışan tüm kardeşlerimize ülkemize ve milletimize yaptıkları hizmetler için şükranlarımı sunuyorum." ifadesini kullandı.

 Salonda bulunan milletvekillerine "Hizmet yarışında bayrağı bu defa sizler devraldınız." diye seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:

"İçinizde daha öce bu sıralarda oturmuş olanlar var, ilk defa bu görevi üstlenenler var. Karşımdaki manzarayı tecrübeyle yeniliğin, birikimle azmin, metanetle heyecanın mükemmel bir sentezi olarak görüyorum. Yapacak çok işimiz bulunuyor. Her birinizin enerjisine, kabiliyetine, çalışkanlığına, üretkenliğine, mücadeleciliğine ve sadakatine ihtiyacımız var. Bunun için tek bir anımızı bile boşa geçirmeye hakkımız yok. Hep birlikte çok çalışacak ve milletimizin teveccühüne layık olmaya gayret edeceğiz. Rabbim bizi milletimize mahcup etmesin." 

"MİLLETİMİZ ÖYLE MESAJLAR VERİR Kİ HAYRAN OLMAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekili seçimlerinde yurt dışı ve gümrükler dahil aldıkları 21 milyon 338 bin 693 geçerli oy ile yüzde 42,56'lık bir oran elde ettiklerini hatırlattı.        

Teveccühünü Cumhur İttifakı'ndan yana kullanan her vatandaşa ayrı ayrı teşekkürlerini ileten Erdoğan, şunları söyledi:

"Mecliste bu dönemde sayısı 600'e çıkan milletvekili koltuklarının yüzde 49'unu elde ederek, çoğunluğu sağlayamasak da en büyük grup durumundayız. Cumhur İttifakı olarak baktığımızda ise toplam 344 milletvekili sayısıyla MHP ile Mecliste yüzde 57'lik bir çoğunluğa sahibiz. Tabii biz, 7 Haziran 2015 hariç Mecliste hep tek başımıza çoğunluğa sahip olarak yasama faaliyetlerini yürütmüş bir partiyiz.

Bu seçimlerde gerek oy oranı gerek milletvekili sayısı bakımından hedeflerimizin gerisinde kalmış olmamız, daha çok çalışmamız, daha çok gayret göstermemiz gerektiğine işaret ediyor. Bizim milletimiz, dünyada eşine ender rastlanır bir ferasetle, sezgiyle öyle mesajlar verir ki hayran olmamak mümkün değildir. Seçimlerin sonuçlarını bu yaklaşımla okumamız gerekiyor."

"ŞİMDİ YAPMAMIZ GEREKEN, YİNE MİLLETİMİZE BAKMAK"

Önlerindeki tabloya işaret eden Erdoğan, "Milletimiz, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 26 milyon 330 bin 823 geçerli oy ve yüzde 52,56 oy oranıyla en yakın rakibimizin 11 milyon üzerinde bir farkla bize teveccüh göstermiştir. Buna karşılık milletimiz Mecliste AK Parti'yi yine birinci parti yapmış, zafer elde etmesini sağlamış ama hedefinin de gerisinde bırakmıştır. Milletimizin sandıkta yaptığı bu hassas ayarı doğru değerlendirmeliyiz." diye konuştu.

Erdoğan, AK Parti'yi milletle kurduklarını, bugüne kadar karşılaştıkları tüm badirelerin üstesinden de milletin desteğiyle geldiklerini dile getirdi.

İktidarlarının ilk döneminde vesayetle mücadeleyi bu sayede gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

"İkinci döneminde büyük kalkınma hamlemizi bu şekilde başarıya ulaştırdık. Üçüncü dönemimizde bize kurulan tuzakları bu sayede bozduk. Dördüncü dönemimizde yaşadığımız yol kazasını yine aynı şekilde telafi ettik. 15 Temmuz darbe girişimi gibi  tarihimizin ve dünyanın en alçak ihanetlerinden birini yine milletimizle birlikte başarısızlığa uğrattık. Yönetim sistemimizi değiştiren adımları milletimizle birlikte attık. 24 Haziran seçimlerindeki sonuca da bu şekilde ulaştık.

Şimdi yapmamız gereken iş yine milletimize bakmak, onun gösterdiği istikamette yürümektir. Kendisini milletin üzerinde, milletimizin bize emanet ettiği o büyük davanın üzerinde, AK Parti'nin üzerinde görenlerin bu mesajı alması mümkün değildir. Çünkü onların gözleri artık görmez, kulakları duymaz, dilleri doğruyu söyleyemez, kalpleri hakikate yönelemez olmuştur. Biz her zamanki gibi milletimizle ve onun değerlerini, hedeflerini, hassasiyetlerini, beklentilerini paylaşanlarla birlikte yürümeyi sürdüreceğiz. Buradaki kadronun bu vasıflara sahip arkadaşlarımızdan oluştuğuna inanıyorum.  Rabbimden niyazım bizleri milletimize mahcup etmemesidir."

Pazartesi günü yapılacak Cumhurbaşkanı yemin töreniyle Türkiye'nin yeni bir döneme adım atacağını anımsatan Erdoğan, Meclisteki törenin ardından Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde muhteşem bir göreve başlama töreni gerçekleştireceklerini söyledi. 

Törene 22 cumhurbaşkanı, 17 başbakan katılıyor

Erdoğan, şu ana kadar kesinleşen haliyle söz konusu törene 22 cumhurbaşkanı ile 17 başbakan, cumhurbaşkanı yardımcısı, meclis başkanı düzeyinde katılım olacağını bildirerek, çok sayıda uluslar arası kuruluş başkanı, bakanlar, diplomatik temsilcilerin göreve başlama törenine katılacağını kaydetti.

Ülke içinden de kurumlardan farklı mesleklere ve sivil topluma kadar milletin her kesiminden temsilcileri törene davet ettiklerini anlatan Erdoğan, "Böylece yeni yönetim sistemimize geçişimizin sevincini hem dünya ile hem de halkımızla, milletin evinde paylaşmış olacağız." dedi.

"PAZARTESİ SAAT 21.00'DE KABİNEYİ AÇIKLAYACAĞIZ"

Erdoğan, aynı gün yeni yönetim mimarisini ihdas eden ilk Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni de yayınlayacaklarına işaret ederek, yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı sıfatıyla pazartesi akşamı saat 21.00'de de kabineyi açıklayıp, hemen kolları sıvayıp çalışmaya başlayacaklarını vurguladı.

Şahsının başkanlığında Mecliste milletvekilleriyle, Külliye'de bakanlarla, genel merkezde yetkili kurullarındaki arkadaşlarıyla yakın iş birliği ve dayanışma içinde ülkeyi yöneteceklerini dile getiren Erdoğan, "Böylece ülkemizi yıllardır patinaj yaptıran, sürekli krizlere, kaoslara, müdahalelere yol açan eski sistemi geride bırakarak yepyeni bir dönemin kapılarını aralamış olacağız." dedi.

"SİYASETTEKİ BÜYÜKLERİMİZ BU İŞİ BAŞARAMADILAR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"En büyük sevincim şudur; on yıllardır böyle bir yönetim sistemine geçmenin kararlılığı içinde olan siyasetteki büyüklerimiz bu işi başaramadılar. Ne kişisel ne kadrolarıyla. Ama bu işi başarmak hamdolsun AK Parti Grubuna nasip oldu. İşin sistem bazında bu değişikliği yapmaktan öte şimdi asıl olan bunun meyvelerini milletimize tattırmaktır. Bu adımı atarken de çok kararlı olacağız. Burada enaniyetin olması asla kabul edilemez. Burada biz ortak akılla, kolektif akılla hareket etmek suretiyle hedefe kilitlenecek ve neticeleri de alacağız. Bütün mesele grup toplantısında, il başkanları toplantısında söylediğimi gibi biz tevazuyu kendisine ilke edinmiş bir insanlar topluluğuyuz. Bundan taviz vermemeliyiz. Kimseye tepeden bakamayız ve tepeden bakmacı bir anlayışla da yürüyemeyiz. Bunu ayaklarımız altına alacağız ve bir kardeşler topluluğu olarak, bir davanın mensupları olarak yolumuza devam edeceğiz.

Bu hareketin içinde 'ben' olamaz. Bu hareketin içinde 'biz' var. Biz bunu, bu şekilde değerlendirerek yolumuza yürüyeceğiz. Aksi takdirde bizden öncekiler nasıl yerle yeksan olduysa bizde yerle yeksan oluruz. Kimse 'ben bakiyim' demesin, hepimiz faniyiz. Hepimiz fani olduğuna göre bizler Rabb'imin bizlere lütfettiği ömür çerçevesinde, 'baki kalan bu kubbede hoş bir sedaymış meğer' anlayışıyla yola yürüyüşümüzü devam ettireceğiz. Aksi takdirde bedelini ağır öderiz. Ve bunda da hakkımız yok."

"ÖNEMLİ BİR İMTİHAN"

Erdoğan, 26 milyon kişinin, kendilerine bir güven bağışladığını dile getirerek, bunun geçerli 50 milyon oyun içeresindeki 26 milyon olduğunu söyledi. Erdoğan, bunun önemli bir imtihan olduğunu, bu imtihanı başarıyla vermeleri gerektiğini ifade etti.

Salı günü devlet geleneğine uygun şekilde ilk yurt dışı ziyaretini, dost ve kardeş ülkeler Azerbaycan ile KKTC'ye gerçekleştireceğini açıklayan Erdoğan, günübirlik ziyaretle birlikte bu geleneği yerine getireceklerini söyledi.

Erdoğan, çarşamba günü de Brüksel'e gideceğini, NATO Zirvesi'nde Türkiye'yi temsil edeceğini, 2 günlük çalışmanın ardından yurda döneceğini anlattı.

"LAF OLSUN DİYE DEĞİL"

Daha sonra buradaki çalışmaları yoğun şekilde sürdüreceklerini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Milletimiz bizim nasıl çalıştığımızı, 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına seçildiğimiz günden beri gayet yakından görüyor, biliyor, takip ediyor. Seçimlerde gördünüz; bizlerle ilgili 'yorgun bir cumhurbaşkanı adayı' gibi yakıştırmaları yapanların hali ortada. Biz azim ve kararlılıkla bu yola devam ediyoruz. Bize yorgun yakıştırması yapanlar, bizim ne denli antrenmanlı olduğumuzdan haberleri yok. Aslında onlar zihinsel yorgunluğun içindeler. Bizler hamdolsun böyle bir durumun içinde değiliz. Çok daha güçlü şekilde, çok daha güçlenerek bu yola devam ediyoruz. Bundan sonra inşallah yeni yönetim sistemimizden aldığımız güçle daha çok çalışacak, daha etkin faaliyetler yürütecek, daha hızlı ve kesin neticeler elde edeceğiz. Seçim kampanyamız boyunca hep söylediğimiz gibi bizim hedefimiz güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye'dir. İnşallah hep birlikte, irade, erdem ve cesaretle Türkiye'yi şahlandıracağız.

Biz bu kavramlarla milletimizin karşısına, başkaları gibi laf olsun diye değil, yürekten inandığımız ve uygulamaya kararlı olduğumuz için çıktık. 2002'de 'Tek başına, iş başına' demiştik, Allah nasip etti, sözümüzü tuttuk. 2007'de 'Durmak yok yola devam' demiştik, yine mahçup olmadık. 2011'de, 'Haydi bir daha' dedik ve daha güçlü şekilde yola devam ettik. Kasım 2015'te 'İlk günkü aşkla' sözüyle milletimizin desteğini kazandık. 24 Haziran'da da yeni yönetim sistemiyle milletimizin huzurundaydık. Biz sözümüzü tuttukça milletimiz de bizi el üstünde tuttu. Hatta 15 Temmuz'da olduğu gibi yeri geldi, gövdesini bize siper etti. Böyle bir milletin hizmetkarı olmak bizim için şereflerin en büyüğüdür. Milletvekillerimizden bakanlarımıza, parti teşkilatımızdan belediyelere kadar tüm AK Parti'lilerden, bizim milletten başka gücümüz ve milletten başka sığınağımız olmadığının bilinciyle çalışmalarını bekliyorum."

"İstiklal harbine başlarken dualarla, salavatlarla, Kuran-ı Kerim'le açılan bu Meclis, o dönemde çatışmaların tüm şiddetiyle sürdüğü dönemde dahi faaliyetlerini sürdürmüştür." diyen Erdoğan, "Her ne kadar 1960 ve 1980 darbelerinde dağıtılmış olsa da Meclisimizin her zaman milletimizin umudu olmayı sürdürdüğünü görüyoruz. Hatta 15 Temmuz'da bu Meclis cesaretiyle ve dirayetiyle adeta tarih yazmıştır. Savaş uçakları tarafından bombalanıp, helikopterler tarafından taranıp, tanklar tarafından taciz edilirken dahi içeride darbecilere meydan okuyan bu Gazi Meclisi ne kadar güçlü tutarsak, millet ve devlet olarak geleceğimize o derece güvenle bakarız." ifadesini kullandı.

Türkiye'yi, milli iradenin tecelligahı olan Meclisle iş birliği içinde geliştireceklerini ve hedeflerine ulaştıracaklarını belirten Erdoğan, "İnşallah cuma günü, Allah nasip ederse, ilk toplantımızı yapmadan önce Hacı Bayram'a cuma için gideceğiz. Hacı Bayram'dan sonra dualarımızı yapacağız ve ondan sonra da ilk kabine toplantımızı gerçekleştireceğiz." bilgisini verdi.

"TBMM VE AK PARTİ GRUBUNA ÖNEMLİ GÖREVLER DÜŞÜYOR"

Yeni yönetim sisteminin ne getirdiğini anlamayan veya anlamak istemediği için Meclisi tahkir ve tahrik etmeye çalışanların, aslında demokrasiye olan inançsızlığını çok açık ortaya koyduklarının altını çizen Erdoğan, çünkü demokrasilerde yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olduğunu; yürütme görevinin dün Başbakan bugün Cumhurbaşkanı tarafından ifa edilecek olmasının, demokrasiye aykırı hiçbir yanının bulunmadığını bildirdi.

Erdoğan, "Tam tersine biz yeni sistemle, Meclisi, yürütmenin tasallutundan kurtarıp, gerçek anlamda bağımsızlığına kavuşturduk. 27. Dönem Meclisinin milletvekilleri belki her zamankinden daha çok ama aynı zamanda her zamankinden daha etkili, daha yetkili bir şekilde görevlerini yapacaklardır." dedi.

Yeni yönetim sisteminde TBMM ve AK Parti Grubuna çok önemli görevler düştüğünü ifade eden Erdoğan, "Her şeyden önce kanun çıkarma görevi, artık hükümet tasarısı da olmayacağı için tamamen milletvekillerine, yani sizlere ait bir yetkidir, bunu da özellikle bilmemiz lazım. Cumhurbaşkanlığı sadece bütçe tasarısını Meclise sunacaktır, bunu kanunlaştırma görevi yine milletvekillerinin takdirindedir." diye konuştu.

"ŞİMDİ SIRA SİZLERDE"

Erdoğan, şunları kaydetti:

"AK Partinin kurulduğu günden beri en önemli alametifarikası yaptığı reformlar olmuştur. Bizim reformlarımızın önemli bir kısmı kanun ve anayasa değişikliği gerektirdiği için en çok milletvekillerimiz çalışmış, gayret göstermiş, mücadele vermiştir.

'Kamil odur ki koca dünyada bir eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.' Meclis çatısı altında görev yapan her arkadaşımın gayesi, işte bu olmuştur. Yeni dönemde her alandaki reformlarımızı kesintisiz bir şekilde sürdüreceğiz. Yeni yönetim sistemimiz reform ihtiyacını daha da artıracaktır. Dolayısıyla sizleri hem komisyonlarda hem de genel kurulda çok önemli gayretler, çok büyük mücadeleler bekliyor. Bu grubun geçmişte başardıklarını şöyle bir gözümün önüne getirdiğimde, yeni dönemde çıtayı çok daha yükseğe çıkaracağından ben şüphe duymuyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır." atasözünü hatırlatarak, "Hepimiz faniyiz. Önemli olan bu diyardan gittiğimizde geride ne bıraktığımızdır. Sizlerden önce bu sıralarda oturanlar, geride gerçekten çok önemli eserler bıraktılar. Şimdi sıra sizlerde. Ben, hepinize güveniyorum, inanıyorum. İnşallah milletimize verdiğimiz diğer sözlerle birlikte güçlü meclis taahhüdümüzü de hep birlikte hakkıyla yerine getireceğimize inanıyorum. Mecliste yapacağımız çalışmaların şimdiden hayırlı olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.

Önümüzdeki dönemde de en çok vesayete ve darbeye karşı dikkatli olacaklarını ifade eden Erdoğan, "İster içeriden gelsin ister dışarıdan milli iradeye gölge düşürecek, milletimizin emanetine halel getirecek hiçbir dayatmaya rıza göstermeyeceğiz, gerekirse kendimizi ortaya koyacağız ama ülkemizi böyle bir zillete maruz bırakmayacağız." diye konuştu.

Erdoğan, her şeyden önce terör örgütleriyle mücadelenin amansız şekilde sürdürüleceğini vurguladı.

Bölücü terör örgütünün yurt içindeki yapılanmasının adeta belinin kırıldığının altını çizen Erdoğan, yeni güvenlik konsepti gereği artık saldırıları Türkiye sınırları içinde beklemediklerini, tehditleri kaynağında yok etiklerini dile getirdi.

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla ülke sınırları boyunca oluşturulmaya çalışılan terör zincirini pek çok yerinden kırdıklarını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Münbiç'te ABD ile vardığımız anlaşmayı adım adım hayata geçiriyoruz. Bu bölgeyi teröristlerden tamamen temizleyene kadar durmayacağız. Bir süredir sessiz sedasız bir şekilde bölücü terör örgütünün ana karargahı olan Kandil ile ülkemiz toprakları arasındaki bölgeyi de temizliyoruz. Bu operasyonda çok önemli mesafe katettik. 1980'li yıllardan beri terör örgütünün cirit attığı yerlerin önemli bir kısmı artık ülkemizin denetimi, kontrolü altındadır. Kandil'i ve gerekirse Sincar'ı terör örgütünden temizleyene kadar bu operasyonumuz devam edecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Irak hükümetinin hem de Kuzey Irak yönetiminin bölücü terör örgütünden bıktığı ve usandığının anlaşıldığını söyledi.

Yapılan görüşmelerde bunun görüldüğünü belirten Erdoğan, Türkiye'nin operasyonunun, orta vadede Irak devletinin toprak bütünlüğünün ve egemenlik haklarının gerçek anlamda sağlanmasına katkıda bulunacağını anlattı. 

Suriye'de Tel Abyad'dan Kamışlı'ya kadar olan bölgeyi terör örgütünden temizlemekte kararlı olduklarını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bölgede uzun süredir terör örgütüne destek veren güçlerin, Türkiye'nin bu kararlılığını anladığını ve uzlaşma yollarını aradıklarını görüyoruz. Yakında bu konuda da önemli gelişmeler bekliyoruz. Bölücü terör örgütü sahada köşeye sıkıştıkça siyasi alandaki manevralarla ve sivilleri hedef alan vahşetiyle kendine alan açmaya çalışıyor. Kendi güdümündeki siyasi partiyi her alanda güçlü tutmak bölücü örgütün en önemli hedefidir. Ana muhalefet partisi, bölücü terör örgütünün bu siyasi manevrasına bize göre meşruiyeti sorunlu olan bir partiyi tam anlamıyla taşıma oylarla Meclise sokarak bir anlamda destek vermiştir. 

Türkiye'nin milli güvenliğini ilgilendiren bu tür meselelere partilerin kendi iç işleri olarak bakamayız. Terör örgütünün yeniden sivilleri infaza yönelmesinin gerisindeki en önemli saik, kendi güdümündeki partiye sağladığı bu destektir. Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın hiçbir yerinde terör örgütleriyle iltisaklı siyasi yapılara müsamaha gösterilmez. Buradan bir kez daha CHP'yi bölücü terör örgütünün güdümündeki parti ile ilişkisini gözden geçirmeye ve tercihini milletten yana kullanmaya davet ediyorum."

FETÖ İLE MÜCADELE 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında FETÖ ile mücadeleye de değindi. Mücadelenin kesintisiz ve kararlı şekilde devam ettiğini belirten Erdoğan, FETÖ davaları yakından takip ettiklerini söyledi.

Bu davaların büyük bir bölümünün yıl sonuna kadar tamamlanacağının anlaşıldığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Temyiz aşamalarının da bitmesiyle mahkumiyet alan FETÖ mensubu teröristler ülkemiz ve milletimize yaptıkları ihanetin bedelini, ömürlerini dört duvar arasında tamamlayarak ödeyeceklerdir. Sadece ülkemizin değil belki de dünyanın en sinsi terör örgütü olan bu ihanet çetesiyle mücadelenin öyle kolay olmadığını özellikle belirtmek isterim. Bu yapı kendi gerçek militanlarını gizlemek için çok sayıda insanı kalkan olarak kullanmaktan çekinmemiştir. Adli boyutuyla hakim ve savcılarımız, idari boyutuyla olağanüstü hal işlemlerini inceleme komisyonu titiz bir çalışmayla suçluları ve masumları ayırt etmenin gayreti içindedir. 

Yargıda suçlu bulunanlar ceza alırken masumlar beraat ediyor. Komisyonumuz da kamu görevlileriyle ilgili işlemleri inceleyerek isabetli görmediği ihraçlarla ilgili göreve iade kararı veriyor. Bu çerçevede attığımız bir adım daha var, bunun altını çiziyorum; FETÖ ile mücadele kapsamında tutuklanan ve mahkum olanlar ile ihraç edilenlerin bir kısmının eş, çocuk, anne ve babalarının pasaportlarına idari işlemle ihtiyaten tahdit konmuştu. 15 Temmuz'dan sonra FETÖ mensupları aileleriyle birlikte yurt dışına kaçmaya başlamıştı. Bu durumu engellemek için alınan tedbirlerden biri de pasaport tahdidiydi. Artık soruşturmalar ve davalar belli bir aşamaya geldiği için 181 bin 500 kişiyle ilgili pasaport tahdidi şayet mani bir hal yoksa birkaç gün içinde kaldırılacak. Böylece yakınlarının suçlarından dolayı pasaport alamayan vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermiş oluyoruz. Mahkeme kararı ile konan tahditler bu kapsamın dışındadır. Bu tür tahditler ancak yine mahkeme kararıyla kaldırılabiliyor." 

Erdoğan, FETÖ'nün, dünyanın dört bir yanında Türkiye aleyhinde yürüttüğü faaliyetleri adım adım takip ettiklerini bildirdi. 

Kaçarak kurtulduklarını sanan FETÖ üyelerini de birer ikişer Türkiye'ye getirerek adaletin karşısına çıkardıklarını dile getiren Erdoğan, Türkiye'ye çok ağır sosyal, siyasi ve ekonomik maliyeti olan FETÖ'nün kökünü kazıyana kadar bu mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.

Yeni yönetim sisteminin, mücadeleyi daha etkin yürütme konusunda kendilerine çok önemli imkanlar sağladığına işaret eden Erdoğan, "Hala kendini gizlediğini sanarak sağda solda faaliyet yürüten veya yeniden harekete geçmek üzere sinsice bekleyen FETÖ'cüler olduğunu biliyoruz. Milletimiz müsterih olsun. Nerede olurlarsa olsunlar bunların hepsini de birer birer tespit edecek ve gereğini yapacağız." dedi.      

"EKONOMİDEKİ YAPISAL SORUNLARIMIZI ÇÖZEREK ÇOK DAHA İLERİ BİR SEVİYEYE ULAŞACAĞIZ" 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonominin, terörle mücadeleyle birlikte yeni dönemdeki öncelikleri arasında yer aldığını da belirtti. 

"Yapısal sorunları reformlarla çözerek, kasıtlı olarak kurulan tuzakları birer birer bozarak, ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmekte kararlıyız." ifadesini kullanan Erdoğan, millete verdikleri bu sözü tutmak için bu yola baş koyduklarını söyledi.

Siyasi bağımsızlığın, savunma sanayisini geliştirmenin yanı sıra ekonomik bağımsızlıktan geçtiğini çok iyi bildiklerini vurgulayan Erdoğan, "Dün IMF ile yolları ayırarak bu konuda önemli bir adım attık. İnşallah bu dönemde cari açık, enflasyon, faiz başta olmak üzere ekonomideki yapısal sorunlarımızı çözerek, çok daha ileri bir seviyeye ulaşacağız. Üretimi, ihracatı ve istihdamı arttırmak için gereken her tedbiri alacak, her uygulamayı devreye sokacağız." diye konuştu. 

Aynı şekilde Avrupa Birliği ile ilişkileri hakkaniyete dayalı bir çizgiye oturtmak için gayret göstereceklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: 

"Rusya ile ilişkilerimiz adeta katlanarak gelişiyor. Orta Asya ile ilişkilerimizde yeni bir atılım dönemindeyiz. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan ile zaten çok yakın iş birliği içindeyiz. Özbekistan ile yeni bir dönemin perdelerini açtık. Kırgızistan ile ilişkilerimiz de hassasiyetlerimize kulak verildiği sürece hızla ilerleyebilecek bir yerde duruyor. Üçüncü bin yılın yükselen yıldızı olarak kabul edilen Afrika'nın her köşesini adeta hallaç pamuğu gibi atıyoruz. Afrika'yı her düzeyde ve her fırsatta ziyaret ederek siyasi, insani ve ekonomik ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Güney Amerika'yı yeni açılım alanımız olarak belirlemiştik. 

Dünyanın ekonomik devi olan Çin, siyasi alanda da giderek güçleniyor. En büyük ekonomik ortaklarımızdan biri olan Çin ile iş birliği potansiyelimizi geliştirmek için her türlü gayreti gösteriyoruz. Nitekim şu anda yaklaşık 26 milyar dolar civarında olan ticaret hacmimizi çok daha farklı rakamlara inşallah kavuşturacağız. Kadim tarihi ilişkilerimizin de bulunduğu Güney Asya, asla ihmal edemeyeceğimiz bir coğrafyadır. Kafkasya'yı, Balkanlar'ı, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yı adeta canımızdan bir parça olarak kabul ediyoruz. Velhasıl yakın uzak demeden dünyanın her köşesiyle sadece siyasi ve ekonomik olarak değil, çok güçlü insani ilişkiler de kurmak için elimizdeki tüm imkanları kullanıyoruz." 

Cumhurbaşkanı Erdoğan TİKA, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Yunus Emre Enstitüsü, AFAD, Kızılay, Türkiye Maarif Vakfı gibi kurumlar ve çok sayıda sivil toplum kuruluşuyla dünyanın her yerinde varlık gösterdiklerini söyledi. 

Erdoğan, "Türkiye'nin geçtiğimiz yıl dünyanın en çok insani yardım yapan ülkesi konumuna gelmesi paramızın bolluğundan değil, gönlümüzün zenginliğindendir. Bu işler için tahsis ettiğimiz kaynakla, inanın bana ülkemizin içinde kaybettiğimiz veya ertelediğimiz hiçbir şey yok ama dünyada kazandığımız çok şey var. Önümüzdeki dönemde bu çalışmaları çok daha iyi bir koordinasyonla çok daha verimli bir şekilde sürdüreceğiz." dedi. 

AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nın başında milletvekilleri birbirlerini tebrik etti.

Kaynak:HÜR24 Haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.