Erken doğum riskleri
Erken doğum, hamileliğin tahmini bitiş tarihinden üç haftadan daha önce gerçekleşen bir doğum türüdür. Peki, erken doğumun riskleri var mıdır? Varsa bu riskler nelerdir? Çakmak Erdem Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Gülçin Demirdöven, bu soruları sizler için cevapladı.
Gebeliğin 37. haftasından önce, yani henüz rahim dışında yaşamak için yeterli olgunluğa ulaşmamış bir bebeğin istenmeyen şekilde dünyaya gelmesine "erken doğum" adı verilir. Gebeliğin 20. haftasından önce gerçekleşen doğumlara ise "düşük" adı verilir. Tüm gebelikler içinde yaklaşık %10 oranında gözlenir. Yenidoğan ölümlerinin veya problemlerinin başta gelen sebebinin erken doğum olduğunu söyleyen Op. Dr. Gülçin Demirdöven, açıklamalarına şöyle devam etti: “Prematüre bebeklerin en önemli sorunu, akciğer gelişimlerindeki yetersizliktir. Bu sorun yüzünden erken doğan bebekler solunum zorluğu yaşarlar. Ayrıca bebek ne kadar erken dünyaya gelmişse, santral sinir sistemi ile ilgili sorun riski de o kadar fazladır. Erken doğum ile dünyaya gelen bebeklerin yaşama ilişkin riskleri, gebelik haftası ilerledikçe azalır. Son yıllarda prematüre bebek bakımındaki gelişmeler de oldukça fazladır ve çok erken doğmuş bebeklerin bile yaşam şansları giderek artmaktadır. Erken doğumun sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
Bebeğe ait nedenler arasında en başta;
• Çoğul gebelik,
• Bebeğin eşinin (plasentanın) erken ayrılması,
• Bebeğin içinde bulunduğu suyun fazlalığı,
• Bebeğin içinde bulunduğu suyun azlığı söz konusu olabilir.
Anneye ait nedenler arasında ise;
• 17 yaş altında ve 34 yaş üzerinde gebe kalma,
• Gebelikte tansiyon yükselmesi,
• Boya göre aşırı kilolu ya da aşırı zayıf olma,
• Alt genital sistemdeki enfeksiyonlar,
• Gebelikteki değişik sebeplere bağlı kanamalar,
• Rahim anomalileri,
• Sık aralıklı gebelikler,
• Annenin akciğer, kalp, böbrek, karaciğer gibi değişik sistemik hastalıkları olması,
• Kansızlık,
• Ağır beslenme yetersizliği,
• Sigara ve alkol kullanımı,
• Ruhsal bunalımlar,
• Yaşanan yoğun stres ve üzüntüler,
• Ağır çalışma koşulları sayılabilir.
Ancak bazen de bulunabilir hiçbir sebep olmadan da erken doğum ortaya çıkabilmektedir. Önceki gebeliklerinde erken doğum riski yaşamış olan gebelerin, bu gebeliklerinde de belirgin risk altında olduklarını bilmeleri gerekir.”
HER 10 DAKİKADA 2 KASILMA ERKEN DOĞUM BELİRTİSİ OLABİLİR
Erken doğumu engellemede başarının, erken saptanmasına bağlı olduğunu söyleyen Op. Dr. Demirdöven, erken doğum belirtileri hakkında şunları söyledi: “Özellikle sertleşmeler belirli aralıklarla tekrarlayan şekilde ise önemlidir. Başlangıçta rahatsızlık hissi uyandırmayacak şekilde ağrısızdırlar. Saatte 3-4’den fazla sayıda olduklarında mutlaka doktorunuza bilgi vermelisiniz. Diğer belirtiler; kasık bölgelerinde adet sancısına benzer kramp tarzı ağrılar, alt sırt veya bel bölgesinde ağrılar, vajinal lekelenme veya kanama, vajinal akıntıda sulu bir artış, aşağıya doğru baskı hissi. Erken doğum eyleminin tanısı, kesin olarak rahim kasılmalarının saptanması ile konur. Gebeliğin 37. haftasından önce, en az yarım saatlik bir gözlemde her 10 dakikada bir 2 kasılmanın elle saptanması tanı koydurucudur. Kasılmalar eğer elle saptanamıyor ya da emin olunamıyorsa, NST ile rahatlıkla saptanabilir.”
ACİL DOĞUM GEREKTİREN DURUMLAR DIŞINDA ERKEN DOĞUM GECİKTİRİLEBİLİR
Demirdöven, gebelerde erken doğum riski saptandığı takdirde yapılması gerekenler ile ilgili: “Gebe yatak istirahatine alınmalı ve sıvı alımı artırılmalıdır. Ardından erken doğum eylemine sebep olabilecek herhangi bir faktörün olup olmadığı araştırılmalı ve eğer saptanırsa bir an önce tedavi edilmelidir. Acil doğum gerektiren bazı durumlar dışında tıbbi tedavi ile erken doğum eyleminin durdurulması veya geciktirilmesi mümkündür. Buna yönelik olarak kasılmalarının durdurulması amacıyla çeşitli tedavi yöntemleri ve eğer gerek görülürse bebeğin akciğer olgunlaşmasını sağlayıcı ilaçlar gebeyi takip eden hekim tarafından uygulanır.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.