"FETÖ'yle mücadelede kurunun yanında yaş da yandı"
15 Temmuz darbe girişiminin ardından tutuklamalar, ihraçlar ve güvenlik soruşturmalarının toplumun ciddi bir kesimini mağdur ettiği söylen Sosyolog İsmail Soyvural, yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi gerektiğini belirtti.
15 Temmuz 2016'da FETÖ tarafından ABD’nin desteğiyle gerçekleştirilen ve 250 kişinin katledildiği, 2 bin 740 kişinin ise yaralandığı darbe girişiminin ardından tutuklamalar, ihraçlar ve güvenlik soruşturmalarından dolayı birçok vatandaşın mağdur edildiğine dikkat çeken Sosyolog İsmail Soyvural, İLKHA’ya açıklamalarda bulundu.
FETÖ’nün herhangi bir kurumunda kendi ekmeği için temizlikçi olarak çalışmış, öğrenci yurtlarında bir süreliğine kalmış insanların dahi her türlü haktan mahrum bırakılması, memuriyetlerine son verilmesi, terör damgası yemesinin kabul edilir bir durum olmadığını belirten Soyvural, FETÖ ile yanlış mücadele politikasının adalet duygusunu zedelediğini ifade etti.
Soyvural, "Darbe girişimi sonucu ortaya çıkmış olağanüstü hal dönemindeki uygulamalardan söz ediyoruz ki bu uygulamaların çok adilane ve sapla samanı karıştırmadan yapıldığını söylemek mümkün değildir. Masum birçok insanın FETÖ denilen yapıyla ilişkisi olmayan birçok insanın, kurunun yanında yaşın da yandığını biliyoruz. Hem toplumda tanıdığımız hem de medyada okuduğumuz izlediğimiz kadarıyla birçok masum insanın bu tür uygulamalar nedeniyle mağdur edildiğini fakat bu mağduriyetlerinin giderilmesinin bu mağduriyetler kadar hızlı olmadığını da görüyoruz." dedi.
"Mağduriyetler insanların adalete olan güvenini sarsar"
Mağdur olmuş insanların mağduriyetlerinin çok geç giderildiğine dikkat çeken Soyvural, "Görevden alınmış, cezaevlerine konulmuş birçok insanın mağduriyetlerinin giderilmesi çok daha yavaş, çok daha geç işleyen bir süreç sonucunda adaletin yerini bulduğunu görüyoruz. Bir kalemde görevden alınmış bir insanın yıllar sonra, işine geri dönebildiğini veya çok uzun bir yargılama sonucu masum olduğu tespit edilip cezaevlerinden çıktığını bildiğimiz insanlar var. Bu mağduriyetler, insanların adalete olan güvenini hem sarsar hem de toplumsal yaralar açar. Bu toplumsal yaralar ailelerin bölünmeleri, ailelerin çocuklarının mağduriyeti ile çok derin yaralara sebep olur. Onun için bu tür uygulamaların çok adil, hukuk çerçevesinde yapıldığını söyleyemeyiz. Gözlemlediğimiz ve gördüğümüz kadarıyla mağduriyetler çok." ifadelerini kullandı.
"FETÖ dediğimiz olgu 40 yıldır var olan bir yapı"
FETÖ ile yanlış mücadele politikasının adalet duygusunu zedelediğini ifade eden Soyvural, konuşmasının devamında şunları söyledi: "FETÖ dediğimiz olgunun 15 Temmuz'la var olduğunu kimse iddia edemez. 40 yıldır var olan ve yasal düzlemde faaliyet gösteren bir yapının, eğitim kurumlarından tutun her türlü kurum ve kuruluşunun olduğunu bildiğimiz bir yapı. Bu yapının eğitim kurumlarında ve birçok farklı sektöründe çalışan insanlar olmuştur. Bunların bir kısmının FETÖ denilen yapıyla ilişkili, organik bağı olmuş olabilir. Fakat o insanların hepsinin örgütsel bir konumunun olduğunu iddia etmek doğru değildir. Dershanede temizlikçi olarak çalışmış veya başka bir kuruluşunda ekmek parası için çalışmış birçok insan örgütle ilişkilendirilerek maddi ve manevi mağduriyetlere maruz kalmıştı. İşinden ayrılan cezaevlerine girip yıllarca yargılama sonucunu bekleyen insanlar olmuştur. Bu hukuki ve adil değildir."
"O herkese lazım olan adalet bir şekilde insanların mağduriyetine sebep oluyor"
Adalet olgusunun herkese lazım olduğunu belirten Soyvural, "Bu yapıyla bağlantılı olan insanların tespitinin ve bunların yargılamasının çok uzun, çok detaylı, çok hassas bir şekilde yapılması gerektiğini herkes kabul edecektir. Fakat bunu böyle yapılmadığını müşahede ediyoruz. Bunun sonucunda da maalesef bahsettiğiniz gibi masum insanların mağdur edildiğini duyuyor, görüyoruz. Adalet dediğimiz şey, sloganik bir şekilde herkesin kullandığı, herkese lazım olduğunu iddia edildiği bir kavramdır. Yani hepimiz söylüyoruz; adalet herkese lazımdır. O herkese lazım olan adalet kavramı bir şekilde insanların mağduriyetine sebep oluyorsa yani bunun bir hukuk sistemi içerisinde insanların yargılanması, insanların suçlu olup olmadıklarına bir süreçten geçmeleri bir olguysa ve bunlarla ilgili yanlış yapılıyorsa evet, adalet olgusuna insanların şüpheyle bakması ve hatta güvenmemesi sonucunu ortaya çıkması kaçınılmazdır." şeklinde konuştu. (İLKHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.